• DOLAR 32.37
  • EURO 34.974
  • ALTIN 2325.24
  • ...
Cevher Dudayev Şehid Oldu
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DOĞRUHABER / TARİHTE BUGÜN / 21 NİSAN

GÜNÜN AYETİ
“Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözetleyicidir.” (Nisa suresi 1. ayetin meali)

GÜNÜN HADİSİ
“Allah'a, sanki görüyormuş gibi kulluk yap! Zira sen O'nu görmesen de O seni görür!” (Ebu Nuaym)

GÜNÜN SÖZÜ
“Münafık kişi etrafına bakar, kimsenin kendisini görmediğini sandığında kötülüğe dalar. O ancak insanlara bakar, Allah'a aldırmaz!” (Firkad es-Senci)

TARİHTE BUGÜN / 21 NİSAN 

1821: Sadrazam Benderli Ali Paşa görevinden ayrıldı ve 30 nisan'da idam edildi. Benderli Ali Paşa padişah emri ile idam edildiği bilinen 44. son sadrazamdır

1927: İstanbul'da son üç buçuk ayda 180 kişinin intihar ettiği açıklandı.

1930: Amerika'nın 15. büyük şehri Columbus'da bir hapishanede çıkan yangında 320 kişi öldü.

1938: Pakistanlı İslam alimi, şair, filozof ve politikacı Muhammed İkbal vefat etti. Şiirleri çağdaş Urdu ve Fars edebiyatının en önemli yapıtlarındadır. Allâme İkbal olarak da bilinir. Hindistan'daki müslümanların bağımsızlık mücadelesini ilk defa dile getiren kişidir.

1944: Fransa'da kadınlar oy kullanma hakkını elde etti

1963: 'Genç Kemalistler Ordusu' adlı bir örgüte bağlı beş subay tutuklandı.

1967: Yunanistan'da darbe yapıldı. Albaylar cuntası yönetime el koydu, yedi yıl sürecek olan askeri rejim başladı.

1990: Anayasa Mahkemesi hükümeti uyardı. Çok sayıda kanun hükmünde kararname çıkartılmasının parlamentonun işlerliğini engelleyebileceği bildirdi.

1996: Çeçenistan devlet başkanı ve Çeçen cihadının komutanlarından Cevher Dudayev şehid oldu.

2009: Uyuşturucu kartelleri arasında kanlı çatışmaların yaşandığı Meksika'daki bir uyuşturucu karteli, üyelerine “içki içmemeleri, uyuşturucu kullanmamaları ve düzgün bir aile hayatı yaşamaları” çağrısında bulundu. Polis yetkilileri, “The Family” adlı kartelin, grubu iyi yönetmek kaygısıyla bu uyarıda bulunduğunu açıkladı. Uyuşturucu satımını kartelleşerek yapan bir örgütün, elemanlarını daha iyi yönetebilmek için "İçki içmeyin, uyuşturucu kullanmayın" talimat vermesi tarihe geçecek garipliklerden biri...

2012 Pakistan'da Bir Yolcu Uçağı Başkent İslamabad'da İnişe Geçtiği Sırada Kötü Hava Koşulları Nedeniyle Düştü.

Kazada  Uçakta Bulunan 118 Yolcuyla Birlikte 9 Kişilik Mürettebattan Kurtulan Olmadı.

Pakistan'da 2010 Yılı Temmuz Ayında Da Bir Yolcu Uçağı Düşmüş, 152 Kişi Hayatını Kaybetmişti.

MERCEK

21 Nisan 1967: Yunanistan'da darbe yapıldı. Albaylar cuntası yönetime el koydu, yedi yıl sürecek olan askeri rejim başladı.

Yunanistan'da Askeri yönetim, 21 Nisan 1967 sabahı yapılan darbeyle başladı. Darbe Yunan Ordusu'ndan bir grup albay tarafından yapılmıştı. Askeri yönetim 1974 yılının temmuz ayında sona erdi.

Haziran 1963'te Kral Paulos'la çeşitli konularda anlaşmazlığa düşen Konstantinos Karamanlis'in istifa ederek ülkeden ayrılmasından sonra Yunanistan'da yeni bir siyasi dönem başladı. Kasım 1963'teki seçimlerin ardından kurduğu hükümetle güvenoyu alamayan Georgios Papandreu, (Corcios Papandreu)  Şubat 1964'te yeterli bir çoğunluk elde ederek hükümetin başına geçti. Yeni hükümetin giriştiği reformlar çok geçmeden tutucu çevrelerin tepkisine yol açtı. Paulos'un ölümüyle Mart 1964'te tahta çıkmış olan oğlu II. Konstantinos, orduya solcuların sızmasına göz yumduğu gerekçesiyle Temmuz 1965'te Georgios Papandreou'yu görevden aldı. Kralın bu tutumu büyük ölçüde Merkez Birliği'nin sol kanadına dayanarak önemli görevlere yükselen Georgios Papandreou'nun oğlu Andreas Papandreu'nun girişimlerinden kaynaklanıyordu. Birbirini izleyen kararsız hükümetler dönemi ülkedeki siyasal bunalımı daha da derinleştirdi. Sonunda seçime gitmek üzere oluşturulan geçici hükümet Nisan 1967'de bir askeri darbeyle devrildi.

Darbeden sonra kralın ısrarıyla Yüksek Mahkeme başsavcısı Konstantin Kolyas'ın başbakan olarak yer aldığı hükümette kilit mevkiler darbeci komutanların eline geçti. İzleyen dönemde geniş çaplı siyasal tutuklamalara gidilerek katı bir sansür kondu ve anayasal haklar askıya alındı. Rejimi yıkmaya çalışmaktan yargılanan Andreas Papandreou 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1967 sonbaharında ordu, bürokrasi ve eğitim kurumlarında büyük çaplı bir tasfiye hareketi başladı. Aralık ayında silahlı kuvvetleri ve halkı cuntayı devirmeye çağıran kral, girişiminin boşa çıkması üzerine Roma'ya kaçmak zorunda kaldı. Cuntanın buna gösterdiği tepki General Georgios Zoitakis'i naipliğe, Albay Yorgo Papadopulos'u da başbakanlığa getirmek oldu. Bu arada siyasal tutuklular için çıkarılan afla serbest bırakılan Andreas Papandreou ülkeden ayrıldı. Göz hapsine alınan babası ise Kasım 1968'de öldü.

Güdümlü bir halkoylaması sonunda Eylül 1968'de yürürlüğe koyduğu göstermelik anayasayı bile uygulamayan cunta, özellikle Avrupa'da yaygın bir diplomatik baskıyla karşı karşıya geldi. Öte yandan yurtdışındaki siyasi sürgünlerin örgütlediği güçlü bir muhalefet ortaya çıktı. Mart 1972'de Zoitakis'in yerine geçen Papadopulos, cuntanın Haziran 1973'te monarşiye son vermesinden sonra cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi ve sivil yönetime dönüş hazırlıklarını başlattı.

Yunanistan Cuntasının görünen lideri 48 yaşındaki Albay Yorgo Papadopulos... Görünmeyen bir diğer lider ise Yuannidis idi.

Yuannidis de darbe arkadaşları gibi genç bir subaydı. 41 yaşındaydı. Yunan tarihine Albaylar Cuntası diye geçecek olan askeri darbenin gölge diktatörüydü. Yunan ordusunda askeri güvenlik ve istihbaratın başkanıydı.

Yunanistan'da asker darbe yapınca, başta medya ve gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, fikir adamları... sağcısıyla solcusuyla muhalefeti örgütleyerek darbe karşıtlığı yaptılar. Askeri cuntanın sonunu getiren asıl faktör de bu olmuştu. Türkiye'de askeri pohpohlayan ve alkış tutan postal yalayıcılarının aksine, topluma sorumluluğu olan aydınlar ve her meslek grubundan insanlar gerek Yunanistan dışında sürgünde gerekse içerde örgütlendiler. Nihayet Türkiye'nin Girne`ye asker çıkartmaya başladığı 20 Temmuz 1974'den cunta çatırdamaya başladı.

Askerler sivil bir direnişe daha fazla dayanamayarak cunta yönetiminden indirildiler. 19 cuntacı derhal tutuklandı. Mahkemeler kuruldu ve vatana ihanetten 1975`de idama mahkum oldular. Ama Başbakan Konstantin Karamanlis, cuntacıların idam edilip kahraman olmasını istemiyordu. ‘Demokrasi intikam almaz, sadece geçmişi hatırlar` diyerek idamları durdurdu ve cezalar ömür boyu hapse çevrildi. Ve 19 cuntacı Koridalos`taki zindan hayatlarına başladılar. Yıllar geçtikçe, bazıları hastalandı bazıları da pişman olduklarını söylediler. Cuntacıların on beşi 1990`ların başında Yunan halkından özür dileyince sağlık nedenleriyle serbest bırakıldılar. Sonunda af dilemeyen 4 cuntacı... Yorgo Papadopulos, kardeşi Konstantinos Papadopulos, Dimitri Yuannidis ve Nikos Dertilis, Koridalos`ta kaldı. Dört cuntacı aynı koridora bakan yan yana hücrelerde yaşadılar. Sabah demir parmaklıklar açılıp dışarı çıktıklarında aynı koridorda volta attılar ve hapishane avlusuna sıkışmış küçücük, 50 metrekarelik bahçede çiçekleriyle uğraştılar. Ama tam 22 yıl boyunca bir gün bile Papadopulos, Yuannidis`e ‘merhaba` demedi. 1999`da öldüğü zaman da hala Yuannidis`e küstü. 1967`deki darbe sonrası... Beş günde on bin kişiyi tutuklatan... Altı bin rejim karşıtını Ege`de bir kayalığa süren Papadopulos öldüğünde yirmi beş yıldır demir parmaklıkların ardındaydı ve aylardır da bitkisel hayattaydı. Papadopulos`un ölümüyle hapiste kalan üç cunta lideri de cezasını çekmeye devam etti.

*************************************************************************************
21 Nisan 1996: Çeçenistan devlet başkanı ve Çeçen cihadının komutanlarından Cevher Dudayev şehid oldu.

Dudayev 1944 yılının ocak ayında dünyaya geldi. On üç kardeşin en küçüğü idi. Doğum gününü kendisi de tam olarak bilmiyordu. Çeçen sürgünü sırasında kundakta bir bebekmiş. Buna göre 1943 yılı sonu ya da 1944 yılı başlarında doğmuş olsa gerek. Doğumu ikinci dünya savaşının bitimine rastladı. Gözlerini dünyaya açtığında yokluk, kıtlık ve sefalete merhaba demişti. Dudayev`in dünyaya gelişi sırasındaki yokluk ve sefalet sürprizine, bir de sürgün sürprizi ekleniyordu. Ruslar, İkinci dünya savaşında Alman işgaline uğrayan Kırım ve Kuzey Kafkasya`nın batısındaki yenilgilere suçlu arıyordu. Çeçenler, Kırım Tatarları, Karaçay ve Balkar halkları Ruslara yardım etmekle suçlanıp sürgüne yollandılar. Alman işgali altına girmeyen Çeçenistan ve Çeçen halkının, Almanlara nasıl işbirliği yaparak Rusya`ya ihanet ettiği bir türlü anlaşılamadıysa da, Çeçen halkı sürgünden kurtulamadı. Bu sürgünle Rus yönetimi, yüzlerce yıldır kin beslediği Çeçen halkını, fırsat bu fırsattır diyerek tarih ve coğrafya sahnesinden silmeye teşebbüs etmişti.

21 Şubat 1944 tarihinde Çeçen halkı top yekun olarak, 24 saat içinde elverişsiz şartlar altında ülkesini terke zorlandı. 850 bin Çeçen sürgün edildi. Bu sürgün sırasında Çeçen halkının yarıya yakını hayatını kaybetti.

Cevher Dudayev, suçlu (!) olarak dünyaya geldi. Sürgün kararı verildiğinde yaklaşık 40 günlük bir bebekti. Annesinin kucağında sürgüne giden, belki de en küçük Çeçendi.

Sağlam bünyeli insanların dayanamadığı kış şartlarına, mucizevî bir şekilde direnen küçük Cevher, sağ salim Kazakistan`a ulaşıyordu.

Dudayev Kazakistan'ın Çimkent şehrinde 13 yıl yaşadı. O, anne ve babasının anlattığı Çeçenistan`ı hep rüyasında görerek büyüdü. Kanlı diktatör Stalin`in ölümünden sonra Rus yönetimi, Çeçenlerin haksızlığa uğradığını kabul edip geri dönüşlerini serbest bıraktı.

1957 yılında gerçekleşen bu geri dönüş kervanına, Dudayev ve ailesi de katıldı. Dudayev ve ailesi, onlar sürgündeyken evlerine yerleşen Rusları, kazma ve küreklerle kovarak evlerine yeniden sahip oldular.

Çok zeki bir çocuk olan Dudayev, sınavlarını başarıyla verdiği Tambov Hava Harp Okuluna kaydoldu. Okulu başarıyla bitiren Cevher Dudayev, Sovyet ordusunda genç bir savaş uçağı pilotu olarak görev aldı.

Mesleğindeki başarısı ve dürüstlüğü ona hızla yükselme kapılarını açtı. Dudayev, kendisi gibi havacı bir Rus subayının kızı olan ve ona daha sonraki çileli yolunda hayat arkadaşı olacak Alla Dudayeva ile evlendi.

1989 yıllarına gelindiğinde, Sovyet sistemi çatırdamaya başlamıştı. Gorbaçov`un uyguladığı Glasnost ve Prestroyka politikaları Komünizme gün saydırıyordu.

1991 yılının Aralık ayında beklenen son gerçekleşti. Komünizm çökmüştü. Komünizmin sancılı çöküşü öncesinde Dudayev, Tuğgeneral rütbesiyle Estonya`da görev yapıyordu.

Estonya`da görev yaptığı sırada, stadyumdaki bir tören anında Estonyalı gençler, Eston bayrağı açarak bağımsızlık gösterisi yaptılar. Dudayev bu gösteriye sempatiyle baktı.
Ardından Estonya`da başlayan bağımsızlık yanlısı gösterilere müdahale etmesi talimatını dinlemeyerek “Asi General” adını aldı.
Bu sırada kendi ülkesi Çeçenistan'da da hareketli günler yaşanıyordu. Zelimhan Yandarbiyev önderliğinde kurulan Çeçen Halk Kongresi hareketi Sovyet kalıntısı yönetimi sarsıyordu.

Dudayev, Zelimhan Yandarviyev`in davetine düşünmeden evet dedi. Sovyet ordusundan ayrılan Dudayev için yeni bir dönem başlıyordu. Çeçen Halk Kongresi 6 Eylül 1991 yılında Dudayev`in başkanlığında Çeçenistan`ın bağımsızlığını ilan etti. 27 Kasım 1991 yılında yapılan seçimde de halkın yüzde doksanından fazlasının oyunu alan Dudayev Çeçenistan`ın devlet başkanlığına seçildi.

Rusya Federasyonuna dahil olmadan, yolunu bağımsızlıktan yana çeviren Çeçen halkının iradesine karşı, Rus yönetimi iyi şeyler düşünmüyordu. Rus yönetimi, Çeçen halkının bağımsızlık talebine karşı sert çıktı. Çeçenistan'ı tehdit ederek kanlı bir müdahale sinyali verdi. Dudayev, bilinenlerin aksine Rus yönetimiyle savaşmak istemiyordu. Savaşın Çeçen halkına vereceği zararın farkındaydı. Dudayev, dönemin Çerkes asıllı Adalet Bakanı Kalmuk Yura`nın arabuluculuğunu kabul ederek onunla görüştü. Bu görüşmede savaş olmadan Rus yönetimiyle anlaşmaya varılabileceğini bile söyledi.

Kalmuk Yura bu öneriyi devrin başbakanı Viktor Çernomirdin`e iletti. Çernomirdin savaşın önlenmesinden dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek Dudayev`le telefonla görüştü. Bu bilgiler hem Kamuk Yura hem de Viktor Çernomirdin tarafından teyit edilen bilgilerdir. Dudayev`in barış masasına oturma çağrısına olumlu cevap vermesi, Kremlin tarafından dikkate alınmadı. Viktor Çernomirdin daha sonra hatıratında belirttiği gibi “Rus derin devleti iç politikaya yönelik, kamuoyunu memnun edecek, 24 saatte kazanılacak bir zafer istiyordu”.

Rus yönetimi Çeçenistan`ı vurarak, Slav unsurlarının motivasyonunu yükseltecek, Rus ordusu, kazandığı bu zaferle otoritesini yeniden tesis edecekti.

Kısacası savaşı çıkaran taraf ne Dudayev ne de Çeçen halkıydı. Gerek Dudayev gerekse Çeçen halkı, ülkelerine saldıran Rus işgalcilerine karşı savunma savaşı vermek zorunda kalmışlardı.

Dudayev`in efsanevi kişiliği etrafında birleşen Çeçen halkı, bütün dünyaya parmak ısırtan bir bağımsızlık mücadelesi örneği sergilediler.
Dudayev dehasıyla Ruslara ağır kayıplar verdiriyordu. Uluslararası emperyalizm, Çeçen savaşının Dudayev`in ortadan kaldırılmasıyla sona ereceğini düşünmeye başladı. Dünyayı tapulu arazileri olarak gören karanlık güçler, Dudayev`in kullandığı uydu telefonunun frekansını Rus yönetimine bildirdiler. Rus Duma`sından bazı milletvekilleri ile barış konusunu görüşen Dudayev, kendisine kurulan tuzaktan habersiz uydu telefonunu çalıştırarak görüşmelerde bulunduğu sırada, uzaktan kumandalı nokta hedefe kilitlenen bir roketle şehid edildi.

Dudayev Çeçen halkının kalbinde derin izler bırakan karizmatik bir liderdi. Her Çeçen onu örnek almaktadır. Yeni doğan bir bebeğin öğrendiği ilk kelimelerden biri Dudayev'dir.

Dudayev`in şehadeti ile Çeçen bağımsızlık savaşı sona ermedi.10 yıla yaklaşan bu mücadelede Dudayev`in ardından Devlet Başkanları Zelimhan Yandarbiyev ve Aslan Mashadov da şehid olmuşlardır.

“Üzerimdeki üniformam kefenim, şehadete talibim. Şehitliği rütbe ve şeref kabul ediyorum. Kanımın son damlasına kadar ülkemin bağımsızlığı ve milletimin hürriyeti için savaşmaya hazırım” (ŞEHİD DUDAYEV)

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir