Hattab’ım, aslanım, mücahidim!

Beraber değiliz bu bayram ama olsun. Ne sen  ilk şehit çocuğusun ne de ben ilk şehidim. Başın dik yürü evladım. Çünkü sen şehit çocuğusun. Sen; sana gülümseyene cennet kapısı açacak, başını okşayana rıza-ı İlahi kazandıracak kadar masum ve mazlum… Küfrün tüm hesaplarını alt üst edecek, uykularını kaçıracak, seni her gördüklerinde ölümü hatırlayacak kadar mert ve cesur, bir o kadar da izzetli ve şerefli biri olacaksın. Kanım mazlumiyetimizin nişanı, cennete giriş vesilemiz olacak inşallah.

Yüreği minik yiğidim!

Bir bilsen ben şimdi nerdeyim, kimlerle beraberim. Bir damla gözyaşı bile dökmezsin arkamdan. Hani bazı geceler seni bir dizime Şehadet’imi diğer dizime oturtup gözyaşları ile anlattığım yüce Efendimiz, Aziz Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa (s.a.v) vardı ya, işte O Kutlu Nebi ile beraberim. O(s.a.v)’ nun dizinin dibinde, nefesinin kendisindeyim. Ve büyük bir ordu şehitler ordusu. Ben de bu eşsiz ordunun nacizane bir ferdiyim.

 Can Hattab’ım!

Şahadetimden sonra bana verilen en büyük hediye cennetti. Ama emin ol ki asıl hediyeyi sen bana verdin. Şehadet parmağını gökyüzünü delercesine havaya kaldırışın cennetten öte bir sevinç benim için. Elimi uzatsam gökyüzünden tutacak gibiydim. Haykırsam tüm dünya duyacak gibi. Yer ve gök dar geldi o an bana, cennete sığamıyordum. Adn’dan Firdevs’e, Meva’dan Naim’e uçuyordum. Sevincim çağlıyordu içimde ve gökyüzünde. İndirme sakın şahadet parmağını. İndirme ki; cennette en büyük kıvancım olasın. İndirme ki zalimler hep enselerinde hissetsinler parmağını. İndirme ki Efendimiz (s.a.v) tutsun o minik ellerinden. Yolundan yürüyesin, davaya hizmet edesin diye.

 Ciğerparem!

Şehadetim için taziyeye gelen Müslümanlardan bir lahza olsun ayrılma. Çünkü burada onlar için Bedir ashab-ı diyorlar. Bir avuç müslüman ‘mürtedlerin direniş merkezi’  dedikleri yerin altını üstüne getirdiklerinde karşı çıkan bile olmadı. Atılan hiçbir taş tek başına yere düşmüyordu, başka başları düşürmeden. Bedir’de boşa gitmeyen oklar misali. O gün oradaki Müslümanlar farkında değildiler ama Allah(cc) Bedir’de ki ashabına gönderdiği binlerce meleği tekrar göndermişti. Hele o çarşıda yürürken ki sessizlik vardı ya, işte o sessizliği melekler bozuyordu. Getirilen tekbirler arşı titretiyordu. Bütün peygamberler, şehidler, sıddıklar, salihler eşlik ediyordu desem yeridir. Çünkü o gün kıyam günüydü ve batıl hakka karşı hakir olmuştu yine. Bu sebeble  O (cc)’nun birliği haykırılmalıydı...Tekbirler getirilmeliydi. Müslümanlar çarşıdan sessizce yürüyünce melekler onların içindeki feryadı haykırıyordu gökyüzüne. Müslamanların dilindeki sessizlik yüreklerindeki volkanı alevlendiriyordu. Ama Allah (cc) meleklerin tekbir sesleri arasında sekineyi ve kalp huzurunu indirdi kendi abid kullarının üzerine.

Küçük şehidim!

Defnedildiğim gün bir başka olmuştu bizim oralar. Müslümanlar mezarımın başına bayrak dikip şahadete olan aşklarını ikrar ederken, Kahhar (cc) olan Rabbimizin nasıl intikam alacağı geçti zihnimden. Çünkü o intikam alanların en  hayırlısıdır. Yağan yağmur da öyle sıradan bir yağmur değildi. Binlerce muvvahid mustazafın bir araya gelip davalarına sarılmalarına hüzünlenen gökyüzü ahalisinin gözyaşlarıydı. RABBİME yalvarıyorum her gün: Ya Rabb… O gün gelen tüm mustazafların günahlarını bağışla diye. Akıp süzülen şu yağmurun, kirleri arındırdığı gibi, gökyüzünden süzülen rahmet damlalarının doğayı temizlediği gibi, her damla ile azad olan bir kul misali, şu mustazafların tüm günahlarını bağışla ya Rabbel Alemin. Şu  duama kimler amin dedi biliyor musun?   El-Benna,   Seyyid Kutup, Şehid Rehber Hüseyin, Ata’lar, Abdüsselam’lar, Şahin’ler… ve daha niceleri…

Kutlu yolun minik yolcusu!

Bu bayramda beraber olamayacağız. Ama sakın üzülme, üzülsen de çaktırma. Annen ve kardeşin, Şehadet  sana emanet. Kardeşine çok iyi bak, örtüsüne çok dikkat etsin. Bilsin ki örtüsü onun iffeti,  edebi ve hayasının kaynağıdır. Bu bayram kurban eti kesimi ve dağıtımı çalışmalarına katılamayacağım ama arkamda seni bıraktığım için üzülmüyorum. Benim yerime sen git kesim yerlerine, yardımcı ol, amcalarına .

CAN HATTAB’IM!

Sizi önce Alemlerin Rabbine sonra mustazaf amcalarına emanet ediyorum. Sakın onların  sözünden çıkma. Hep onlarla beraber ol. İslam ve Kur’an davasına hizmet etmekten başka hiçbir derdin olmasın vesselam.

SAİD FURKAN / DOĞRUHABER / DİYARBAKIR