• DOLAR 32.541
  • EURO 34.772
  • ALTIN 2490.992
  • ...
ÖSYM`nin dikkatine! KAŞ YAPAYIM DERKEN GÖZE DİKKAT!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Batı'yı kutsadığımızdan beri, medeniyet ve kültürü ayıramadığımızdan, Batı'nın kültürünü medeniyet sanıp derdimize deva saydık.

Batı, rol model olup nakıs algı da işin içine girince dünyayı algılamamız farklılaştı ve dış dünya iki renkle sınırlandı.

Jön Türklerden beri bu böyle olagelmiştir.

Jön Türkler, Batı'dan gelen her şeye koşulsuz beyaz gözlükle, topluma ait bütün değer yargılarına da şartlanmış bir halde siyah gözlükle bakmışlardır.

Onlarda vasat yoktur, iyi ve kötü vardır; gri yoktur, siyah ve beyaz vardır.

Zira Jön Türkler, bunu bir hastalık görmüyor, toplumun ilerlemesi için hasta saydıkları toplumun derdine derman addediyorlardı.

Onlardaki bu hastalık olduğu gibi Cumhuriyet'in ilk aydınlarına da bulaştı.

Sözüm ona, aydın sanılan bu insanlardaki rahatsızlıktan eğitim sistemimiz de maalesef nasibini aldı.

Ve okullarımızda yıllarca bölümler sayısal ve sözel olarak ikiye ayrıldı; ne hikmetse eşit ağırlık diye bölüm düşünülemedi.

Dedim ya, gri renk yoktu yaşamımızda; renkler siyah ve beyazla sınırlandırılmıştı.

Yıllarca hukuk fakültesine sözelle öğrenci alındı.

Geometrideki görünenin ardındakini görme yetisi olmayanlar, ne yazık ki, mahkemelerde insanlar hakkında karar verdiler, vermeye de devam ediyorlar.

Ve ardından on yılda bir, ardı arkası kesilmeyen andıçlar, toplumda derin travmalara yol açan darbeler...

Neyse ki bazı hatalar son yıllarda giderildi.

Özellikle tıp ve hukuk fakültesine kota/baraj sınırı konması, ülkemiz ve insanımızın geleceği açısından oldukça müspet bir adımdır.

Ancak bu adımda da yine altı doldurulmayan ve öğrenciler arasında haksızlığa yol açan durumlar söz konusudur.

Tıptaki kırk bin barajı, yerleştirme puanına göre mi, ham puana göre mi olacak?

Ham puanda otuz beş binlerde olan devlet okulundaki bir öğrenci, okul puanının eklenmesiyle kırk iki bine, hatta kırk beş bine kadar gerilerken; kırk altı binlerde olan özel okuldaki bir öğrenci de şişirilmiş notların yüzü suyu hürmetine kırk bin bandının içine girebilmektedir.

on bir bin kişi öndeyken geriye düşüp istediği yeri yazamayan devlet okulu öğrencisinin suçu devlet okulunda okuması mı, yoksa maddi olanaklarının yetersizliği midir?

Hem baraj/kota algı ve düzey için konmuşsa, şişirilmiş not da neyin nesi oluyor?

Eşit şartlarda yarışmayan iki yarışmacıdan güçsüz olanın kalesine hakemin(ÖSYM) topu elle atıp gol sayması hiçbir vicdanla ölçülemez.

Kılıçla savaşanın karşısına çıkanın eline tüfeği tutuşturmak ya alık bir kafanın ya da kirli bir vicdanın ürünüdür.

Halk şairi Seyranî yaşasaydı, "Tüfek icat edildi, mertlik bozuldu"  diyen Köroğlu'na, "Şişirilmiş not icat edildi, eşitlik bozuldu." biçiminde bir nazire yazardı sanırım.

Hamdullah Yıldız / doğruhaber

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir