• DOLAR 32.6
  • EURO 34.682
  • ALTIN 2526.634
  • ...
Almanya`da İslam düşmanlığı şiddete dönüştü
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Almanya'nın Mannheim şehrine bağlı Seckenheim ilçesinde ikamet eden Mannheim İslam Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Bektaş Çezik (45), önceki gün kimliği belirlenemeyen 3 kişinin saldırısına uğradı. Saldırının gözdağı verilmek için yapıldığını aktaran 4 çocuk babası Çezik, İslami eğitim alanında yaptığı çalışmalardan ötürü saldırıya uğradığını belirtti.

Avrupa kıtasında yükselen ırkçılık ve İslam düşmanlığı gün geçtikçe şiddetin dozunu arttırıyor. Kıtada önceleri başörtülü bayanlara sözlü hakaretlerle başlayan saldırılar, zamanla Cami ve İslami kurumlara hakaret içeren yazıların yazılması, domuz kafalarının bırakılması ve ateşe verilmesine kadar tırmandırıldı. Almanya'nın Dresten şehrinde yaşayan Mısırlı Müslüman Merve El Şerbini (32), İslam düşmanı biri tarafından bıçaklanarak karnındaki bebeğiyle birlikte öldürüldü.

Yetkililer yükselen İslam düşmanlığa karşı duyarsız

Özellikle Merve El Şerbini'nin mahkeme salonunda polislerin gözleri önünde katledilmesi çok büyük tepkilere neden olduysa da, Alman yetkililer bu tür saldırıların yaşanmaması için yeterli adım atmadı. Yetkililer adım atma bir yana, her fırsatta İslam ile terörü, Müslüman ile teröristi aynı cümle içerisinde kullanarak, Müslümanlarla ilgili potansiyel suçlu oldukları yönünde bir algı oluşturarak ırkçı İslam düşmanlarına hedef gösterdi.

Medya-Politikacı işbirliğiyle algı operasyonu

Sorumluluk makamında olan kişilerin Müslüman ile teröristi birlikte anma aymazlığına en büyük destek medyadan geldi. Öyle ki; medyanın oluşturduğu algı sayesinde, daha önce Müslümanlarla karşılaşmayan insanlar İslam ve Müslümanlara karşı düşmanlık beslemeye başladı. Buna en iyi örnek Merve El Şerbini'nin karnındaki bebekle öldürüldüğü Dresden şehrinde batının İslamlaşmasına karşı vatansever Avrupalılar (PEGİDA) hareketine verilen destekle ortaya konuldu. 4 Milyonu aşan nüfusa sahip olan Saksonya Eyaleti'nin Başkenti Dresden'de, Müslümanların yok denecek kadar az olmasına karşın, “Almanya'da Müslümanları istemiyoruz” diyenlerin yüzde 78 oranında olması, medya-politikacı işbirliği ile oluşturulan olumsuz algıyı net bir şekilde gözler önüne serdi.

Sakallı olduğu için hastanelik ettiler

Yukarıda sayılan nedenlerin oluşturduğu ortamın son mağduru Almanya'nın Mannheim şehrine bağlı Seckenheim ilçesinde ikamet eden Bektaş Çezik (45) oldu. Önceki gün aracını park ettikten sonra eve doğru yürürken sakallı ve fistan (Arapların giydiği elbise) giydiği için kimliği henüz belirlenmeyen 3 kişinin saldırısına uğrayan Çezik, saldırıdan sonra oradan geçen bir Alman`ın yardımıyla hastaneye kaldırıldı. Saldırganların Çezik`i darp ettikleri esnada ,  “Pis Selefi” şeklinde hakaretler ettiği öğrenildi.

Saldırıyı İLKHA'ya anlattı

Saldırıyla ilgili İlke Haber Ajansı (İLKHA) muhabirine bilgi veren 4 çocuk babası Çezik, 8 yaşından bu yana Almanya`da yaşadığını belirterek, kendisine böyle bir saldırının yapılacağını hiç düşünmediğini aktardı. Saldırının planlı yapıldığı yönünde işaretlerin olduğunu söyleyen Çezik, saldırıdan 5 gün önce gece geç saatlerde evin zilini şiddetle basmak suretiyle rahatsızlık verildiğini, 2 gün öncesinde de aracına domuz resimlerinin yapıştırıldığını ifade etti.

İslami yaşantıyla 10 yıl önce tanıştım

On yıl öncesine kadar İslami bir yaşantısının olmadığını, başına gelen ağır bir musibet sonrasında İslam`ı yaşamına tatbik etmeye karar verdiğini söyleyen Çezik, “10 yıl öncesine kadar ismini anmak istemediğim bir yerde güvenlik görevlisi olarak çalışıyordum. Ağır bir saldırıya maruz kaldım. Bu saldırıda vücudumda oluşan hasardan ötürü emekli oldum. Uzun bir süre tedavi olduktan sonra İslam`ı yaşamaya karar verdim.” dedi.

“Paris saldırısını kınadık”

Saldırıya uğradığı Seckenheim ilçesine 3 yıl önce taşındığını ve gençlerin İslami eğitim alması için bir dernek kurduğunu söyleyen Çezik, iyi derecede Almanca bildiğinden Irkçılık konusunda da eğitim aldığını, derneğe gelen gençlere ırkçılık konusunda eğitim verdiğini aktardı. Kendisini aktif çalışan birisi olarak tanımlayan Çezik, son 10 gün içerisinde 4 protesto eylemine katıldığını, bunlardan birisinin Paris`teki silahlı baskına karşı yapılan protesto gösteri olduğunu söyledi. Çezik, Paris'teki saldırıyı tasvip etmediğinin altını çizdi.

“Beni öldürebilirlerdi!”

Saldırının, katıldığı barışçı gösterilerin ardından yapıldığına dikkat çeken İslamafobia mağduru Çezik, saldırı anıyla ilgili şunları anlattı: “Saldırıdan 5 gün önce evimizin kapı zilini gece geç saatlerde şiddetle çalarak taciz edildik. 2 gün öncesinde arabama domuz fotoğrafları yapıştırıldı. Ben de arabama zarar verirler düşüncesiyle evimin bir arka sokağında park etmeye başladım. Saldırının yapıldığı gün yine arabamı park edip eve gelirken 3 kişi bir anda arkamdan yanaşarak saldırmaya başladı. Saldırıyı beklemediğimden beni gafil avladılar. Daha önce başıma gelen olaydan dolayı koltuk değneği yardımıyla yürüyebiliyordum.  3 kişi bir anda üzerime çullanınca yere yığıldım. Sanırım benim üzerinden Almanya`da veya yaşadığım çevremdeki Müslümanlara gözdağı vermek için saldırdılar, yoksa beni orada öldürebilirlerdi. Onlar kaçarken bir alman geldi ve hemen polisi aradı. Daha sonra ambulans ile hastaneye kaldırdılar. Bir gün hastaneye yatırdılar. Tedavim sürüyor, daha önceki saldırının bedenimde ve ruhumda bıraktığı tahribatların yeniden ortaya çıkmasından endişe ediyorum” diye konuştu.

Çezik, polisin saldırganlarla ilgili yaptığı soruşturmanın devam ettiğini ancak şuana kadar faillerin yakalanmadığını sözlerine ekledi.

Politikacılar ve medyaya sorumluluk çağrısı

Bu arada Almanya'da uyumlu Müslüman gençlerin yetişmesi için yapılan çalışmalara öncülük eden 4 çocuk babası Bektaş Çezik'e yapılan saldırıyı değerlendiren uzmanlar, sorumluluk mevkisinde bulunan politikacılarla, her fırsatta İslam ile terörü, Müslüman ile Teröristi yan yana getiren medyaya daha sağ duyarlı hareket etmesi çağrısında bulundu. (Basri Özmen - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir