• DOLAR 32.423
  • EURO 35.127
  • ALTIN 2327.911
  • ...
28 Şubat en ağır şekliyle Hasankeyf’te uygulandı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Şükrü Gündüz / Doğruhaber

Ankara’da görülen 28 Şubat davası devam ederken o dönemin sivil, medya ve bürokrasi ayağı ile ilgili her hangi bir dava açılmadı. O dönemin mağdurları, 28 Şubat’ın bütün uygulayıcıları ve destekçilerinin hesap vermesini istiyor.
1998 ile 2000 yılları arasında Hasankeyf’te Kaymakam olarak görev yapan Ahmet Erdoğdu’nun 28 Şubat kararlarını uyguladığı ve birçok kişiyi mağdur ettiği iddiaları ilgili haberimizden sonra o dönemde kızları başörtülü olarak okula gittikleri için baskılara maruz kalan ve bu baskılardan dolayı çocuklarını okuldan almak zorunda kalan iki kız öğrencinin babaları ile görüştük.

‘KIZIM OKULU BIRAKMAK ZORUNDA KALDI’

Yapılan baskılardan dolayı çocuklarını okuldan almak zorunda kalan kız öğrencilerin velileri yapılan baskıları gazetemize anlattı. O dönemde baskılardan dolayı okulu bırakmak zorunda kalan E.Y’nin babası yaşanan zulmü şu şekilde anlattı: “Benim kızım başörtüsünden dolayı mağdur edildi. En acısı da o dönem başörtüsüyle kızım okula gidince polis ve asker telefon açarak kızımın okula geldiğini şikâyet ediyordu. Sanki bir suçlu gelmiş gibi davranıyorlardı. Kızımı okuldan almak zorunda kaldım. Kızım açık öğretimde okudu. Dört yıllık kamu yönetimini bitirdi, şu anda iki yıllık ilahiyat okuyor.

‘KAYMAKAM ÇYDD’NİN TALİMATLARINI UYGULADI’

Devletin böyle bir yöneticiye ihtiyacı yoktu. Başörtüsü takan öğretmen ve öğrencilerle uğraştı. Ahmet Erdoğdu, Hasankeyf’e kaymakam olarak geldikten sonra baskılar başladı. Çok şiddetli bir baskı vardı. Dönemim nüfus müdürü Ramazan ayında oruçta iftara gittiği için Kaymakam Erdoğdu tarafından cezalandırıldı. Yeryüzünde eşi görülmemiş bir baskı uyguladı. Kaymakam, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile irtibatlıydı. Onların talimatlarını uyguluyordu. O ilçemizden gidinceye kadar bu baskılar devam etti.

BÖYLE BİR YÖNETİCİ OLAMAZ!

Kaymakam hakkında şikâyetler olunca bir Mülkiye Baş Müfettişi bu şikâyetleri incelemek için geldi. Ben de onunla görüştüm. Ben ona, ‘Eğer Türkiye Cumhuriyeti Tayland’a bir yönetici atarsa ve bu yönetici, ilk olarak onların putlarını kırarsa bu yönetici devletin yüksek ali menfaatlerine hizmet mi ediyor, yoksa zarar mı veriyor?’ dedim. O da bunun devletin menfaatlerine zarar verdiğini söyledi. ‘Bu kaymakam da geldiği günden beri halkın değerleri ile uğraşıyor. Bu ne kadar doğrudur. Böyle bir yöneticiye Türkiye’de ne kadar tahammül edilebilir’ dedim. Mülkiye Baş Müfettişi rapora şöyle yazdı: Bir kaymakamın, öğretmenin tırnağıyla başörtüsüyle uğraşma görevi yoktur.”

OKUL İDARECİLERİNE BÜYÜK BASKILAR YAPILDI

Yine aynı dönemde okulu bırakmak zorunda bırakılan N.S’nin babası ise yaşananları “O dönem çok kötü bir dönemdi. 28 Şubat en ağır şekliyle Hasankeyf’te uygulandı” şeklinde özetleyerek yapılan baskıları anlattı. Okul idarecilerine çok büyük baskılar yapıldığını ifade eden N.S’nin babası yaşadıklarını şöyle anlattı: “Emniyet ve jandarma aracılılığıyla okul idarecilerine “Siz bu öğrencileri neden başörtüsüyle okula alıyorsunuz” diye baskı yapılıyordu. Okul idarecileri baskılardan dolayı ‘Çocuklarınızı okuldan alın. Bizi bu baskıdan kurtarın’ dediler. Ben de kızımı okuldan almak zorunda kaldım. Kızımın eğitim hakkı elinden alındı.

KAYMAKAM: KIZININ BAŞINI AÇTIRACAKSIN!

Kaymakam Ahmet Erdoğdu, başörtüsüyle okula giden bir kız öğrencinin velisini çağırarak
‘Çocuklarınızın başının açtırarak medeni ve çağdaş bir kıyafetle okula devam etmelerini sağlayın’ dedi. Biz de çocuklarımız böyle bir şey kabul etmiyor. Başörtüleri ile okumak istiyorlar dedik. Çocuklarımızdan savunma alıp sürekli baskı yapıyordu.
Kızımın savunması alındı. O dönem çok kötü bir dönemdi. 28 Şubat en ağır şekliyle Hasankeyf’te uygulandı.

ÖĞRETMEN EVİNE BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRETMEN GİREMİYORDU

Özellikle resmi kurumlarda çalışanlara çok büyük baskılar yapıldı. Bir astsubayın eşine yapılmayan baskı kalmadı. İşinden atılmamak için eşinden boşanmak zorunda kaldı. Bundan daha vahim bir olay olabilir mi? Öğretmen evine, başörtülü öğretmen giremiyordu.

Bir doktor vardı, görevden atıldı. Benim 7 çocuğum var. Dört çocuğum üniversite okudu. Bir tanesi halen üniversite okuyor. Bu kaymakamın yaptığı baskılardan dolayı kızım okulu bırakmak zorunda kaldı. Çocuklarımdan mühendis ve doktor olan var. Bu baskılar yapılmasaydı kızım da okuyup daha iyi yerlere gelebilirdi.

Türkiye’de ne olmuşsa Hasankeyf’te de o olmuştur
Öğrenci velilerinin iddialarını sorduğumuz ve şu anda Balıkesir Karesi Kaymakamı olarak görev yapan Ahmet Erdoğdu, hakkındaki iddiaların doğru olmadığını söyledi. Erdoğdu, “O dönemde Türkiye genelinde ne yapılmışsa Hasankeyf’te de o yapılmıştır” dedi.

‘SUÇ İŞLERSEK MAHKEMELER BUNUN HESABINI SORABİLİR’

“Bir kaymakam vatandaşı çağırıp ‘kızının başını açacaksın ve okula getireceksin’ demez” diyen Erdoğdu, “O zaman Türkiye genelinde ne yapılmışsa Hasankeyf’te de o yapılmıştır. Başka hiçbir şey yapılmamıştır. Hukuksuz, kanunsuz hiçbir iş yapılmamıştır benim dönemimde. Ben yapmam gerekenleri yaptım. Bizim üstlerimiz ve amirlerimiz var. Yanlış yaparsak gereğini onlar takdir eder. Bu ülkede adli makamlar var, Cumhuriyet savcılıkları var. Suç işlersek onlar gereğini takdir ederler” diye konuştu.

‘ÇYDD İLE İLİŞKİM YOK’

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin talimatlarını uyguladığı şeklindeki iddiaların da doğru olmadığını söyleyen Kaymakam Erdoğdu, “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin o zamanki yöneticilerinden birisi Sayın Vali’mizin yanından çıkarken ona denk geldik. Çıkışta bir okul yaptırmak istediklerini söylediler. Hasankeyf’e gelip okul yaptırdılar. Bu okulu yaptırma dışında onlarla hiçbir ilişkim yok. O dönemde okula ihtiyaç vardı. O zamanki rakamlar ortada. İhtiyacı olmayan bir yere niye okul yaptırılsın ki? Bir ilaç şirketi sponsor oldu ve okulu yaptırdılar” dedi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir