• DOLAR 32.385
  • EURO 35.056
  • ALTIN 2325.822
  • ...
`Camilere ancak müslüman olanlar sahip çıkarlar`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MERSİN- Tarsus’ta Kadelli Mahallesi Bekirağalı Camiine yapılan minarenin açılışında konuşan Müftü Hayri Erenay, yeryüzünde ilk yapının Kâbe olduğunu ve o günden bu yana İslâm âleminde mescitlerin çığ gibi çoğaldığını söyledi. 

Mescitlerin son zamanlara kadar, ibadet yeri olarak görev yapmanın yanı sıra, eğitim-öğretim faaliyetlerinin de icra edildiğini belirten Erenay, “Camilere ancak Müslüman olanlar sahip çıkarlar. Bu yüzdendir ki yeryüzünde geçmişi bin yıla dayanan ev sayısı yok denecek kadar azdır. Ama camilerden yüzlercesi yıllar geçmesine rağmen hala dimdik ayaktadır. Hele büyük üstat Mimar Sinan`ın eserleri hala muhteşem bir şekilde asırlara ve zamana meydan okuyorlar. Bu bize müslümanların camileri yaparken harcın içine ruhlarını da kattıklarını göstermektedir. Müslümanlar cami merkezli bir hayatı peygamberde görmüşler, cemaat olmuşlar. Görme, işitme ve koklama duyusuna hitap eden güzellikleri orada yaşamışlar. Camiler yerleşim merkezlerinin teşekkülünde belirleyici rol oynamışlardır.” ifadelerini kullandı. 

Erenay, “Müslüman toplumlar cami merkezli şehirler kurduğu gibi bir şehirde cami ve mescidlerin bulunması o şehrin İslam şehri olduğunun da alameti olmuştur. Camiler, Müslümanların problemlerinin çözüme kavuşturulduğu, birlik ve beraberliklerinin pekiştirildiği ve İslam kardeşliğinin temellerinin atıldığı, böylece toplumda ortak bir şuurun oluşturulduğu kutsal mekânlardır. Camiler ibadet yeri olması özelliğinin yanında; vaaz, hutbe ve irşat faaliyetlerinin yapılmasıyla birer yaygın din eğitim merkezleri görevini de üstlenmiştir. Ayrıca çeşitli kurslarla genç, yaşlı, istekli olan kimselere din eğitim ve öğretim hizmetleri verilmektedir. Günde beş vakit camilerde okunan ezanlarla, müslümanlar namaza çağrılmakta, aynı zamanda da topluma “zaman bilinci” kazandırılmaktadır.” şeklinde konuştu. 

Müftü Erenay son olarak, camilerin İslam ümmetinin temellerinin atıldığı, aynı kıbleye yönelerek “kıble bilincinin” kazanıldığı, küçük-büyük cemaatlerin oluşturulduğu ve Yaradan`a misafir olunduğu yerlerdir dedi. (Abdulhakim Kurt-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir