• DOLAR 32.587
  • EURO 34.81
  • ALTIN 2512.563
  • ...
Hong Kong'da sular durulmuyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HABER MRK - Hong Kong’da Pekin yönetimine karşı halkın protesto gösterileri hâlâ devam ediyor. Gittikçe büyüyen protesto gösterilerine polisin sert müdahaleleri oluyor. Askerlerin de olaylara müdahale edebileceği gelen bilgiler arasında.

Çin ekonomisini etkilemeye başlayan olayların Pekin yönetimini zorda bıraktığı bir gerçek. Buna rağmen halkın taleplerinin merkezi yönetim tarafından kolay kolay kabul edilmeyeceği belirtiliyor. Komünist Çin yönetiminin gösterilerin sona ermemesi durumunda daha fazla aşırı güç kullanabileceği de tarihsel bir gerçek.
Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı zulüm ve katliamlar da ayrıca Pekin yönetiminin ne kadar gaddarlaşabileceğini gösteriyor.  Öte yandan Pekin yanlısı maskeli gurupların, gösteri yapan halka saldırması da bize Mısır’da ki baltacıları hatırlatıyor.

Kapitalizmin Asya’da atan kalbi şimdilerde tekliyor!


İngiltere yıllarca egemen olduğu Hong Kong’a kendisi vali atıyordu. Çin’in egemenliğine geçince de Çin Vali atamalarını yaptı. Fakat Hong Kong’un Çin’e ilhakında vaat edilen sözler, serbest seçimlerin yapılabileceğini yönündeydi. Lakin merkezi yönetimin atama sistemi bugüne kadar olduğu gibi devam etti.

En son 2012 yılındaki Valilik seçimlerinde serbest aday için halk aynı talepleri dile getirmiş, ancak Çin yönetimi bu talebi reddetmişti. Gelecek seçimler için örgütlenmeye başlayan demokrasi yanlısı gruplar ortaya çıkmaya başladı. Bu gruplar içinde en fazla öne çıkan ise Occupy Central Hareketi isimli örgütlenme oldu.

2017 seçimleri yaklaşırken Occupy Central hareketi, serbest ve özgür seçimlerin yapılmasını, aksi takdirde sivil itaatsizlik eylemlerine başlayacaklarını deklare etti. Halk Pekin’i, Hong Kong'ta yapacakları sivil eylemlerle, ekonomik ve siyasi açıdan felce uğratmakla tehdit etti.

Geçtiğimiz Ağustos ayında Hong Kong özerk yönetimiyle görüşmeler yapan Pekin, serbest seçimlerin yapılmasını kabul etti. Ancak, valinin halk tarafından seçilmesine izin veren Pekin, adayları kendisinin belirleyeceğini açıkladı. Bu durumda Pekin’in onaylamadığı adayların seçime katılamayacağı sonucu ortaya çıktı. Nihayetinde bu karar halkı hareketlendirdi ve büyük sokak gösterileri başladı. Tabi gösteriler sadece Pekin yönetimine değil aynı zamanda merkezi yönetimin taleplerini yerine getirmekle suçladıkları yerel yönetimin valisi CY Leung’a karşı da düzenleniyor.

"Hong Kong, 1997 yılında özerk bir yapı olarak Çin'in egemenliği altına girdi"


Hong Kong, yıllarca İngiltere'nin sömürgesi olarak yaşadı. Çin ve İngiltere arasında yapılan anlaşma neticesinde 1997 yılında özerk bir yapı olarak Çin'in egemenliği altına girdi.

Toplam 235 adadan oluşan Hong Kong, coğrafik olarak Çin'in güneyinde bulunuyor. Ticaret hacmi çok büyük, etkin de bir limana sahip ve aynı zamanda önemli bir turizm potansiyeli olan Hong Kong, Asya’nın en büyük ekonomik pazarı olma özelliğini taşıyor.

Çin, katı komünist kurallarla yönetilen bir ülkeyken Hong Kong, yıllarca İngiltere egemenliğinde hem siyasi hem de ekonomik olarak kapitalizmin merkezi haline gelmişti. Çin, politik ve ekonomik açıdan büyük önem arz eden Hong Kong için kendini esneterek bu küçük adalar topluluğunu komünist sistemin dışında tuttu. "Tek Devlet Çift Sistem” politikasını uyguladı. Kendisinden farklı olarak çok partili ve yarı demokratik politik sisteme, kapitalist ekonomik yönetime de izin verdi. 
Mao’nun halefi Deng Şiaoping ülkeyi dış dünyaya açmak için başlatmış olduğu reformlar, yıl 1997’i gösterirken dünyanın en gelişmiş kapitalist sistemlerinden birine sahip olan Hong Kong ile beraber daha belirgin hale geldi. Yıllar ilerleyip günümüze gelindiğinde, Hong Kong’la esen pozitif ekonomik hava, Çin’i dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline getirdi.  

Gelinen son süreçte, artık Çin için de rüzgârın tersten esmeye başladığı belirtiliyor. Tabii Hong Kong’da devam eden gösterilerin seyri, ileriki dönemde ne gibi sonuçlar doğuracağı, belirsizliğini koruyor. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir