• DOLAR 32.373
  • EURO 35.012
  • ALTIN 2325.667
  • ...
Adalete ulaşmak için vahyin rehberliğine ihtiyaç var
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

BİNGÖL - Bilgi ve Düşünce Derneğinde,”İslami Mücadelede Güncel Fıkıh ve Kimlik İnşası” üst başlıklı seminerler dizisinde bu hafta Geleneksel ve Modern Cahiliyeden Arınma Zorunluluğu, semineri gerçekleştirildi.

Seminerde konuşan yazar Abdulhakim Beyazyüz, "Geleneğin ve modern olanın tüm boyutlarıyla cahili değerler olarak kabul edilmesi doğru bir yaklaşım değildir ama geleneğin ve modernizmin ürettiği cahili değerlerin farkında olmak ve bundan arınmakta zorunluluktur.”ifadelerini kullandı.

“Gelenekçi yaklaşımın Allah tasavvuru, korkuya dayanır”
Temel bazı kavramlardan hareketle modern ve geleneksel anlayışlara değinen Beyazyüz, “Gelenekçi yaklaşımın Allah tasavvuru korkuya dayanır. Onu sadece güç kullanan bir cezalandırıcı olarak görür, her şeye karışan, anlaşılamayan, sert, hikmetsiz bir varlık olarak tasavvur eder. Modernizm ise, aydınlanma ile başlayan zihinsel dönüşümle beraber ya Allah’ı reddeder, ya da hayatın başlangıcını var edip gerisine karışmayan, insana değer vermeyen onu kendi haline bırakan var ile yok arası bir varlık olarak tasavvur eder. Bu iki yaklaşımın İnsan tasavvuru da sapkındır.” dedi.

“Modernizim insanı hayatın merkezine koyar”
Beyazyüz konuşmasına şöyle devam etti: “Gelenekçi yaklaşım İnsanı ikinci bir şeytan olarak görür, şeytan ve nefsin işbirliğinden insanın kurtulabilmesinin imkânı yoktur var ise de bu ancak mucize bir insan olabilir, der. Modernizim de insanı hayatın merkezine koyar, insan Allah’a dolayısı ile cennete de ihtiyaç duymaz kendini müstağni görür ve Ahiret merkezli bir hayattan insan ve eşya merkezli bir hayata kayma yaşar, bu da insanlar arasındaki merhamet mefhumunu ortadan kaldırır.”

"Gelenekçi tutum, aklı baş belası bir unsur olarak görür”
Gelenekçi tutumun, aklı, baş belası bir unsur olarak gördüğünü ifade eden Beyazyüz, “Bu anlayışta akıl dumura uğrar dolayısı ile irade ortadan kalkar, birey taklit eden edilgen bir varlığa dönüşür. Modernizm de ise tam tersi, akıl putlaştırılır, her şey akıl ile anlaşılır dolayısı ile vahye ve Allah’a ihtiyaç duyulmaz, merhameti yok olmuş bu yaklaşımın ürettiği bilgi ise sadece gücü elde etmenin bir vasıtası görülmüştür.” dedi.

“İnsan, adalete ulaşabilmek için mutlak manada vahyin rehberliğine ihtiyaç duyar”
Son olarak gelenekçi ve modernizm ideolojisinin tarih, kader, imar, ıslah, eşya, ruh ve beden telakisindeki sapmalara da değinen Beyazyüz, “İnsanın iyiliğe, adalete ve merhamete ulaşabilmesi için mutlak manada vahyin rehberliğine ihtiyaç duyulur. Âlemlerin rabbi olan Allah insanı şerefli bir varlık olarak yarattı ve ona rahmet ve adaletle davranmayı üzerine aldı. Yeryüzünü insan için sayısız nimetlerle donattı, akıl nimetini de, ona hakikati bulmanın bir aracısı kıldı, ona sorumluluklarını bildirerek eylemlerini gerçekleştirme özgürlüğünü verdi. Allah insana esmasını öğreterek onunla ahlaklaşmasını ve yeryüzünü iyilikle, merhametle ve adaletle imar etmesini murad etti.” diye konuştu.  (Nihat Kanat - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir