• DOLAR 32.537
  • EURO 34.761
  • ALTIN 2493.361
  • ...
Yahya vicdanlara seslendi: Ben ölmeden babamı çıkartın
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

28 Şubat, denildiği gibi bin yıl sürmedi belki; ama mağdurlarının çilesi yıllardır sürüyor. Boylu ailesi o mağdur ailelerden sadece bir tanesi. Fikri Boylu, 1995 yılında herhangi bir delil, belge ya da şahit olmadan cezaevine atıldı. 20 yıldır cezaevinde, bir on yıllık daha hükmü var. Cezaevine girdiğinde eşi ikizlere hamile olan Fikri Boylu, şimdi dede olmaya hazırlanıyor. Bir oğlu beyin felci geçiren ve şuan vücudunun yüzde 99`u felçli olan Fikri Boylu ve ailesinin yürek yakan dramı yetkilileri vicdana davet ediyor.

Son İsteği Babası Oldu

Boylu ailesi 28 Şubat sürecinin ağır faturasını ödemeye devam eden ailelerden. 28 Şubat mahkûmu Fikri Boylu`nun bedensel engelli oğlu Yahya Boylu`nun son isteği ölmeden önce babasını yanında görebilmek. O yüzden haykırıyor Yahya Boylu: “Ölmeden önce babamı çıkartın, onu çok özledim…” Gazetemize açıklamalarda bulunan anne Şüheda Boylu`nun en büyük isteği, eşinin serbest bırakılması ve çocuğunun tedavisinin daha iyi bir hastanede sürdürülmesi…

Dedesini Bu Şekilde Tanımasını İstemiyorum

Fikri Boylu`nun oğlu Hüseyin Boylu ise gazetemize yaptığı açıklamada, “Biz bu acılarla büyüdük. Bizden çocukluğumuzu aldılar, mutluluğumuzu, huzurumuzu çaldılar. Babam iki aylık damatken içeri girdi. Şimdi torunu oluyor. Biz babamızı demir parmaklıklar arkasında tanıdık. Fotoğraflardan tanıdık. Oğlumun da dedesini bu şekilde tanımasını istemiyorum” dedi.

Yeter Derecede Delil Yok

Süreci değerlendiren Fikri Boylu`nun avukatı Rahmi Kurt da, “Fikri Boylu iddianameye göre 11 ayrı eylemden suçlandığı halde savcının esasa ilişkin mütalaasında ve nihai kararda 5 eylemi sabit görülerek hüküm kurulmuştur. Hâlbuki bu 5 eylem ile ilgili de Fikri Boylu`nun cezalandırılmasına yeter derecede hiçbir delil bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

28 Şubat mağduru Fikri Boylu`nun felçli oğlu Yahya Boylu, Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi`nin Sağlık Kurulu Raporu`na göre “Sp Tetraparezi, Mental-Motor Gerilik ve Ağır düzeyde MR teşhisiyle yüzde 99 vücut fonksiyon kaybı”na maruz kalmış durumda. Sağlık durumu günden güne kötüye gidiyor. Gazetemize konuşan Fikri Boylu`nun eşi Şüheda Boylu eşinin ardından çocuklarının bütün yükünü omuzlarına almış.

Son İsteği Babasını Yanında Görmek

Onları büyütüp yetiştirmiş olan anne Şüheda Boylu sesi titreyerek ve zorlukla konuşuyor. “Oğlum Yahya Boylu, küçük yaşta babasını ziyaret edip geldikten sonra beyin felci geçirdi” diyerek gazetemize yaşadıkları zorlu süreci anlatan Boylu şunları söyledi: “Şuan yüzde 99 engelli olarak yaşıyor. Doktorlar biraz daha kötüleşirse bitkisel hayata girebileceğini söylüyorlar. Oğlumun son isteği ölmeden önce babasını görebilmek! İki oğlum da babasız büyüdüler ve babasızlığın ne demek olduğunu çok iyi biliyorlar. Onları büyük zorluklarla bu yaşa getirdim. Oğlum için Cumhurbaşkanlığına, Adalet Bakanlığı`na defalarca mektup yazdım ama hiç kimse bize geri dönmedi. Artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Eşim 28 Şubat sürecinden bu yana cezaevinde. 1995 yılında şahitsiz, delilsiz, belgesiz suçlamalarla eşimi cezaevine koydular. Mahkeme önce 36 yıl hapse mahkûm etti, daha sonra iyi halden bunu 30 yıla düşürdü. Şuan tutanaklarda 2025 yılında cezaevinden çıkacağı belirtiliyor. Ben ikiz çocuklarıma hamile iken eşim hapse girdi. 6 ay sonra çocuklarım dünyaya geldi.”

Hapse girdiğinde çocuğu yoktu, şimdi dede olacak!

Fikri Boylu ve ailesinin dramı bununla bitmiyor. Fikri Boylu cezaevine girmeden öne eşi hamile. İkiz çocuk bekliyorlar. Ama Fikri Boylu çocuklarının doğumuna şahit olamadan cezaevine atılıyor. Çocukları babalarına hasret büyüyor. Oğlu Hüseyin Boylu geçtiğimiz yıl evlenmiş. Şubat ayında o da çocuk bekliyor. Yani cezaevine girdiğinde henüz baba olmamış olan Fikri boylu, şimdi dede olmaya hazırlanıyor. Eğer cezaevinden çıkamazsa torununun büyümesine de şahitlik edemeyecek, okul çağına gelmesine de! Anne Şüheda Boylu`nun feryadı yürek yakıyor: “Diğer oğlum Hüseyin de babasız büyüdü. Babalarını demir parmaklıklar arkasından tanıdılar. Baba sevgisine, şefkatine hasret büyüdüler. Hüseyin geçtiğimiz yıl evlendi. Babası düğününe gelemedi. Şubat ayında çocuğu olacak. Babası o doğmadan hapse girdi. Hapse girdiğinde çocuğu yoktu. Şimdi torunu olacak. Yetkililerin artık harekete geçmesini istiyoruz. Bu hukuksuzluk bir an önce giderilsin. Çocuklarımın baba hasretine son verilsin. Oğlum Yahya iyi bir tedavi göremedi. Belki iyileşebilirdi ama biz onu iyi hastanelere götüremedik. Sadece Diyarbakır`daki devlet hastanelerine götürüp getirebiliyorum. Eşimin artık serbest kalmasını ve oğlum için iyi bir tedavi imkânının sağlanmasını talep ediyorum. Belki o zaman çocuklarım hayatlarını huzurla devam ettirebilirler.”

“Sen İslâmcısın, Denerek İşkence Yapıldı

Fikri Boylu`nun oğlu Hüseyin Boylu ise gazetemize yaptığı açıklamada, “Babam kendi yağında kavrulan, namazında niyazında bir insandı. Refah Partisi`nin destekliyordu. Bu yüzden bölgede çatışmalarının yaşandığı dönemde türlü bahaneler uydurularak cezaevine konuldu. Cezaevine konulduğunda 2 aylık evliydi. Annem bizlere hamileydi. Babam bizleri göremeden hapse girdi. Cezaevinde yıllarca işkence gördü. “Sen İslâmcısın, Refahcısın” denerek kendisine işkence yapıldı. Şu an hâlâ ayak tabanlarında, omuzlarında, sırtında işkence izleri var. Soğuk su dökülüp elektrik işkencesi verildiği için böbrekleri iflas etmek üzere. Babamın o dönem bölgede yaşanan olaylarla hiçbir alakası olmamasına rağmen hapiste yıllarca kaldı” dedi. Bir evlat için en zor şey büyürken babasının yanında olmamasıdır, evlendiğinde babasının yanında olmamasıdır ve çocuğu doğacakken torununun yanında olmamasıdır diyen Hüseyin Soylu ayrıca,  “Biz bu acılarla büyüdük. Bizden çocukluğumuzu aldılar, mutluluğumuzu, huzurumuzu çaldılar. Babam ili aylık damatken içeri girdi. Şimdi torunu oluyor. Biz babamızı demir parmaklıklar arkasında tanıdık. Fotoğraflardan tanıdık. Oğlumun da dedesini bu şekilde tanımasını istemiyorum. Çağrımız Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan`adır. Ya babamızı affetsin ya da yeniden yargılanmasının önünü açsın. Çünkü hakkındaki iddiaların tamamı asılsızdır. Yeniden yargılandığında bunlar ortaya çıkacaktır. Kardeşimin ölümüne ramak kaldı. Son isteği babasını yanında görmek. Bunu her gün söylüyor, her gün bunun için ağlıyor” diye konuştu.

Gözaltında Ölümle Tehdit Edildiler

Fikri Boylu`nun Avukatı Rahmi Kurt gazetemize yaptığı açıklamada, “Fikri Boylu, beraber yargılandığı Celal Özdemir, İsmail Hakkı Tekbir ve Mustafa Dayan ile birlikte 1995 senesinin muhtelif tarihlerinde gerçekleşmiş bulunan ve bu şahıslara yüklenen yaklaşık 40 ayrı eylemden dolayı Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 29.12.1995 tarihinde tutuklanmışlardır. Bunun evveliyatında Fikri boylu ve diğer şahıslar, sorgusuz ve sualsiz, insan onuru ile bağdaşmayacak bir şekilde gözaltına alınmış, akla hayale gelmedik işkencelere maruz bırakılmış, gözaltına alındıkları yakınlarından bile gizlenmiş, gözaltındayken sürekli ölümle tehdit edilmişlerdir. Bütün suçlamaları kabul edip kendileri tarafından hazırlanmış bulunan tutanakların imzalanması istenmiştir. Zaten bu da büyük ölçüde sağlanmıştır” şeklinde konuştu.

Yeniden Yargılanma Yolu Açılmalı

Olaylarla ilgili dinlenen müşteki veya tanıklar Fikri Boylu veya diğer sanıkları tanımadıklarını söyledikleri halde buna rağmen mahkemede yargılamayı yapan hâkim ve savcılar tanık ve müştekileri sürekli tehdit etmişler ve söyledikleri şeyleri gerçeğe aykırı olarak tutanaklar aktarmışlardır diyen Rahmi Kurt, “Mesela dosyaya konu eylemlerin olduğu sırada Fikri Boylu kendi köyünde olduğu ve bu durum da tanıklar tarafından dile getirildiği halde bu hususlar kasti olarak tutanağa geçirilmemiştir. Fikri Boylu iddianameye göre 11 ayrı eylemden suçlandığı halde savcının esasa ilişkin mütalaasında ve nihai kararda 5 eylemi sabit görülerek hüküm kurulmuştur. Hâlbuki bu 5 eylem ile ilgili de Fikri Boylu`nun cezalandırılmasına yeter derecede hiç bir delil bulunmamaktadır.

Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından verilen hüküm sanıklar tarafından Yargıtay nezdinde temyiz edilmiş fakat temyiz başvurusu reddedilince hüküm “kesin hüküm” halini almıştır. Hüküm kesinleştikten sonra hükümlü Fikri Boylu bazı hukuki itiraz haklarını kullanmıştır. Örnek “cezanın yeniden hesaplanması”, “sağlık nedenleriyle infazın ertelenmesi” gibi itiraz hakları. Ama Fikri Boylu`nun tüm talepleri reddedilmiş ve dosya bugünkü halini almıştır. Şu an bizim gideceğimiz hukuk yolu 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu 311. maddede düzenlenen ve olağanüstü kanun yolu olarak sayılan “yeniden yargılama” yoludur.  Bahsettiğimiz kanun yolu dışında adil yargılanma hakkının ihlali ve işkence nedeni ile Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`ne de bireysel başvuru mevcuttur. Bütün bu yollar tarafımızca kullanılacaktır” cümlelerini kullandı.

Kaynak: Milligazete

Bu haberler de ilginizi çekebilir