• DOLAR 32.61
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2498.42
  • ...
Ömür dediğin....
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Her yıl 18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan Yaşlılar Haftası Münasebetiyle kendilerini ziyaret ettiğimiz asırlık çınarlar duygu ve düşüncelerini anlatırken derinlere dalan gözleri ile geçmişe olan özlemlerini dile getirdiler.

Herkesin, Allah ömür vermesi durumunda bir gün mutlaka bu durumu yaşayacağına vurgu yapan yaşlıların genç nesillere en büyük nasihati ise; yaşlandıklarında kendilerine nasıl muamele edilmesini istiyorlar ise bu gün gençliklerinde de yaşlılara öyle muamele etmeleri oldu.

“Gençlere nasihatimizdir” diyerek başlayan sözcüklerin her birinde, altın değerinde gizlenmiş tecrübe kaynaklı tavsiyelerde ise günümüze ışık tutan ve insan olmanın temel gerekleri olan öneriler karşımıza çıkıyor.

“Hedefimizde hep helal lokma kazanmak vardı”

Genç iken yaşadıkları durumları gözlerinde canlanarak anlatan ve eskiye özlem kokan anlatımıyla bu günün nesline tavsiyelerde bulunan Osman Kayadere (85), gençliğinin Diyarbakır`da geçtiğini ve çok güzel günler yaşadıklarını söyledi.

Osman dede, “Hayvanları otlatırdım. Bazen beygirleri, bazen de öküzleri otlattırdım. Bazen çobanlık yapardık. Bazen taş kırardık. Ekmeğimizi taştan çıkarırdık. Ev yapardık. Amelelik yapardık. Ne iş olursa olsun, yaptım. Hep bir şeyler üretmeye gayret ederdik. Sonra da Diyarbakır`a getirip satar geçimimizi sağlardık. Hedefimizde hep helal lokma kazanmak vardı. Çok şükür kimseye de muhtaç olmazdık.” diyerek helal lokma hususundaki hassasiyetini ortaya koydu.

Geçmiş günlerin apayrı bir güzelliğinin olduğunu söyleyen Osman dede, geçmişte çok sıkıntılar yaşamalarına rağmen çok farklı güzelliklerin, özellikle insani değerlerin çok daha öncelikli olduğunu belirterek, “Bilmiyorum, sanki o zaman dünya daha bir güzeldi. Kötülük o kadar açık, aşikâr değildi ve bu kadar da yaygın değildi.” ifadelerini kullandı.

“Ne diyelim oğul…”

Ömrünün ahirinde yalnız kalan ve tek odalı bir evde yalnız başına hayat mücadelesi veren Hatun Ulaç (80) ise, kendisinin bu son günlerinde rabbinin yardımına muhtaç bir şekilde hayatını devam ettirdiğini söyledi.

Hayatın kendileri için zor olduğunu ancak tüm bunlara rağmen Allah`ın yardımıyla hayatlarını devam ettirdiklerini belirten Hatun ana, “Allah bizi af etsin. Maalesef insanlar her geçen gün Allah`ın yolundan uzaklaşıyor, onun rızasına önem vermiyor. Ancak bilmek gerekir ki, hayır ve hayırlı olan her şey Allah`ın dinindedir. Şer olan her şeyin ise şeytandandır.” dedi.

Müslümanlar olarak şeytanın oyunlarına gelinmemesi ve büyükler hakkında Allah`ın rızasına uygun şekilde davranılması gerektiğini belirten Hatun ana, “Bizler yaşlıyız ya, kendilerince öyle bakıyorlar ve bizi her zaman kandırmaya çalışıyorlar. Allah sonumuzu hayır etsin. Çocuklarımıza hayırlı bir gelecek nasip etsin. Allah, İslam dinini hâkim kılsın ki, bütün sorunlarımızı gidersin. Ne diyelim oğul…” temennilerinde bulundu.

“Yaşlılık zordur oğlum zor…”

Bağlı olduğu yatağından ancak yakınlarının yardımıyla kalkabildiğini söyleyen asırlık çınar 100 yaşındaki Zahide Zeren ise, hastalığının çok şiddetli olduğunu ve her yeri ağrıdığını söyleyerek başladı konuşmasına.

Yaşlılığın çok zordur olduğunu ve rabbinden acılarını dindirmesini istediğini söyleyen Zahide ana,  “Allah`a şükürler olsun ki bana bakan birileri var. Yoksa kendime bakabilecek durumum yoktu. Yaşlıyız ve dertlerimiz çoktur. Biz de yolun sonuna geldik ve ölümü bekliyoruz.” şeklinde konuştu.  (M. Sıddık Bilge – İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir