Netenyahu’nun BM Genel Kurulu toplantısında yaptığı konuşmayı dinleyen herkes; Mahmud Abbas’ın israil’in bütün istek ve şartlarını kayıtsız şartsız yerine getirmediği sürece müzakerelerin başlayamayacağını anlar. Sanırım bu gerçeği en iyi idrak eden Mahmud Abbas’tır. israil’in kapıları kapalıdır ve İsrail dışarıdan yapılan baskılara kapalıdır. Binaenaleyh müzakerelerin başlatılması anlamsızdır.

Mahmud Abbas BM Kurulunda yaptığı konuşmasında, 1948’den beri Filistin halkının çekmiş olduğu çileleri güzel tasvir etti. Konuşması gerçekten celbedici ve etkileyici idi.  Toplantıya katılanlardan büyük alkış aldı. Filistinlilerin sabitelerine güzel değindi. İsrail’in etnik temizlik ve kavmiyetçiliğe dayanan siyasetini de doğru nitelendirdi.

Netenyahu ise konuşmasının ilk yarısında hem terbiye sınırlarından uzak ve hem de kibirli bir tavır takındı ki BM Genel Kurulunun alacağı hangi karar olursa olsun kendileri açısından bir öneminin olmadığını ifade etti. Genel Kurulu puslu gördüğünü ifade etti. Ama daha sonra farkına varmış olmalı ki mağdur rolüne büründü. Ve Yahudilerin mazlumiyet ve mağduriyetlerini sıralamaya başladı. Abbas ve Filistinlileri ise ırkçılık ve etnik temizlik yapmakla suçladı. israil’in bir Yahudi devleti olduğunu ve Yahudilerin dörtbin yıllık tarihi hakkı olduğunu vurguladı ve yalanını ispatlamak maksadıyla ‘tarihi Benyamin Mührünü’ çıkardı.

Kim iki konuşmayı yani Abbas ve Netenyahu’yu peş peşe dinlerse, müzakerelerin kısır bir döngü olduğunun farkına varır. israil müzakerelerle vakit kazanıp, dünyayı aldatıyor. israil alternatif vatan fikri için aktif şekilde çalışmalar yapıyor. Çünkü israil Filistinli müzakereci heyete alan vermiyor ancak yıllar yılı küçültüp, kıstığı hakları kabul ettirmeye çalışıyor.

Abbas’ın devlet olup, tam üyelik aldıktan sonra müzakereler hakkındaki konuşması Netenyahu’nun kulağına bile dokunmadı. Netenyahu yalancı bir şekilde Abbas’ı defalarca müzakereleri sürdürmeye davet etti. Konuşmasında değindiği de “afakî konulardı” bunun dışına çıkmadı.

Abbas’ın müzakerelere dönmesi büyük bir hatadır. Deniliyor ki,“Kim tecrübe edileni tecrübe ederse aklı bozuktur” Netenyahu’nun istediği, Filistin’in tarihi topraklarını kendi mandasına almak, Filistin’i boşaltıp, halkını da Ürdün nehrinin doğusunda yeni bir ülkeye nakletmektir. Aynı şekilde, Filistin toprakları üzerinde Arap, Müslüman ve Hıristiyanlardan arındırılmış bir Yahudi devleti kurmaktır. Alternatif vatan görüşü onun hedefleri arasından çıkarmadığı bir görüştür.

Mahmud Abbas, Netenyahu’nun ideolojik, gerçeklikten uzak ve uydurduğu tarih hakkında yaptığı konuşmasına karşı, Filistinlilere “siyonistlerle müzakerelere veda” konuşması yapması gerekir.  Daha sonra da Filistin halkını toplayıp onlara alternatif seçenek sunup, Arap devrim baharlarıyla beraber kendisi de bir değişime gitmesi gerekir. Bunu yaptığı zaman Filistin davasının olumlu yönden ilerlemesini sağlamış olur.

Mahmud Abbas’ın siyonistlerle yaptığı Müzakereler bir rüyaydı, bitti. Rüyalar ise doğal olarak hiçbir zaman tekrarlanmaz.

Yazan: Yusuf Zerka

Çeviren: Mücahid Temel