• DOLAR 32.601
  • EURO 34.835
  • ALTIN 2496.828
  • ...
`Kadına kaldıramayacağı bir yük yüklemek zulümdür`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR - 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü sebebiyle kendisi ile görüştüğümüz Âlimler ve Medreseler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, kadın-erkek eşitliği ve adalet ilişkisi hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Kadın ile erkeğin eşitlik meselesini değerlendiren Şenlik, “Bir insana yapabileceği işi yüklemek, adalet; yapamayacağı işi yüklemek ise zulümdür. Zayıf ve güçlünün eşit yük alması adalet değil, zayıfa zulümdür. Tabiatı itibariyle kadınlar daha duygusaldır. Bu yüzden narin ve hassas işlerde başarılı olurlar. Erkekler ise kaba işlerde, güç ve sertlik gerektiren işlerde daha başarılı olurlar. Dolayısıyla kadından askeri bir komutan, otoriter bir idareci ve karar veren bir hâkim olamayacağı gibi erkekten de çocuk bakıcısı, ev işleri gibi işler yapması beklenemez.”dedi.

“Erkek ile kadın arasında yaratılıştan gelen farklılıklar var”
Erkek ile kadın arasında yaratılıştan gelen farklılıklara değinen Şenlik, “Allah-u Teâlâ insanları yaratırken, insana yapacağı işe göre şekil vermiştir.  Allah, kadını şefkatli, merhametli ve duygusal; erkeği ise sert, kaba ve haşin yaratmıştır. Dolayısıyla erkeklere kumandanlık, idarecilik ve hâkimlik daha uygunken, kadınlara da ev işleri, hamur işleri, çocuk eğitimi, çocuk doğum uzmanı gibi işler daha uygundur.” şeklinde konuştu.

"Hamuru çamur; çamuru da hamur yapmak!"
Şenlik, “Kadının eli hamurda; erkeğin eli çamurda iken, birbirlerinin işine karıştıkları zaman, çamurla hamur birbirine karışıyor. Hamuru çamur; çamuru da hamur yapmış olurlar o zaman.  Psikolojik olarak olaya baktığımız zaman, daha çocuk yaştayken kız çocuklarının süs eşyalarıyla, erkeklerin ise tabanca, kamyon gibi kaba araçlarla oynadığını görürüz. Bu özellikler, doğuştan gelen fıtri bir özelliktir. Dolayısıyla Allah-u Teâlâ insana hangi duyguları yüklemişse, insana, o yönde görev biçilse, o yönde istikamet konulsa ve o yönde görev verilirse, işte o zaman adalet yerini bulmuş olur.” ifadelerini kullandı.

“Allah-u Teâlâ, kadın ile erkek arasında ilahi bir rahmet bağı kurmuştur”
Ahlak dışı propagandaların ve uygulanan yersiz kanunların,  kadını erkekliğe heveslendirdiğini ve erkeğin ise duygularını tahrip ettiğini söyleyen Şenlik, “Bunun sonucunda fıtri ve toplumsal denge alt üst olmuş;  şiddet meydana gelmiştir. Dolayısıyla huzur, denge ve aile düzeni bozulur. Ancak İslami bir çerçevede baktığımızda kadın ile erkek arasında Allah-u Teâlâ ilahi bir rahmet kurmuştur. Bu ilahi rahmet, akitle meydana geliyor. Bu akit, İslami bir aile düzeni üzerine atılan bir temel olursa, bu ailede sevgi ve muhabbet devam eder. Yapılan şaşaalı ve bol harcamalı düğünler, insanları mutlu etmeye yetmez.”dedi.

Şenlik, “Kadın, erkeğin yaptığı gibi amelelik ya da idarecilik yaptığında çocuk ne olacak? Erkek, çocuğu emziremez. İnsanlar, fıtri dengeyi sağlam tutarsa, dünyada da, ahrette de bahtiyar olur. Günümüzde erkek ile kadın arasında meydana gelen uçurumlar, boşanmalar, şiddet, kavga ve gürültü gibi hastalıklar, erkek-kadın eşitliği dedikleri bir safsatadan ileri geliyor.” diyerek sorunun temeline değindi.

“Kadın ile erkek eşitliği adalet değil, zulümdür”
Allah’u Teala’nın, insana idrak vermediği zaman gerçekleri göremediğini ve bu yüzden adaleti kendine zulüm gördüğünü belirten Şenlik, “Şahitlik gibi durumlarda erkekten bir kişi, kadınlardan iki kişi gerekiyor. Burada eşitlik değil adalet gerekiyor.  Çünkü kadın daha unutkan, daha zayıf ve daha duygusaldır. Kadın ömrünün bir kısmını hastalıklı geçirir. ‘Aybaşı’ denen rahatsızlık kadınlara hastır. Bu hastalık kadında devreye girdiği zaman, kadının psikolojisini ciddi manada etkiler ve kadını zayıf düşürür. Dolayısıyla erkek ile kadın eşitliği adalet değil zulümdür.”ifadelerini kullandı. (M. Sıddık Bilge-İLKHA)

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir