• DOLAR 32.318
  • EURO 35.129
  • ALTIN 2298.602
  • ...
`Kangren Haline Getirilen `Yasak` Kökünden Çözülmeli`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

VAN- İlköğretim, ortaöğretim ve tüm alanlarda başörtüsü yasağının kaldırılması amacıyla başlatılan tesettür seferberliği kapsamında Mustazaf-Der Van Başkanı Muhammet Mehdi Oğuz, basın açıklaması yaptı.

 

İnkarcı sistemin Müslüman halkın inancına ve kimliğine getirdiği yasakların yol açtığı toplumsal huzursuzluğun ve şiddet ortamının hep birlikte müşahede edildiğini belirten Oğuz, "Müslüman Kürt Halkının hem inancı hem de kimliğinden dolayı uğradığı haksızlık ve zulümler bu gün yaşadığımız sorunların temelini oluşturmaktadır."dedi.

 

"Bütün Milletlerin Çimentosu İslam`dır"
Önceki gün Bitlis ve Hakkari`de düzenlenen saldırılara da değinen Oğuz, "PKK`nin yaptığı bu son saldırılar akabinde ortaya çıkan tablo Kürt sorunun çözümünde uygulanan yanlış politikaları bir kez daha ortaya koymuştur. Ülkede yaşayan tüm halkların kardeşlik ve birlikte yaşama temelini İslam oluşturmaktadır. İslam`ın esas alınmadığı bir yaşam felsefesinin dayatılması toplumdaki bölünmeleri ve ayrışmaları kaçınılmaz kılacaktır." İfadelerini kullandı.

 

Ülkede yaşayan bütün halkların çimentosunun İslam olduğunu söyleyen Oğuz, "İslam hayata hakim kılınmadan sadece bazı hakların tanınması bu soruna çözüm olamayacağı kanaatindeyiz. Ayrıca Kürt sorunun çözümde Müslüman Kürt halkının muhatap alınmaması çözümsüzlüğün ana sebeplerindendir." Şeklinde konuştu.

 

"28 Şubatı Aratmayan Dayatmalarda Bulunulmakta"
Türkiye`de Müslüman halkın inancına getirilen yasakların doğurduğu sorunlardan birinin de başörtü sorunu olduğunu söyleyen Mustazaf Der Van Şubesi Başkanı Oğuz konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kamusal alanda çalışmak isteyen Müslüman bacılarımızın ve tesettürlü olarak eğitim görmek isteyen kızlarımızın keyfi bir muameleye maruz bırakılarak yaşadıkları mağduriyet, herkesimin malumudur. 28 Şubat süreci ile tesettür sorunun içinden çıkılmaz bir sorun haline getirildiğini vurgulayan Oğuz, "Başörtüsü başta ilköğretimler ve liselerin tamamında ve üniversitelerin belirli bir kısmında kamusal alan ve çalışma alanında yasak olmaya devam etmektedir. Zorunlu Eğitime tabi milyonlarca çocuğumuza örtü yasağının dayatılması ve kız çocuklarımızın Örtünme Hakkı ile Eğitim Hakkı arasında tercihe zorlanması büyük bir zülüm ve haksızlıktır. Ülkenin birçok yerinde başörtüsüyle eğitimine devam etmek isteyen ilköğretim çağındaki kızlarımıza 28 Şubatı aratmayan dayatmalarda bulunulmaktadır. Çocuklarımız derse alınmıyor, 28 şubat ürünü olan ikna odalarında psikolojik baskı altına alınıyor, aileleri ile birlikte tehdit ediliyor, hakarete uğruyor. Ancak bu keyfi uygulamayı yapanlar hakkında hiçbir soruşturma açılmıyor."

 

"Başörtüsü Müslüman Kadının Kimliğidir"
Müslüman kadının inancı gereği başını örttüğünü söyleyen Oğuz, "Başörtüsü Müslüman kadının kimliğidir. Başörtüsü siyasi bir simge değildir. Başörtüsü yasağı diğer halk ve özgürlükler alanlarına getirilen yasaklar gibi bir an önce pazarlıksız ve koşulsuz olarak kaldırılmalı Allahın emirleri hiçbir şekilde yasaklanmamalı ve bu yasaklar inatla uygulamaya devam edilmemelidir. Allahın emirlerini yasaklamanın hiçbir mazereti olamaz." Dedi. Bu gün dünyanın birçok ülkesinde başörtüsünün serbest olduğunu söyleyen Oğuz, "Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olmayan ülkelerde dahi başörtüsü serbesttir. Eğitimin her kademesinde başörtüsü serbesttir. Müslüman kadın başörtüsüyle kamu kurumlarında çalışabilmektedir. Müslüman bir kadın halkı Hıristiyan olan İngiltere`de başörtüsüyle çalışabilirken, halkı Müslüman olan Türkiye`de neden çalışamasın. Bu yasak Türkiye için çok büyük bir ayıptır. Bu ilkel yasağın bir an önce kaldırılması bu ayıba son verilmesi gerekir." İfadelerini kullandı.

 

"Başörtüsü Allah`ın Emridir"
Sorunun çözümü için hükümete çağrıda bulunan Oğuz, "Eğitim ve kamusal alandaki başörtüsü yasağı, toplumsal bir sorun olmuş ve tüm halkımızı mağdur eder bir hal almıştır. Şu ana kadar mağdur edilenlerin yanında ve bundan sonraki Eğitim-Öğretim döneminde bu sorunlar yine yaşanacak ve yeni mağdurlar ortaya çıkacaktır. Sosyal adaletin bir gereği olarak bu durumda olup, okuma hakları ellerinden alınarak mağdur edilen öğrenci ve ailelerinin hassasiyetleri göz önünde bulundurulup sorunun bir an önce çözülmesi gerekmektedir."dedi. Başörtü yasağının sadece Üniversitelerde sona erdirmek sorunu çözmeyeceğini ifade eden oğuz, "Zira Başörtüsü Allah`ın emridir. Bu emir Müslüman kadın için buluğ çağıyla başlar ve hayatın her alanında bu emir geçerlidir. Bu nedenle her alanda bu yasağın kaldırılmasıyla bu sorun çözüme kavuşacaktır. Bu nedenle ilköğretimde, Lisede, Üniversitede, Kamuda, kısacası her alanda başörtüsüne özgürlük istiyoruz." dedi.

 

"Kangren Haline Getirilen Bu Yasak Kökünden Halledilmeli"
Yıllardır bir kangren haline getirilen ve yüz binlerce bayanı mağdur eden bu yasağın kökünden halledilme zamanı geldiğini ifade eden Oğuz, "Yeni bir sivil anayasanın gündemde olduğu bu günlerde tesettür konusunun göz ardı edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Bu İslami ve insani hak anayasal güvence altına alınmalıdır. Bu hakkın Anayasal güvence altına alınmadan hükümetlerin insafına bırakılması, hükümetlerin değişmesiyle yasağın tekrar uygulanmasını sonucunu doğuracaktır. Müslüman bacılarımıza sesleniyoruz; yaşadığınız bu durum belki sizin için zordur; ama eğer rabbinize kulluk yapmak istiyorsanız bunun başka bir yolu yoktur. Örtüsüz halinizle Allah tealaya sunacağınız hiçbir ibadet yoktur. Sizin için hiçbir şey örtünmekten öncelikli değildir. Bu dünyada çektiğiniz sıkıntılar yarın ahiret günü sizin için bir kurtuluş vesilesi olacaktır. Sizi bu davada sebata çağırıyoruz." Şeklinde konuştu.

 

Anne ve babaları da; bu konuda görev almaya ve çocuklarını örtünme bilincini kazandırma konusunda gayretli olmaya davet eden Oğuz, "Bu mesele Kuran ve fıtratın emrettiği şekilde çözülecek ve bu sorunu bu ülke insanı çözecektir inşallah. Her Müslüman gücü oranında sorumluluk almalı ve tesettür seferberliğine katkı sunmak için harekete geçmelidir. Müslümanların bu seferberlikteki dayanışma ve gayretleri, daha büyük ve anlamlı dayanışmaları beraberinde getireceğinden hiçbir kuşku duymuyoruz. Müslüman Halkımızı her alanda örtüsünden dolayı haksızlığa uğrayan bacılarımıza sahip çıkmaya ve bu zulmün son bulması için meşru tepkilerini ortaya koymaya çağırıyoruz. Bu sebeple 23 Ekim Pazar günü Diyarbakır İstasyon Meydanı`nda yapılacak "İnanca Saygı Başörtüsüne Özgürlük Mitingine" tüm halkımızı davet ediyoruz." İfadelerini kullandı..

Murat Dalgın - İLKHA

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir