Kod Adı: Provo-Kaos-Piyon
Kabul ediyorum yazımıza konu olan kelimenin açılımı biraz zorlama olmuş. Provokasyon kelimesini ortaya atan bunu gündemimize almamıza neden olan her kimse, bu kelime için böyle bir açılım düşünmüyordu herhalde.
Yazımıza dönecek olursak, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi`nde `Kobane` bahanesiyle yaşanan olayları başlatan siyasi parti ve başkanı can simidi olarak bu kelimeye sarıldı.
Tarihteki yerini 6-7 Ekim olayları olarak alacak. Üzerinden zaman geçtikçe, sular duruldukça, aklıselimle bakıldıkça 6-7 Ekim olaylarının bir öfke patlamasından ziyade, önceden çalışılmış, hesabı yapılmış ve riskleri pratikte görülmek istenen bir sürüm olduğu görülecektir. Özellikle PKK ve bileşenlerinin daha önceden deneyip bir türlü başarıya ulaşamadığı `serhıldan`, final yılı, `hayatı durdur` gibi toplumsal hareketlerde istediğini elde edememiştir. Çözüm sürecinin hayata geçirilmesi ile başlatılan süreç PKK`nın nefes almasına, eksiklerini gidermesine, gücünü toparlayıp daha da güçlenmesine ve hatta kibirlenmesine kapı aralamıştır.
Burada hükümetin çözüm sürecindeki yanlış politikalarının yan etkisinin de payı olduğunu da vurgulamak gerekiyor. Kobane bahanesiyle başlatılan olaylar, özellikle bölgenin İslam`ı yapısına ve PKK hareketinin genlerine işlenen Islama düşmanlığın dışa vurumu" olarak tezahür etti. Olaylar sırasında en çok saldırıya uğrayan; başta Hüda Par, İslam`ı dernekler ve İslami objeler olan sakal, örtü, cami, Kur`an Kursu gibi değerlerdi. Olaylar sonrasında HDP eşbaşkanının bir özel kanala yaptığı açıklama, bir organizasyonun organik bağlantısını haber veriyordu. `Kobane ruhu ile Gezi ruhu` birleşti.
Olayların ikinci günü olayların baş müsebbiplerinden olan Selahattin Demirtaş `Atatürk büstlerine ve Türk bayraklarına yapılan saldırılan `kınadığını belirterek hedef saptırıp, Kürt bölgesindeki kargaşayı, yangını es geçiyordu.
Olaylardan birkaç gün sonra Diyarbakır`da yaptığı basın açıklamasında olayların bu noktaya gelmesini söylemediğini belirtmesine rağmen, bir `özür dileme zahmetinde bulunamamış ve en çok zarar verdiği Hüda Par camiası ile iletişime geçmeyip STK`lar aracılığı ile kendini kurtarmaya çalışmak istemiştir. Olaylar neticesinde açıklama yapan bir-iki siyasetçi`den hariç, diğerleri diplomatik ve siyasi dille yapılan Vandallığı `demokratik` olarak bulmuşlardır.
Olaylar sırasında dağdan şehre indirilen PKK`lıllar, piyon olarak kullanılan ezidi ve kobanililer ve hatta bazı şehirlerden insan taşınması, bazı yerlerde adrese teslim saldın yapmaları, yollan kilitlemeleri bir kaos provası olduğunu gösterir nitelikte.
Yakın zamanda Murat Karayılan`ın `mahalleleri ele geçirin` talimatı, olayların yansıması ve kendilerince başarılı olarak değerlendirilmesinden dolayı, daha ileri boyuta taşıma istekleri görüldüğünü okumak mümkündür. HDP`nin U1 Kasım`da sokaklara çıkın" çağrısı iştahlı olduklarını gösterir nitelikte.
Olayların ne duruma ve nereye varacağı bilinmez, kaos şakşakçıları sevinmemelidir. Rabbim zalimlere, müfsitlere fırsat vermesin. Gaflette ve atalette olanları uyandırsın. Bilinç ve şuurumuzu yükseltsin. Kardeşçe yaşamayı ve birbirimize tahammül edebilmeyi nasip etsin.
AYHAN ERKMEN / Yeni Akit