• DOLAR 32.392
  • EURO 35.093
  • ALTIN 2326.9
  • ...
Ağır hasta mahkûmun yeniden yargılanmasına ret!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Yılmaz Sönmez/Doğruhaber-Haber Merkezi

Ahmet Arslan, erken emeklilik hakkı ve cezasının ertelenmesi için cezaevi idaresine müracaat etti. Doktorlar da 6 ay önce verilen kan tahlil sonuçlarını değerlendirerek rapor verdi. Günde 15 hap kullanan Arslan`ın sağlık durumu ciddi olduğu halde; doktorların, ‘cezaevinde yatabilir` yönünde karar vermesi şaşkınlık yarattı. 

4 DAMARI YÜZDE YÜZ TIKALI

Gazetemize gönderdiği bir mektup ile yaşadığı sıkıntıları anlatan Arslan, 13 yıldır kalp, diyabet ve tansiyon hastası olduğunu söyleyerek, “2004 yılında By pas ameliyatı oldum. 2012`de tekrar 4 ana damarın tıkanması nedeniyle tekrar stent takıldı. Ameliyat damar çatlaması nedeniyle yarım kaldı. Doktorlar tıkalı damarın çatlayıp hayati riskin yüzde 80-90 olmasını göstererek ameliyatı yarım bıraktı. Dört gün yoğun bakımda kaldım. 2014 tarihinde göğsümdeki şiddetli ağrı nedeniyle Bursa Yüksek İhtisas Hastanesinde anjiyo oldum. Anjiyo sonucunda 4 damarın yüzde 100 tıkalı, 4 damarın da ciddi oranlarda daraldığı tespit edildi. Hastanenin verdiği bilgiye göre ikinci bir By pas şansımın olmadığı, stent takmanın da çok riskli olduğu, tıbben yapılacak bir şey olmadığı tarafıma bildirildi” ifadelerini kullandı.

GÜNDE 15 ADET HAP KULLANIYOR

Sağlık durumunun çok kötü olmasına rağmen, doktorların cezaevinde kalmasını rapor ettiklerini ifade eden Arslan, “Günde 15 adet hap kullanıyorum. Bu hastalığım nedeniyle özel tıp merkezine tekrar araştırma yapılmak üzere gittim. Hastane kapısında tutuklanıp Bursa H Tipi kapalı cezaevine kondum. Bütün evraklarımla beraber cezamın ertelenmesi için Bursa devlet hastanesine müracaat ettim. Üç gün sonra hastaneye sevkim yapıldı. Yüzde 55 rapor verdiler. Doktorlar, ‘İlaçlarını düzenli kullanırsa cezaevinde kalabilir` yönünde rapor verdiler” dedi.

RAPORDA YÜZDE YÜZ TIKALI 4 DAMAR DİKKATE ALINMADI

Kelepçeli halde heyetin karşısına çıkarılan Arslan, kısa sürede raporlarına bakılıp yüzde yüz tıkalı olan 4 damarı dikkate almadıklarına tepki göstererek, “Beni heyet karşısına bir saniyeliğine kelepçeli olarak çıkarıp geri getirdiler. Yüksek ihtisas hastanesinde olduğum By pas ve belgelere bakmadan bütün ilaçlarımı içtikten sonra, kalp ritmine bakarak rapor verdiler. Yüzde yüz tıkalı dört damar ve ciddi şekilde daralma olan 4 damar, dikkate bile alınmadı” şeklinde ifade etti.

RAPOR SONUÇLARINDA ÇELİŞKİ

Arslan, erken emeklilik hakkı ve cezasının ertelenmesi için cezaevi idaresine müracaat etti. Doktorlar da Arslan`ın 6 ay önce verdiği kan tahlil sonuçları ile rapor verdi. Rapor sonucunda çelişki olduğunu fark eden Arslan, “İkinci rapor için hiç diyabet doktoruna kan tahlili yaptırmadan, 6 ay önce vermiş olduğum kan tahlilleri sonuçları üzerinden ikinci bir rapor verdiler. İki rapor arasındaki çelişki şu; ceza ertelemesi için aynı kan tahlil sonuçlarına bakarak yüzde 55 emeklilik için aynı kan tahlil sonuçlarına bakarak yüzde 30 rapor verdiler. Oysa emeklilik için yüzde 40`ın üzerinde rapor verselerdi emekli olabilecektim. Ceza erteleme için verilen rapor da yüzde 80 olsaydı o yasadan istifade edecektim” ifadelerini kullandı.

DOKTORLAR DİNDAR MAHKÛMLARA HAKSIZLIK YAPTI

Doktorların cezaevinde yatan dindar hasta mahkûmlara karşı adaletsizlik yaptığını ifade eden Arslan, “Hasta mahkûmlar için yasal düzenlemeler yapıldığını veya yapılacağını haberlerde görüyoruz. Ancak malum zihniyetten etkilenen doktorlar, hasta mahkûmların bu yasalardan faydalanmaması için adeta gayret gösteriyorlar. Bu iddiamı, kalp krokisi yüksek ihtisas hastanesinin verdiği evraklar ortaya koymaktadır. Doktorlar raporda şöyle söylemektedirler; ‘hasta mahkûm ilaçlarını düzenli kullanırsa cezaevinde kalabilir` diyorlar. Ancak cezaevinin şartlarının nasıl olduğunu ne soruyorlar, ne de bilmek istiyorlar” dedi.

SAĞLIK DURUMU CİDDİ

Sağlık sorununun ciddi boyutlara ulaştığı halde doktorların, ‘‘cezaevinde yatabilir`` yönündeki kararını, vicdansızlık olarak nitelendiren Arslan, “11`inci aydan 4`üncü aya kadar güneş görmeyen, sağlıklı yaşamaya elverişli olmayan bir koğuşta kalmaktayım. 3 metre genişliğinde, 6 metre uzunluğunda ve 7 metre yüksekliğinde havalandırması olan bir koğuşta kalıyorum. Günde 15 adet ilaç kullanıyorum. 4 damarımda yüzde 100 daralma, diğer 4 damarımda ise yüzde 60-80 arasında daralma var. Ayrıca toplam 8 damarım da daralıyor. Ben bu haldeyken, hasta lehine doktorlarca hiçbir koşul ileri sürmeksizin ‘cezaevinde yatabilir` yönünde rapor vermeleri hangi vicdana sığar. Oysaki hiçbir sağlık problemi olmayan kişilerin bile, cezaevi koşullarında çok ciddi sağlık problemleri ve hatta ölümle sonuçlanan vakıalarla karşılaşıyoruz. Durumumu detaylıca anlattığım ve belgelerini de Adalet Bakanlığı`na gönderdiğim halde konuyla ilgili herhangi bir gelişme olmadı ve bana hiçbir şekilde bilgi de verilmedi. Durumum aynı koşullarda devam etmektedir” diyerek, kendisine yapılan haksızlığı gözler önüne serdi.

İSLAMİ HASSASİYETİNDEN DOLAYI CEZALANDIRILIYOR

Binlerce insanın ölümüne sebep olan katillere ayrıcalık tanınıyorken, İslami hassasiyetinden dolayı cezalandırılıp, durumunun kötü olduğu halde yardımcı olunmadığını söyleyen Arslan, “Belgelere rağmen benim gibi bir hastaya ‘cezaevinde kalabilir` deniyor. Oysa ben elime ne silah aldım, ne de bir kimseyi öldürdüm. Sadece İslami hassasiyetlerimden dolayı cezalandırıldım. Hâlbuki yetkililer eli silahlı ve binlerce insanın katlinden sorumlu kişilere ‘silahını bırak gel, sana her türlü adlî ve psikolojik destek verelim` diyorlar” ifadelerini kullandı.

İSMİMİZ HİZBULLAH DİYE HAK TALEPLERİMİZE RET CEVABI VERİLDİ

Rapordaki çelişki için idarecilerden cevap bekleyen Arslan, “Başka isimler altında (Ergenekon-Balyoz vb.)  bu davalardan tutuklananlar kendilerine kumpas kuruldu denilerek aklandılar. Oysaki bu kumpasları kuranlar aynı odaklar olduğu halde sırf ismimiz Hizbullah olduğu için bütün haklı taleplerimize (yeniden yargılanma, ağır hastalık nedeniyle yeniden yargılanma isteği gibi) ret cevabı verildi. Resmi raporlarımız göz ardı edildi. Aynı kurumlar çelişkili raporlar verdi. Ve halen mağduriyetlerimiz devam etmektedir. Hak ve adaletten bahsedenlerin bu çelişkilere cevap vermelerini istiyorum” şeklinde mağduriyetini dile getirdi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir