• DOLAR 32.332
  • EURO 35.074
  • ALTIN 2279.523
  • ...
Rojova`da Son Durum
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Fırat Burak / Doğruhaber / Analiz

Suriye’nin kuzeyi Batı Kürdistan’a son günlerde İŞİD tarafından çok yoğun saldırılar gerçekleştiriliyor. Özellikle son bir yıldır PKK ve İŞİD arasında yaşanan bu savaşta binlerce insan öldürüldü, yüz binlercesi ülke içi ve dışında mülteci konumuna düştü.

Ortadoğu’da halkların isyanı başladığında Suriye’de de zalim Esed’e karşı protestolar baş gösterdi. Esed’e karşı yapılan gösterilere Rojava Kürtleri de destek veriyor, ülke günden güne karışıyordu. Aylar süren barışçıl protestolara karşı Esed kendi halkına savaş açıp öldürmeye başladı. Rojava Kürtleri de başlarda Esed’in bu zulümlerine maruz kaldılar. Ancak çok geçmeden Rojava’daki durum değişmeye başlıyordu. Esed, Rojava’da PKK/PYD ile anlaşıp onları Rojava bölgesi bekçiliği/koruculuğuna getirdi.

Savaşın başlamasından önce güçsüz bir yapı olan PKK/PYD, Esed’in onları ağır silahlarla donatması ve bir nevi rejime bağlı bir örgüt/korucu gücü olmaları sonucunda Rojava’da durumlar tamamen değişti. PKK’nin Kürt bölgeleri olan Kobané, ‘Efrin ve Qamişlo’da kontrolü eline geçirmesiyle mazlum halka zulüm artık Pkk eliyle yapılmaya başlandı. PKK, komünist-marksist zihniyetini Rojava’da da gösteriyor, kendisi dışında hiç kimse ve hiçbir örgüte yaşama hakkı tanımayacağını adeta ilan ediyordu. Nitekim çok geçmeden başta PDKS(Suriye KDP’si) olmak üzere kendisine itaat etmeyen, katılmayan tüm parti, örgüt ve sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine son verdi.

PYD’nin, Rojava Kürdistanı’nda enaz 50 yıllık bir parti olan Suriye KDP’sine bile tahammül etmemesi, tabanı en güçlü parti olarak halkta büyük tepkilere yol açtı. İslami oluşumlara ise asla izin vermiyordu… Muhalif herkesi ya hapsetmesi veya Rojava’dan kovması, öldürmesi yüz binlerce Kürd’ün Kuzey ve Güney Kürdistan’a göç etmesine sebep oldu.

Esed’in korucu gücü olarak PYD daha sonra muhalif gruplarla da çatışmaya başladı. Savaşçı kaynağının çoğunu ise Rojava dışındaki Kürtlerden karşılamaktaydı. Zira Rojava’da halka karşı takındığı despotça tavır kendi tabanı dışındaki herkesi onlardan uzaklaştırmıştı. Zorla ve tehditle savaştırdıklarının dışında PKK dışındaki Kürt partiler bu savaşa müdahil olmadılar.

Barzani çizgisinde ve ona yakın dört parti, PYD’nin bu zulmüne karşı tek çatı altında PDKS olarak birleştiler. Barzani çizgisindeki diğer partilerin kendi ordumuzu kuralım teklifini ise reddeden PKK, ‘bize katılacaksınız’ diye dikte ediyordu. Öyle ki bunu kabul etmeyen PDKS liderleri başta olmak üzere yöneticilerinin çoğunu Rojavadan kovdu. Halen bu yöneticiler Federal Kürdistan’dan Rojava’ya geçemiyorlar. Kendi ifadeleriyle gittikleri gibi hapsedilecek veya öldürülecekler.

İŞİD ise son bir yıldır aralıksız PKK’nin ilan ettiği Kobané, Ciziré ve ‘Efrin kantonlarına saldırıyor. Özellikle de üç tarafında konumlanmış Kobané’ye... Bu üç kantonun birbiriyle bağlantısının olmaması İŞİD’e büyük avantaj sağlıyor. Özellikle son aylarda Irak’ta büyük bir toprak parçasını eline geçirmesi ve ağır silahlara sahip olmasıyla birlikte Suriye’de de dengeler değişti. Ve artık PYD’ye karşı daha güçlü bir konumda. Kendince bir hilafet de ilan etmesiyle savaşçı sayısı da bir anda artış gösterdi ve ne kadar kayıp verse de sürekli destek alabiliyor.

Bu arada PYD’nin tek hâkim güç olma zihniyeti İŞİD’de de mevcut olduğu için, İŞİD sadece PYD ile de savaşmıyor. Aynı zamanda diğer muhalif gruplarla da savaşıyor… Irak’ın Diyala kentinden Suriye’nin Halep şehrine kadar ülke büyüklüğünde bir toprak parçası üzerinde savaşıyor. Kendisine biat etmeyen herkesi kâfir görüyor ve onları öldürmeyi caiz görüyor.

İŞİD son iki aydır özellikle Kobané’ye ağır silahlarla saldırıyor. Kobané İŞİD için çok stratejik bir konumda ve burayı Rojava’nın tamamını ele geçirmek için bir kapı olarak görüyor. Çok şiddetli çatışmalar neticesinde İŞİD ve PKK arasında şuana kadar binlerce insan öldürüldü. Ancak PKK’nin kaybının ise İŞİD’den çok daha fazla olduğu da bir gerçek. Öyle görünüyor ki bu acımasız savaşta daha binlerce insanın öldürülüşüne şahitlik edeceğiz. Ancak asıl bizi kahreden ise mazlum Rojava Kürtlerinin içler acısı halidir.

Suriye’de savaş başladığından beri yüz binlerce Rojava Kürdü ülke dışında mülteci konumuna düştü. Şuan Rojava’da kalan mazlum halk ise İŞİD ve PKK’nin alan hâkimiyeti savaşının bedelini ödüyor. İŞİD Rojava’yı ele geçirse de geçirmese de zulüm gören ve öldürülen mazlum halk oluyor ancak İŞİD burayı ele geçirirse katliamların büyüyeceği de şüphesizdir.

PKK’nin Rojava’ya ve özellikle Kobané’ye yönelik son seferberlik çağrısı ise Kürt gençlerinin kanlarının Esed’e bekçiliğe kurban edilmesinden başka bir anlam ifade etmiyor. Zira PKK, kovduğu, zulmettiği, hapsettiği Rojava Kürtlerinden çok az destek görüyor. Ve bu kan kaybını Kuzey Kürtlerinin çocuklarından temin etmeye çalışıyor... Asıl acı veren ise bu savaşa katılan Kürt gençlerinin ne için öldürüldüklerini bile bilmemesi... Esed’in bekçiliği/koruculuğu uğruna canlarını heba ediyorlar.

İŞİD ise kendisi dışındaki herkesi kâfir görüyor ve kimseyi de dinlediği yok ancak biz yine yazalım. Ne olursa olsun İŞİD Rojava’ya yönelik saldırılarına derhal son vermelidir. Bu acımasız saldırılarını durdurmalıdır. İster İŞİD’den ister PKK’den gelsin, tüm bu zulümleri lanetlediğimizi de belirtelim. Zira bu savaş kendileri başta olmak üzere ne ümmete, ne Kürtlere zarardan başka bir şey getirmedi, getirmeyecek…

Allah Azze ve Celle İslam ümmetinin tamamına ve özellikle mazlum Kürt halkına merhamet etsin. En kısa zamanda bu katliam ve zulümlerin son bulması duasıyla… Allah’a emanet olun.

Bu haberler de ilginizi çekebilir