• DOLAR 32.5
  • EURO 34.837
  • ALTIN 2492.743
  • ...
Cizre’de işlenen cinayet ne anlama geliyor?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Malumunuz olmak üzere 7 Kasım 2014 Tarihinde Cizre nur mahallesinde Abdullah Budak isimli genç (22) başından vurulmuş halde bulunmuştu. Cenazenin defin işleri biter bitmez PKK ‘nın gençlik yapılanması YDG-H bir bildiri dağıtarak cinayeti üstlendi. Halka cinayeti duyuran bildiride: "Abdullah Budak isimli ajan, ajanlık faaliyeti yürüttüğü tespit edilerek cezalandırılmıştır." denildi.
 
PKK’nın gerçekleştirdiği bu cinayeti her ne kadar içe yönelik sorgulamışsa da, örgüt içi bir hesaplaşma olarak halka lanse etmeye çalışmışsa da olay tamamen farklıdır.
 
6-7 Ekimde kobane bahaneli yapılan Vandalizm’de bölge halkı HDP/PKK’nın gerçek yüzünü bir kez daha gördü. Yapılan vahşet ve yıkımların sonucunda HDP/PKK kendi tabanları dâhil bölge halkı tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. HDP/PKK şimdiye kadar cesaret edemediği Kürtlerin İslami kimliğine doğrudan savaş açtı, mukaddesatını ayaklar altına aldı. HDP/PKK, Kemalist ulusalcıların cumhuriyetin kuruluşunda İslam’a yaptıkları hakareti aratmadı. Kemalistler ezanları susturarak, minarelerde “tanrı uludur” derken, HDP/PKK camilerde ezan yerine ‘’Beji serok Apo’’ nidalarıyla örgüt marşlarını okuttu. Bunu yapmakla Kemalizmin Kürdistani versiyonunu ortaya koyup, gerçek rengini halka göstermiş oldu. Müslüman Kürt halkının lanetine uğrayan HDP/PKK çok vahim bir hata işlediklerini çok kısa zamanda anladılar. Daha bu işin erken olduğunu Kürt halkının İlahi değerlere derin ve köklü bir şekilde sahip olduğunu görüp Kemalist yol göstericilerinden öğrendiler.
 
Bölgede yapılan bu vahşi cinayetler HDP/PKK cephesinde ciddi anlamda prestij kaybına sebebiyet verdi. Örgüt içinde üst düzeyde muhalif sesler yükselmeye başladı, çatlaklar oluştu. HDP/PKK’ ye göre küçük çaplıda olsa tabanlarında dağılmalar başladı. Siyasi anlamda artık kendi tabanlarını ikna etmede zorlandılar. ABD’den vahşetin talimatını getiren HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın boncuk boncuk döktüğü terler çare olmayınca bu sefer bozulan imajlarını 1 Kasımı dünya kobane gününü ilan ederek küresel anlamda hak arayışlarının demokrasi standartlarında arandığını kanıtlamaya çalıştılar. Böylece zedelenen itibarlarını tamir etmek istediler..
 
HDP/PKK 1 Kasım gününü halkın zihninde yer eden "Vandallığını" her ne kadar temizlemek için yapmışsa da bunu başaramadı. Çünkü yapılan vahşet ve alenen İslam düşmanlığı, Kürt halkının zihninde olumsuz yönde çok ciddi iz bıraktı. Bu, kolay kolay telafi edilecek türden değildir. Bunu herkesten daha çok ve net haliyle gören HDP/PKK çaresiz kaldı. Çünkü artık onların halkı ikna edeceği argümanları kalmadı.
 
Onun için PKK siyasal gücün; elinde silah olan otoritenin olduğunun mesajlarını verdi. Sembolik düzeyde de olsa özerklik ilan eti. Derin devletin desteğiyle "önce Cizre de sonra Silopi’de bazı mahallelerde Özerklik ilan etiklerini ve böylece gerekirse bu modeli bütün bölgeye yayacaklarını belirtiler." Bölgede görev yapan mülkü idare amirleri her ne kadar bunun üstünü örtseler de söz konusu ilçelerde uygulamaya konulmak istenen PKK hâkimiyeti, bazı mahalleler üzerinde formüle edilmeye başlanmıştır. HDP/PKK; halkın bunu kabul etmeyeceğini, tahakküm ve baskılarına karşı çıkacağını, özellikle kendisinin üst kimliği olan komünizmi inkâr ettiğini gördü.
 
Bundan dolayıdır ki; toplumda korkuyu yaymaktan başka çaresi kalmayan örgüt, ilk vahşi cinayetini Cizre`de uygulamaya koydu. HDP/PKK, Cizre`de Abdullah Budak adlı genci vahşice katlederek  bundan sonra nasıl bir yol izleyeceği hususunda imzasını atmıştır. Evet, imza diyoruz olay her ne kadar münferit gösterilmişse de tamamen ilerisi için bir genellemenin, bir stratejinin habercisi ve işaretidir. HDP/PKK’nin gençlik yapılanması YDG-H çokta alışık olmadığımız bir yöntemle olayı üstleniyor. Bu cinayetin bildirileri Cizre’de ev ev dolaşılarak halka ulaştırılıyor. Bildiri metninde dikkat çeken önemli bir husus, "Bundan sonra ajanlara karşı mücadelemiz olacaktır, Kürdistan ajanlardan temizlenene dek en radikal tarzda bu cinayetler devam edecektir’’ hususudur.
 
Ev ev dolaşmanın ne anlama geldiğini zannediyorum anlatmaya gerek yoktur. Bundan sonra bize muhalif olan, bizden bağımsız hareket eden, bizi reddedip meşruiyetimizi kabul etmeyen, örgütümüzün direktiflerini kendine görev bilmeyen, bizim imza atacağımız her şeye imzasını atmayan Abdullah Budak gibi ajandır. Akibeti onunki gibi olacaktır. HDP/PKK bu şekilde halkı korkuyla rehin almak için mesaj vermiştir.
 
Bütün bu fırsatı kim veriyor? Elbette derin devlet... Yoksa göz göre göre bütün bu vahşetler olacak, devlet de görmeyecek, yâda önüne geçmek için aciz kalacak..!
 
Bu saatten sonra bölge halkı başta olmak üzere bütün Türkiye kamuoyunun bilmesi gerekir ki: Kürdistan`da Kemalist sistem destekli bir HDP/PKK ideolojisi zorla Kürt halkına empoze edilmeye çalışılıyor. Sistem ile HDP/PKK’yi birbirinden ayırmak saflık değil en hafif tabiriyle enayiliktir.. Son olaylar Kürt halkını tamamen sindirme amaçlıdır. Cizre’de ilan edilen özerklik ve katledilen Abdullah Budak, örgüt tarafından atılan siyasi bir imzadır.Bölge halkı ciddi anlamda bir şiddet sarmalı ile karşı karşıyadır.
 
Hüseyin Ebuliz / Cizremedya

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir