• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
İsrail ve ABD`den ihale alıyorlar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

KCK`nın gençlik yapılanması YDG-H`nin  Müslüman Kürtlere yönelik saldırılarının arka planını değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “İsrail ve ABD`den ihale aldılar!” değerlendirmesinde bulundu.

“Malûm, Kurban Bayramının ikinci üçüncü günü 6-7 Eylül`de büyük saldırılar oldu Müslümanlara karşı. Olayların üzerinden 2 gün geçti, Demirtaş, ‘Büstlere ve bayrağa yapılan saldırıları` kınadı. O an itibarı ile 20`ye yakın can kaybı vardı. Buna rağmen bu can kayıplarından hiç bahsetmedi. Akabinde toplumsal bir tepki gelişince bu vandallığı, ‘Provokatörler yaptı” diyerek izah etti. Bunu yapanlar, aradan bir zaman geçince, bu olayları sahiplendiler ‘Görkemli bir Serhildan` dediler. Yani sahip çıktılar. Bu Cizre olayında da toplumsal tepkiler gelince, ‘Provokatörlar yaptı.` diyerek işin sorumluluğundan kurtulmaya çalışıyorlar.”

Yapıcıoğlu şöyle devam etti:

“HDP Kürtleri dönüştürme projesidir. Nereye dönüştürme? Sekülerleştirme!.. Stalinist yöntemleri uyguluyorlar. Komünistlerin temizlik harekâtı bu!..  Projelerinin önündeki engel olan Müslüman Kürtleri hedef alıyorlar. Son dönemlerde ABD ile ilişkileri de güzel. ‘Araplar, Farslar, Türkler düşmandır. Bölgedeki tek dostumuz İsrail`dir ve ABD`dir!` söylemini Kürtlerin kafasına yerleştirmeye çalışıyorlar. Aralarında ittifak olduğu gözlerden kaçmıyor. İslami bir duruş sergileyen ve İsrail`i bir devlet değil terör şebekesi olarak gören partimizi hedef tahtasına oturtuyorlar! Bizi hedef tahtasına oturtmalarının en büyük sebebi budur.  HDP, İsrail ve ABD`den ihale alıyor. Bu ihalenin çerçevesi, Kürtleri sekülerleştirmedir!”

“TESETTÜRE HAKARETE KARŞI AÇIKLAMA YAPTIK DİYE”

“Biliyorsunuz, HDP`li gruplar çarşafa, tesettüre, tesettürlülere hakaret içeren basın açıklamaları yapmışlardı. Bir de ‘Toplumsal Kâbustur Namus!` yazılı pankart açmışlardı. Bunun üzerine Mustazaf Der Cizre Şubesi Kadın Kolları, bu eylemlere ve pankartlara, tesettüre hakarete tepki gösteren, bu tavırları kınayan  bir basın açıklamasını 13 Aralık günü Cizre`de yaptı.

Mustazaf Der Cizre Şubesi tesettüre hakarete böyle tepki gösterince, basın açıklaması esnasında oraya getirilen bazı gençler, açıklama yapan bayanlara küfür ve hakaret içerikli sözler sarf etmişlerdi. Çevrede bulunanlardan bazıları da küfür eden bu gençlere müdahale edince bir arbede yaşanmıştı. Aynı günün akşamı, yanı 13 Aralık 2014 gününün akşamı, saat 19-20 sıralarında, bunların anons aracı bizim arkadaşlarımızın evlerinin önünde durarak, tahrik edici anonslar yapmaya başlamıştı. Oradaki mahalle sakinleri bu tavra oradan gitmelerini, hakaret içerikli anonslara da son vermelerini isteyerek karşılık vermişlerdi. Aralarında bir tartışma yaşanmıştı. Böylece araç mahalleden çıkmıştı.

“SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN TAHRİKLE BAŞLADILAR”

“Bunlar, aracın mahalleden ayrılmasından bir süre sonra, sosyal medya üzerinden ‘aracımızı tahrip ettiler!` şeklinde gerçek dışı yaygaralar kopararak arkadaşlarımızı hedef gösterdiler. Kendi tabanlarını kışkırttılar. Sosyal medyadaki fotoğraflar da gösterdi ki araçlarında çizik bile yok. Bir yalanla kitleyi provoke ettiler. Saat 20.30 sıralarından gecenin 3`üne kadar yaylım ateşine tuttular insanları. Şükür ki bir ölüm ve yaralanma hadisesi yaşanmadı.  Bu 13 Aralık-14 aralık hadisesi ölüm veya yaralanma olmadığı için basında çok fazla yer almadı, kamuoyunun da pek dikkatini çekmedi.

HDP`LİLER İNKAR ETMEDİ!

“26 Aralık günü, ölümlü hadiselerin başlamasından 13- 14 saat önce Cizre İlçe Başkanlığımızı ziyaret eden HDP`liler, bu olayın kendileri tarafından yapıldığını inkar etmediler.

Hatta anons aracına yapılan müdahalenin ve Mustazaf Der`in yaptığı basın açıklamasına mukabele olarak bunları yaptıklarını orada bizim arkadaşlara ifade ettiler. Bu ziyaret sırasında da arkadaşlarımızdan “tesettüre yönelik hakarete tepki göstermelerinden dolayı” özür dilemelerini istemişler.  Bizim arkadaşlar da, özür dilemeyeceklerini tesettüre ve İslam`a saldırılması halinde buna tepkisiz de kalmayacaklarını, olaydan sonra provokasyonun HDP`liler tarafından yapıldığını, mahalleye giden anons aracının hakaret içerikli sloganlar attığını, bu aracın içindeki partililerin sözlü olarak uyarılıp mahalleden çıkarıldığını ve ardından 6.5 saat süren bir silahlı saldırıya maruz kaldıklarını, kendileri için özür dilenecek bir hususun olmadığını söylemişler. Bunun üzerine HDP`liler de “13 Aralık`ta biz orada olmasaydık çok daha büyük şeyler olurdu!` demek suretiyle mesajlarını vermişler!..

Bu “mesajlı” ziyaretten saatler sonra, gece saat 3 sıralarında arkadaşlarımızın evine uzun namlulu silahlarla tekrar saldırıya geçtiler. Bu sefer de gerekçe olarak kendilerinin mahallede kurmuş oldukları nöbet çadırına HÜDA PAR`lı olduğunu iddia ettikleri 2 kişinin sızma girişiminde bulunduklarını, bu nedenle çatışma çıktığını söylediler. Soruşturma dosyası açıldığında bazı hususlar daha net şekilde ortaya çıkacak ama o çadıra herhangi bir saldırı, sızma girişimi filan olmadığı ortada. Bunlar yalan!.. Bunlar, tesettüre hakaret ediyor, bizden de buna tepkisiz kalmamızı istiyor!. Biz  sivil ve legal tepkimizi dile getirdiğimizde de bunu hazmedemiyorlar.

26 ARALIK CİZRE SALDIRISI

“Gecenin saat 3`ünde saldırı başlıyor. Basına fotoğraflar yansıdı. Arkadaşlarımızın evlerinin duvarları elek gibi. Sadece bir tek kişinin kendi evinden toplayabildiği, duvara saplananlar hariç iki avuç mermi çekirdeğinin fotoğrafları ortada. Çok ağır silahlar kullandılar, öyle ki bunlar duvarı deliyor ve karşıdaki duvara saplanıyor. Bir tek binada 2000`i aşkın mermi izi var. Tamamen Allah`ın muhafazasıyla gece uyurken bu saldırıya maruz kalan kardeşlerimize bir şey olmadı. Sabah saat 10 civarında dışarıya çıkan Abdullah Deniz isimli kardeşimiz evinden çıkar çıkmaz kapının önünde muhtemelen uzak mesafeden keskin nişancıların attığı bir kurşun ile boynundan vurularak yere düşüyor, önce yaralanıyor, yoğun ateşten dolayı düştüğü yerden içeriye alınması bir saatten fazla vakit alıyor. Olaydan hemen sonra tıbbi müdahale yapılması durumunda belki de hayatta kalacak olan bu kardeşimiz, kan kaybından şehit oluyor.

KİMLER PROVOKATÖR AÇIKLAYIN

Yapıcıoğlu, “Olaylara güvenlik güçlerinin müdahalesi gecikince ‘Paralelcilerin pasif direnişi mi var?` sorusu geldi” şeklindeki hatırlatmamız üzerine şunları söyledi: “13 Aralık akşamı olan saldırıya da, 26-27 Aralık saldırılarına da güvenlik güçlerinin müdahalesi çok çok geç oldu. Pasif direniş mi onu ortaya çıkartacak olan yetkililerdir. Onları buralara gönderen de yetkililerdir.”

“Şu ana kadar Cizre olayları dahil, bizim katledilen arkadaşlarımızın tamamı, ya kendi parti binasının önünde ya iş yerinde, faaliyet gösterdikleri sivil toplum kuruluşlarında, parti binasının yakınında saldırıya uğramıştır. Bu nasıl bir mantıktır ki, kendi evinin içinde veya bahçesinde veya derneğin kapısının önünde saldırıya uğrayan kişinin “çatışmada` öldürüldüğü söyleniyor? Bu nasıl bir mantıktır ki, katlettikleri arkadaşlarımızın ölümlerinden sonra bile sosyal medyada hakaret yağmuruna tutan ve bu cinayetleri üstelenen kendi yapıları olduğu halde toplumun tepkisi beklediklerinden daha yüksek perdede olunca, sadece bu işi provokatörler yaptılar diye işin içinden sıyrılabileceklerini düşünüyorlar. Şiddet içerikli bir iş olduğunda, ihaleyi sadece gençlere havale ediyorlar; yok öfke patlaması, yok kontrol edilemeyen gençlik. Ama karşı tarafta da partimizin ismini zikrediyorlar. Basında da ‘PKK HÜDA PAR çatışması` deniyor. Ne alâkası var, biz legal bir yapıyız.”

AÇIKLAYIN

“Kimlerdir Provokatör dedikleriniz? Bunu ben açıklayacak değilim, madem PKK-HDP içimizde provokatörler var, onlar yapıyor demekte… O zaman onlara düşen, bunların kimler olduğunu ifşa etmektir. Ve kendi içlerinden uzaklaştırmaktır!.. Bir yandan provokatörler var deyip, diğer yandan da saldırganları savunmaları kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor, kaçmamalıdır.”

Yeni Akit

Bu haberler de ilginizi çekebilir