• DOLAR 32.58
  • EURO 34.896
  • ALTIN 2437.96
  • ...
Bursa adliyesinde siyah çelenkli protesto
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

BURSA – CHP Bursa İl Başkanı Metin Çelik, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Ekrem Aydıner’in yürüttüğü 17 Aralık Soruşturmasının takipsizlikle sonuçlanmasına tepki gösterdi.

İstanbul merkezli 17 Aralık soruşturmasındaki TOKİ dosyasına ilişkin takipsizlik kararı Bursa’da adliye önüne bırakılan siyah çelenk ve yapılan basın açıklamasıyla protesto edildi.

Bursa Adliyesi önüne bırakılan Siyah çelengin ardından CHP Bursa İl başkanı Metin Çelik, basın açıklamasını okudu. Kararın, soruşturma başlatılmadan önce iki mahkemeden bazı şüphelilere ilişkin dinleme kararı verilmesinin talep edildiğini söyleyen Çelik, mahkemelerin bu talepleri “dinleme yoluyla elde edilen delillerin gerekli olmadığı” gerekçesiyle reddettiğini, ancak savcılığın son olarak İstanbul 33. Sulh Ceza Mahkemesinden bu yönde bir karar aldırdığını ileri sürdü.

“Sayın savcı Aydıner, İstanbul merkezli 17 Aralık soruşturması kapsamında, “resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme”, “rüşvet almak, vermek”, “imar kirliliğine neden olmak”, “suç işlemek için örgüt kurmak”, “örgüte üye olmak” ve “görevi kötüye kullanmak” suçlamalarıyla ilgili inceleme yaptığı dosya hakkında takipsizlik kararı verirken hiç utanmadı mı?” diye soran Çelik, “Görüldüğü gibi 17 Aralık’ta sayfa sayfa yayımlanan ses ve görüntülerin hiçbir önemi yokmuş. Sayın savcı iddia makamı olarak ‘soruşturmaya gerek olmadığını’ belirtiyor. Oysa, Türk halkı her şeyin farkında. Unutturulmak istenen telefon görüşmeleri ve görüntüler, tarihin sayfalarında yerini aldı. Bunlar her ortamda bu ‘Aklayıcı mekanizma’nın önüne çıkarılacaktır.”dedi.

Çelik, “Kararda, ceza yargılamasında maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla sınırsız, hukuk kurallarına aykırı ve sanık haklarını hiçe sayan yöntemlerin izlenemeyeceği, bu nedenle ceza yargılamasına ters düşülerek elde edilen delillerin, yargılama makamı tarafından değerlendirilmeye alınmaması gerektiği belirtildi. Oysa, onlarca sayfalık görüşmeler, yakalanan paralar ve para sayma makineleri medyada günlerce manşet oldu. Bunca yaşananlara karşın Adalet mekanizması bir çamaşır makinesi gibi her şeyi ve herkesi temizleme yolunu seçti.” ifadelerini kullandı.

17 Aralık soruşturması hakkında verilen takipsizlik kararının, yargı-siyaset kirli ittifakının örneği olduğunu iddia eden Çelik daha sonra, “17 ve 25 Aralık soruşturmalarının hemen ardından yapılan HSYK, CMK vb. yasa değişiklikleri ve operasyonlar ile bu sonuç hazırlanmıştır. Hangi namuslu vicdan, tapelerdeki rüşvet pazarlıklarını, teknik takiplerde görüntülenen rüşvet parası dolu bavul resimlerini, yatak odalarındaki para kasaları ve para sayma makinelerini, ayakkabı kutusundan çıkan dolarların masumiyetini izah edebilecek merak ediyorum.”ifadelerine yer verdi.

Takipsizlik kararıyla AK Parti’nin Yeni Türkiye’sinde hırsızlığın meşru, hırsızlığı soruşturmanın ise gayrimeşru olduğunu öne süren Çelik,  “Karar, kararı verenlerin boynuna asılmış bir utanç tasması olarak kalacaktır. Hukuku çiğneyerek, iktidar talimatı altında yargı yetkisini keyfi olarak kötüye kullanan ve bu suretle suçu örtbas edip, suçluyu kayıranlar çok yakın zamanda kendi kirli ilişkilerinin ve duruşlarının hesabını mutlaka vereceklerdir.” ifadelerine yer verdi.

 “Şeriatın kestiği parmak acımaz”; atasözünü örnek veren Çelik sözlerini şöyle sürdürdü; “Yani, hukuk, yasalar herkes için eşit ve tarafsızca uygulanırsa, ceza verilse de bundan kimse alınmaz. Bu atasözümüz yargıya güvenin en net ifadesidir ama AKP’ye hiç bir şey ifade etmiyor. Bunların kuşatmasındaki yargının kestiği parmak, artık parmak ısırtıyor.” İfadelerini kaydetti.  (Zeki Aras –İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir