• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
"Saldırı; toprakları işgal edilmiş bir halkın en doğal hakkıdır"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HABER MERKEZİ - İslam dünyasının içinde bulunduğu zor dönemi fırsat bilip Mescid-i Aksa’ya saldıran siyonist israil Filistin’deki işgali kabul edilemez boyutlara taşıyor. İslam dünyasının, mukaddesatlara yönelik saldırılara bile cılız kalan tepkilerine karşılık Filistinliler Kudüs’te birbiri ardına feda eylemleri gerçekleştiriyor. Araçlarıyla siyonistlere saldıran ve şehid edilen İbrahim Akkari ve Abdurrahman Eş-Şeludi’nin ardından Gassan Ebu Cemel ve Udayy Ebu Cemel de Kudüs’te 4 siyonist Yahudi’nin öldüğü sinagoga yönelik eylemde bulundu. Kuzen oldukları belirlenen Filistinli feda eylemcileri saldırı sonrası katledildi. Feda eylemleri, israilin bir süredir Mescid-i Aksa’ya yönelik terörist saldırılarının bir neticesi olarak ortaya çıktı ve işgalci israilin saldırılarına paralel olarak giderek büyüyebilir. Hamas, eylem için; “İşgalcinin yaptığı baskı ve zulmün doğal bir sonucudur” derken, Direniş Grupları; “Başlayan Kudüs İntifadası asla durmayacak” diye açıklamada bulundu. İşgal güçleri, feda eylemi yapan şehidlerin ailelerinin evlerini yıkarken, birçok kişiyi de tutukladı.

NAİM, SİNAGOG SALDIRISINI DEĞERLENDİRDİ

Kudüs’te dört siyonistin öldüğü ve 13’ünün de yaralandığı sinagog saldırısını değerlendiren Filistinli araştırmacı Dr. Muin Naim, saldırılara maruz kalan, toprakları işgal edilmiş bir halkın en doğal hakkının kendini elindeki tüm imkânları kullanarak savunması olduğunu belirtti. Sinagogun işgal edilmiş Filistin toprakları üzerinde inşa edildiğini dile getiren Dr. Naim, hakkı olmayan bir yerde cami de inşa edilirse onun da kutsiyetini kaybedeceğini ifade etti.

Dr. Muin Naim, Kudüs’teki gelişmelerle ilgili şöyle konuştu; “Kudüs’te olanlar Filistin halkının biriken tepkisidir. Filistin halkı açıkçası dün değil, bugün değil işgal devletinin var olduğu günden bugüne kadar saldırılara, işkencelere ve zulme maruz kalmaktadır ve işgal edilmiş bir halkın en doğal ve en normal hakkı, elindeki tüm imkânları kullanarak kendini savunmasıdır. Filistin halkı özellikle son bir yıl içerisinde Mescid-i Aksa’nın mukaddesatlarının dünyanın gözü önünde çiğnendiğini, saldırı ve ihanete maruz kaldığını görüyor. Maalesef dünyanın Müslüman toplumlarından gelen cılız tepkilerin israil işgal devletini etkilememesi, Filistinlileri bekleme modundan çıkartıp fiili tepki moduna geçirmiştir. Hele bu son bir ay içerisinde kutsallara yapılan saldırılar, kadınlar, erkekler ve yaşlılara yapılan saldırıların çoğalmasıyla birlikte Kudüs’teki Filistinli gençleri ancak bu şekilde tepki verebileceklerine ikna etmiş durumda. Bence bu doğal bir savunma hakkıdır. Filistin halkının işgalcisine karşı yapacağı en normal ve en önemli görevidir.”

SİNAGOG İŞGAL EDİLMİŞ TOPRAKLAR ÜZERİNDE İNŞA EDİLMİŞTİR!

Kudüs’teki son saldırının sinagoga yapılmış olmasını eleştirenlere de cevap veren Dr. Muin Naim, “Saldırının sinagoga yapılmış olması bir takım insanların haksız tepkisine neden olmuştur. Haksız diyorum çünkü birincisi; saldırıya uğrayan sinagog, işgal edilmiş topraklar üzerinde inşa edilmiştir. Yani herhangi bir insan gelip de hakkı olmayan bir yerde cami de inşa etse o cami kutsiyetini kaybeder, gaspçı konumuna düşer. Gaspçıya en doğal tepki, orayı yıkmak ve oradan çıkarmaktır” dedi.

SİYONİST YAHUDİ HALKININ TÜMÜ ASKER VE SİLAHLI!

Öte yandan israil’de halk diye bir olgunun olmadığını, işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşayan tüm siyonist Yahudilerin kadın erkek ayırt etmeksizin asker olduğunu ve silah taşıdığını dile getiren Dr. Naim, “Sinagoglarda bulunan siyonist Yahudilerin hepsi askerdir ve silahlıdır, hepsi de Filistinlilerin kanına girmiş insanlardır. Bunlara saldırılmayacaksa nerede saldırılacak. israil işgal devleti içerisinde bulunan kadın ve erkeklerin hepsi asker olabiliyor, çocukları silahlanıyor ve artık Filistinliler de tepkilerini başka yerlerde değil ancak böyle yerlerde gösterebiliyorlar” diye ifade etti. 

YARDIMLAR GAZZE’NİN İHTİYACINI KARŞILAMIYOR! ÇÖZÜM; AMBARGONUN KALDIRILMASI…

Filistin’de sorunun sadece Mescid-i Aksa’ya saldırı, Kudüs’ün Yahudileştirilmesi ya da Filistinlilerin tutuklanmaları ile sınırlı değil. israil rejiminin, Filistin’i işgal ve zulüm politikası dört bir koldan sürüyor. Gazze’ye yönelik ambargo 7. yılında. israilin 2 binden fazla insanı katlettiği son saldırıları sonrası Gazze’ye ne gıda, ne ilaç, ne de inşaat malzemeleri girmiyor. Geçtiğimiz gün 256 tırdan oluşan bir yardım konvoyu nihayet Gazze’ye giriş yaptı ancak bu da 2 milyona yaklaşan nüfusuyla Gazze’nin bir günlük ihtiyacını bile karşılamıyor.

Dr. Muin Naim, Gazze’nin durumu ile ilgili olarak da yaptığı açıklamada, yardım tırlarının değil 256 tırla, 2500 Tır’lık yardımın dahi Gazze’nin ihtiyaçlarını karşılayamayacağını belirterek ambargonun tamamen kaldırılması gerektiğinin altını çizdi.

İslam dünyasının sessizliğine dikkat çeken Dr. Muin Naim, “256 Tır’lık yardım Gazze’nin bir günlük ihtiyacını bile karşılamıyor. Değil 256 Tır’lık yardım 2500 Tır’lık yardım da geçse Gazze’nin ihtiyaçlarını karşılamaz. Aslında Gazze’nin sıkıntısı yardımların ulaşıp ulaşmaması değil. Gazze’nin sıkıntısı, hapishanedeki insanların halinden de beter. Gazze’de ihtiyacı, birkaç Tır’lık yardım ya da satın aldıkları malzemelerin girmesi değil, var olan ambargonun tamamen kaldırılmasıyla hallolur. İnsani bir durumda yaşamak isteyen bir halkın en doğal hakkı ambargo altında olmaması, hele hele söz konusu olan sivil bir halk… israil işgal topraklarında yapılan direniş olayına verilen haksız tepki ve eleştiriler, kaç kez Gazze’nin ambargosunun kaldırılmasına yönelik olarak verilmiştir. Bu tepkinin yarısı Gazze ambargosu için verilse bugün ambargo diye bir şey kalmazdı” diye konuştu.

israilin Gazze’ye yönelik sürdürdüğü acımasız ambargo sürerken Mısır cuntası da Gazze’ye sınırı olan Refah bölgesini tampon bölge ilan ederek bölgedeki evleri yıktı ve sınıra duvar örerek ambargoyu daha bir katmerleştiriyor. Mısır yönetiminin tampon bölgeyle ne amaçladığını ve bunun Gazzeliler için ne tür olumsuzluklar içerdiğine de değinen Dr. Naim şöyle konuştu; “Tampon bölgenin 500 metreden 1 km’ye çıkarılmak istendiğini duyduk. Bu tampon bölge inşası Mısır’daki olaylarla bir alakası yok. Bu tam bir Gazze kuşatmasını pekiştirmek için yapılan cunta hareketidir. Cuntanın şuandaki hedefi, batıya ve israil işgal devletine şirin görünmek için Gazze’ye bu amaçla zora sokuyor. Gazze’deki insanlar şu anda gerçekten daha önce var olan tüneller aracılığıyla israilin girmesine izin vermediği malların girmesi için kullanılıyordu. Şimdi bununla birlikte ne olacak; artık Gazze’de tam bitiştirilmiş ambargo var, bu da maalesef Müslüman halkların eliyle yapılmaktadır.” (Mehmet Özcan / İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir