• DOLAR 32.6
  • EURO 34.88
  • ALTIN 2496.103
  • ...
Filistinli Akademisyen 38 gündür kayıp
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Akademisyen kimliğinin yanında Türkiye’de ticaretle uğraşan Alshava evli ve üç çocuk babası. Ailesinin ulaşabildiği tek bilgi Dubai Havaalanı`nda Ulusal Güvenlik Birimi tarafından alıkonduğu ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’ye götürüldüğü. Türk eşi Emel Alshava bir haber alabilmek için Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nde çalmadık kapı bırakmadı. Ama eşine ulaşamadı.

Alshava `1 Ekim gecesi önce bizim uçuşumuz vardı. Bizi uçağa bindirdi. Bir buçuk saat sonra da onun uçuşu vardı. En son 06.15’te, yani Dubai’ye indikten sonra kızıma mesaj attı.` diyor. Amir Alshava o mesajda kızına otele yerleşip yerleşmediklerini sordu. Bir süre kendisinden haber alamadılar. Sonra onu aramak için havaalanına gittiler.

Ulusal Güvenlik Birimi alıkoydu

Havaalanında Amir Alshava’yı ararken, Emel Alshava’yı eşinin iş arkadaşı aradı. Amir Alshava’nın sabah bir arkadaşına mesaj attığını, Dubai Havaalanı’nda alıkonduğunu ve sorgulandığını yazıyordu. Arkadaşı hemen Türk Dışişleri Bakanlığı’na bilgi verdi. Ancak nerede sorgulandığını bilmiyorlardı. Emel Alshava Dubai’de havaalanı, konsolosluk ve emniyet birimleri arasında günlerce mekik dokudu.

En sonunda havaalanındaki güvenlik birimleri kendisine eşinin Ulusal Güvenlik Birimi tarafından alıkonduğunu söyledi. Türkiye’nin Dubai konsolosluğu ile bu bilgiyi paylaştı. Konsolosluk yetkilileri Emel Alshava’ya `Bundan sonrasını bize bırakın. En azından ellerinde olduğunu kabul ettiler. Çünkü aylar boyu kabul etmedikleri oluyor. En azından nerede olduğunu kabul etmeleri büyük ilerleme` dedi. Konsolosluk yetkilileri bir süre sonra Emel Alshava’yı arayıp `Eşinizle görüşme talebinde bulunduk. Kabul etmediler. Onu Abu Dabi’ye götürmüşler` dedi. Bundan sonrası Abu Dabi’deki Türk Büyükelçiliği’nin alanına giriyordu. Ancak onlar da Amir Alshava hakkında resmi makamlardan bilgi edinemedi.

‘Katil olsaydı içeriden daha kolay çıkarırdık’

Emel Alshava eşinin ağabeyinin Abu Dabi deki üst düzey bağlantılarının da kendilerine `Eşiniz adam öldürseydi, hırsızlık yapsaydı ertesi gün çıkarabilirdik. Ancak ulusal güvenlik birimi aldıysa yapabileceğimiz hiçbir şey yok, bu bizi aşar` dediğini söylüyor.

Eşini aramak için Abu Dabi’ye giden Emel Alsahava burada eşinin 30 yıllık Filistinli arkadaşının evinde kaldı. Eşinin arkadaşı Abu Dabi’de Ulaştırma Bakanlığı’nda üst düzey bir görevdeydi. Ancak iki gün sonra Filistinli arkadaşının iş yerine Ulusla Güvenlik Birimi’nden yetkililerin geldiğini ve onun işten çıkarılmasını istediklerini, iki hafta içinde de ülkeyi terk etmesini istediklerini öğrendiler. Neler olduğunu anlayamadıklarını söyleyen Emel Alshava eşinin sık sık BAE’ye gittiğini ve bu zamana kadar hiçbir sorunla karşılaşmadığını söylüyor:

"En son mayıs ayında oradaydı. Yeğeninin nişanı vardı. Oraya gitti. Sık sık giderdi zaten. Annesi oradaydı, Şubat’ta da gitti. Ailesini görmek için oraya sık sık giderdi. Bu zamana kadar hiçbir sorunla karşılaşmadı."

‘BM İnsan Hakları ofisi ilgilenmedi’

Emel Alshava eşinden bir haber alabilmek için 13 Ekim’e kadar BAE’de kaldı. Şifahen de olsa eşinin Ulusal Güvenlik biriminde olduğunu öğrenmişti. Ancak kapısına gidip sorabileceği böyle bir bina yoktu. Emel Alshava `Burası nasıl bir yer ki, adı var kendi yok?` diyordu.

Emel Alsava sonunda Abu Dabi’deki BM İnsan Hakları ofisini aradığını söylüyor. Ancak oradan kendisine `Biz bu konularla ilgilenmiyoruz. Biz çevre, tabiat gibi konularla ilgileniyoruz` dendiğini belirtiyor.

Neden eşinin alıkonulduğunu, ne gibi bir suç işlemiş olabileceğini sorduğumuzda, Emel Alshava eşinin İslami bir kimliğe sahip olduğunu, ancak suç teşkil edecek hiçbir şey yapmadığını anlatıyor. Eşinin BAE`de terör örgütü olarak görülen Müslüman Kardeşler üyesi olup olmadığını soruyoruz:

"Müslüman Kardeşler’e sempati duyardı ancak üyesi değildi. Eğer Müslüman Kardeşler’e sempati duymak suçsa, hepimiz suçluyuz. Bu durumda Sisi’ye mi alkış tutacağız? Ortada bir haksızlık var tabii ki. Mursi için dua ediyor onu destekliyoruz. Eşim sık sık Avrupa’nın değişik ülkelerine Filistin ve Mescid’i Aksa ile ilgili konferanslara giderdi. Hiç bir sorunla karşılaşmadı."

Emel Alshava eşi için bir de imza kampanyası başlatmış. `Şu anda avaaz.org sitesinde Dr.Amir Alshava`nın serbets kalması için kampanya başlattık. Dünyanın her tarafındaki insnalara ulaşmak istiyoruz. Herkesi de bu kampanyaya yardıma davet ediyoruz` diyor.

‘BAE Guantanamo’dan beter’

Ailenin avukatı Uğur Yıldırım, ilgili konsolosluk başta olmak üzere büyükelçiliklere, Dışişleri Bakanlığı`na, TBMM dilekçe komisyonuna Abu Dabi’de İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarına başvurular yaptıklarını ancak cevap alamadıklarını söylüyor:

"Halen gözaltında mı, tutsak mı, kimin tarafından, nerede, ne süreyle, hangi statüde tutulduğunu bile bilmiyoruz. Bu bir nevi adam alıkoymadır. Dünyadaki bütün sistemlerde hukukun gereği olarak hangi suçla yargılanıyor olursanız olun avukatınızla görüşme, ailenize haber etme hakkı sağlanır. Bugün Guantanamo’ya giden insanların bile çok kısıtlı da olsa bu hakları var. Ama burası Guantanamo’dan beter. BAE bunun çok daha ötesine geçmiş. Vahametle durumu izliyoruz."

Avukat Yıldırım, Abu Dabi’de ondan fazla hukuk ofisi ile görüştüklerini ancak hiçbirinin hukuki yardım vermek bile istemediğini anlatıyor. Bunun nedenini sorduğumuzda ise "Çünkü Amir beyin durumu, alındığı birim ve alınış biçimi açısından siyasi bir suç olarak görülüyor. Tüm ilgililerin söylediği şey, `Biz eğer bununla ilgili herhangi bir şey sorarsak, onun avukatı olarak kendimizi lanse edersek, bugün aynı suçlamalarla biz de karşı karşıya kalabiliriz. Abu Dabi`nin şu anda bulunduğu nokta, hukukun olmadığı nokta` diyor.

Amir Alshava’nın ABD`de okuyan oğlu Emin, Türkiye’deki Suudi Arabistan Konsolosluk okulunda okuyan çocukları 17 yaşındaki Afaf ve 14 yaşındaki Ebu Bekir babalarından gelecek iyi haberi bekliyor. Amir Alshava’nın suçsuz olduğuna inanan ailesi onun bir an önce bırakılmasını istiyor. 

Sümeyye Ertekin / Al Jazeerea Türk

Bu haberler de ilginizi çekebilir