VAN - Hür Dava Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Sait Şahin, Van Serhad FM`de gündemi değerlendirdi. 6-8 Ekim`de yaşanan vahşete değinen Şahin, 6-8 Ekim olaylarıyla adeta kâbustan uyanan hükümetin, halen hiçbir şey olmamamış gibi yoluna devam edemeyeceğini söyledi.

"Çözüm sürecinin muhatapları yanlış belirlendi"
Çözüm sürecinin muhataplarının yanlış belirlendiğini ifade eden Şahin, çözüm sürecinin çerçevesinin belirlenmediğini ve içeriğinin doldurulma noktasında yetersiz kalındığını ifade etti. Sürecin yanlış başlatıldığını dile getiren Şahin, "Kanın akmasının durması elbette halkın istediği halkın arzuladığı bir şeydi. Biz halkın siyasi temsilcisi olarak buna destek verdik. Ama PKK sorunuyla Kürt meselesi birbirine karıştırıldı. PKK tek muhatap olarak Kürtlerin temsilcisi konumuna getirildi." dedi.

Hükümetin süreçle ilgili olarak iyi niyetle yapılan uyarıları dikkate almadığını belirten Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu uyarılarla yol alarak hareket etmiş olsalardı, istifade etmiş olsalardı süreç bu noktaya gelmezdi. Maalesef baştan beri söylediğimizin ortaya çıkmış olması bizi sevindirmiyor. Yani bu süreç iyi gitmiyor, PKK güçleniyor ve silah bırakmaya niyetli değil. PKK süreçten güçlenirse etkin olduğu alanlarda kendi gücünü silah üzerine kullanacak, kendisi dışındaki yapılara hiçbir şekilde tahammül göstermeyip hayat hakkı tanımayacak. Ve masaya şartlar oluştuğu zaman tekmeyi vuracak dedik ve defalarca bunu söyledik."

"Hükümet halen hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ediyor"
Hükümetin 6-8 olaylarında bir gerçeğe uyanmış olması gerektiğini ifade eden Şahin, "Olaylardan sonra hükümet, kamu düzeni sağlanmadan hiçbir şekilde görüşmeler olmayacak diye ifade etti. Maalesef şuanda kamu güvenliği devlete bağlı değil bölgede PKK’ye bağlıdır. Yani dolayısıyla şu geldiğimiz noktada hükümetin özellikle sıkça dile getirdiği kamu güvenlğinin pratikte hiçbir karşılığı yok." diye konuştu.

"Çözüm süreci bu neticeyi vermişse çözüm süreci barış süreci değil." Diyen Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: "Çözüm süreci silahları bırakma süreci değildir. Çözüm süreci sorunu çözme sorunu değildir. PKK sorunu veya Kürt sorunu çözme değildir. PKK’nin daha fazla güçlenme sürecidir. Hükümetin çözülme sürecidir. Kürt meselesinin daha fazla grift bir hal alma sürecidir. Bunlar maalesef bügün baştan beri söylediğmiz gibi kayda alınmadığı için ve aynı yol haritalarıyla yanlış pratiklerle hareket edildiği için yaşanıyor.

"PKK sürekli silahı kürtler içerisinde kullandı"
Yaşanan son gelişmelerin batının PKK’yle işbirliği çerçevesindeki bazı operasyonları olduğuna dikkat çeken Şahin, PKK’yi meşrulaştırma ve onun üzerinden Türkiye`ye dizayn operasyonları olduğunu söyledi. Şahin, "Yani bu noktadan bakıldığı zaman PKK kendi elinde iradesi olamayan bir örgüttür. Dışarıyla iş tuttuğu için dışarının hesabları doğrultusunda hareket ediyor. Bugün de dışarının hesabı bu örgütün silah bırakmaması şeklindedir. Dolayısıyla PKK baştan beri çözüme niyetli değildi. Süreç boyunca silahı sürekli Kürtler içerisinde kullandı. Süreci, sürekli Kürtlere yönelik baskı, tehdit, haraç toplama, hâkimiyetini sağlama şeklinde bir araç olarak kullandı." diye konuştu.

Sürecin şeffaf yürütülmesi ve hükümetin yeni bir yol çizip onu da kamuoyuyla paylaşması gerektiğini belirten Şahin, " Hükümetin beklentileri ve şartları nedir. Bunu açık bir şekilde açıklaması lazım bundan sonra da varılacak anlaşmaların kamuoyuyla paylaşılması ve tarafların çoğaltılması lazım. PKK`nin sadece silah bırakılması konusunda muhatap alınması ve bunun karşısında dağ kadrosu zindanlarda olan binlerce PKK’nin özgürlüğe kavuşturulması Abdullah Öcalan’ın özgürlüğe kavuşturulması üzerinden pazarlığını PKK’yle konuşması lazım. Ama Kürtlerin hakları konusunda muhataplar zenginleştirilmeli, bütün Kürt unsurları muhatap alınmalıdır. Kürtlerin hakları hiçbir pazarlık konusu yapılmadan Kürt halkının haklarını biran önce iade edilmeli." dedi.

Süreç böyle devam ederse bölge halkının PKK karşısında çok farklı arayışlara girmesine sebebiyet verebileceğini dile getiren Şahin, "Dikkat edin kamuoyunda bir şeyler konuşuluyor. Son olaylar sonrasında 10-15 bin tüfeğin satıldığından bahsediliyor bunların göz önünde bulundurulması lazım. Vatandaş korkuyor işyerlerini, evlerini en önemlisi canını korumak için tedbirlere yöneliyor." ifadelerini kullandı.  (İbrahim Işık - İLKHA)