• DOLAR 32.538
  • EURO 34.763
  • ALTIN 2490.568
  • ...
Mazlum Der: Tevhid-i Tedrisat'a son verilsin!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR  - 1924 yılında dönemin yöneticileri tarafından eğitimin tek elde toplanmasına yönelik olarak getirilen Tevhid-i Tedrisat kanununun, eğitimde özgürlüğü engellediğini belirten Mazlum Der Diyarbakır Şubesi, bu kanunun kaldırılması talebiyle bir basın açıklaması düzenledi.

Bu gün saat 13.30’da İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasını Mazlum Der Diyarbakır Şube Başkanı Abdürrahim Ay okudu.

“Tevhid-i Tedrisat darbe anayasası tarafından korunuyor”

Her  yıl yeni başlayan eğitim ve öğretim yılının eğitim sistemi açısından bir yenilik getirmediğini ve aradan geçen onlarca yıla rağmen her yıl 1924-1925 arasının bu millet tarafından tekrar yaşanmak zorunda bırakıldığını söyleyen Ay, eğitimin önündeki en büyük engellerden olan bu kanunun, 1982 darbe anayasası tarafında koruma altına alındığını belirtti.

“Kültürel ve dini farklılıkları, eğitim sisteminde yok saymaktadır”

Eğitimde gerçek bir devrimin olması için Tevhid-i Tedrisat Kanununun kaldırılması gerektiğini söyleyen Ay, “ Bu kanun, ülkemizdeki toplumsal, kültürel ve dini farklılıkları, eğitim sisteminde yok saymaktadır. Devlet, bir yandan eğitimi zorunlu tutarken, diğer yandan okullar aracılığıyla toplum mühendisliği yapma hakkını kendinde görebilmektedir.” ifadelerini kullandı.

“Bizler bu anlayışın artık değişmesini istiyoruz”

Cumhuriyet kurulduğu günden bugüne eğitim sistemine biçilen bu rol hiç değişmediğine dikkat çeken Ay sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler bu anlayışın artık değişmesini istiyoruz. Eğitimdeki bürokratik vesayetten vazgeçilmelidir. Kabul etmemiz gerekir ki, mevcut sistem toplumun ihtiyaçlarına karşılık verecek nitelikte değildir. Ne aileler, ne de çocuklar onlarca yıl maruz kaldıkları bu zorunlu süreç sonunda isteklerini ve beklentilerini karşılamaktadır.”

“Olumsuz tablonun değişmesi için Tevhid-i Tedrisat Kanununun kaldırılması gerek”

Mevcut eğitim anlayışının yasakçı, inkârcı, ayrımcı ve ötekileştirici temeller üzerine kurulduğunu belirten Ay, bu olumsuz tablonun değişmesi için en başta Tevhid-i Tedrisat Kanununun kaldırılması gerektiğinin altını çizdi.

Ay, konuşmasına devamla; “Öncelikle, zorunlu eğitim anlayışından vazgeçilmek zorundadır. Hiç kimse gönüllülük esasına dayalı eğitim gibi bir sürece devlet eliyle zorlanmamalıdır. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda, ortaokul ve lise öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerini düzenleyen yönetmeliğe göre başörtüsü hâlâ yasaktır. Aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak, yönetmeliğin kılık ve kıyafet sınırlamalarıyla ilgili dördüncü maddesinde yer alan “başı açık” ibaresi yönetmelikten derhal çıkarılmalıdır. Devlet ya da özel ayrımına gidilmeksizin, anadilde eğitim hakkı tanınmalı ve anayasal güvence altına alınmalıdır. Bu, toplumsal barışın ve kardeşliğin tesisi açısından da hayati önemi haiz temel bir insan hakkıdır.” sözlerine yer verdi.

“Uygulamalar günün talepleri ve ihtiyaçlarına göre düzenlenmeli”

Şu  an okullarda uygulanan uygulamalarında günün talepleri ve ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi gerektiğini belirten ay, İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinin kaldırılması, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi gibi inanç temelli bir dersin alınmasının mecburi hale getirilmemesi ve öğrenciler ve de öğretmenlerin, resmi bayramlara, törenlere, kutlamalara ve programlara katılmaya zorunlu tutulmaması gerektiğini de dile getirdi. (Ali Adiyaman  -Hüseyin İçli  - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir