• DOLAR 32.422
  • EURO 35.093
  • ALTIN 2326.117
  • ...
Keyfi muamelelere zemin hazırlayacak bir uygulama
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Adalet Bakanlığı’nın 2005 yılında yürürlüğe koyduğu, ancak bu güne kadar uygulanmadığı Ceza İnfaz Kanunun 62/1. bendini gerekçe göstererek Ceza ve Tevkif Evleri Müdürlüklerine gönderdiği “Ücretsiz olarak PTT yoluyla gönderilen gazete ve dergileri iade edilmesi” uygulamasına tepkiler gelmeye devam ediyor.

Konu ile ilgili olarak İlke Haber Ajansına açıklamalarda bulunan Tutuklu/Hükümlü ve Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Yusufi Der) Genel Başkanı Av. Mirhan Özbekli, yapılan bu düzenlemenin cezaevinde bulunan mahkûmları sıkıntıya sokacağını söyledi.

Bu tür uygulamaların cezaevi idarecilerince de yanlış yorumlanmaya müsait uygulamalar olduğunun altını çizen Özbekli, mahkûmların karşı kullanılabilecek bu tür uygulamaların zamanla ciddi sorunlar doğuracağı ve kötü sonuçlar oluşturabileceği uyarısında bulundu.

“Cezaevi idaresi, mahkûmun isteğini karşılamak zorundadır.”

Adalet Bakanlığının, mahkûmların içinde bulunduğu ortamları, yaşadıkları şartları ve karşılaştıkları sıkıntıları düşünerek uygulamalar çıkarması gerektiğini söyleyen Av. Özbekli, bu tür uygulamaların hiç kimseye bir faydasının olmadığını, aksine gerginlik ve hoşnutsuzluktan başka bir sonuç doğurmadığını söyledi.

Özbekli,  “Geçmişte de buna benzer muğlak kavramlar çıkartılarak yasalar ya da yasal düzenlemeler ciddi anlamda hukuki problemleri doğurmuştu. Burada Adalet Bakanlığına düşen görev, yasayla yasaklanmamış ve ya müstehcen içerikli yayınlar dışında mahkûmun okumaya yönelik taleplerini makul olabilecek ve engel çıkarmayacak şekilde net ifadelerle bu ihtiyacı karşılayacak bir düzenlemeye gitmesidir.” şeklinde konuştu.

“Kitabını istiyorsan, bedelini öde!”

Yeni düzenlemenin insani bazı değerlerinde görmezden gelinerek yapıldığını ve bu uygulamaya göre, gerek ailenin gerekse de arkadaşı olan şahsın bir mahkûm arkadaşına bir kitap dahi hediye edemeyeceğini belirten Av. Özbekli, “Cezaevi İdaresi, ‘Sen bu kitabın parasını, cezaevindeki hesabından ödemediğin için alamazsın. Kitabını istiyorsan, bedelini öde.’ diyebilecek bir noktaya doğru gidiyor. Bu düzenleme pekâlâ art niyetli olabilecek birileri içinde fırsatlar doğuruyor. Maalesef Cezaevi idaresi, bu yasal düzenlemeyi uygularsa, önümüze böyle sorunlar çıkacaktır. Bu açıdan, kamuoyunun, basının ve sivil toplum kuruluşlarının bu konu üzerinde durmaları gerekmektedir. Adalet bakanlığı, bu yanlışı düzeltmeli, hiç yoktan halkı sorunlarla karşı karşıya getirmemelidir.” ifadelerini kullandı.

 “Mahkûmların ününe ciddi engeller çıkartabilir.”

Söz konusu yasal düzenlemeyi verdiği bir örnek üzerinde ifade etmeye çalışan Av. Özbekli, uygulamanın trajikomik bir duruma sebep olacağının görülmemesinin ise vurdumduymazlık olduğunu ve “ben yaptım oldu” mantığının bir tezahürü olduğunu söyledi.

Özbekli, “ “Bu yasal düzenlemenin 62’inci Maddesinde, hükümlünün mahkemelerce yasaklanmamış olan süreli ve süresiz yayınlarda bedelini ödeyerek yaralanma hakkına sahip olduğu belirtiliyor. Gazete ve dergilerin para ile satın alınması şartını kanun uygulayıcı istediği şekilde yorumlayabilir. Diyelim ki, ben bir kitap aldım ve bir sene sonra cezaevine girdim. Daha sonra o kitapları okuma ihtiyacı duyduğumda, aileme telefon açıp kitabımı istedim. O zaman cezaevi idaresi, “Bu kitapları satın al, bedelini ödediğine dair bir fatura getir. Ancak bu şekilde kitabını alabilirsin.” diyebilecek. Sizce de bu komik değil mi? ” siteminde bulundu.

Keyfi uygulamalar yapılabilir

Bu yasal düzenlemenin, kötü sonuçlar doğurabileceğini tekrar eden ve uyaran Özbekli, bu tür muğlak ifadelerin kanun uygulayıcılar tarafından bir engel olarak algılanıp uygulanması durumunda huzursuzlukların önüne geçilemeyeceğini ve durup dururken mahkûm ile cezaevi idaresinin karşı karşıya getirileceğinin altını çizdi.  (M. Sıddık Bilge-Emrah Deniz/İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir