• DOLAR 32.602
  • EURO 34.831
  • ALTIN 2494.772
  • ...
Toplumdaki birliğin temel taşı sıladır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Emrah Tel / İnzar Dergisi
 
Toplumun birlik ve dirliği için sılayı rahimin terk edilmemesi gerektiğini söyleyen Molla Cemal Çınar Hoca, “Hasenattan bir iyilik değil toplumun temel taşı olan bir unsur olduğundan dolayı insanların sılayı rahimde ısrarcı olmaları lazım” dedi.

Müslümanlar arasında birlik, sevgi, saygı ve iyiliğe dayalı bir kardeşlik tesis etmeyi hedefleyen İslam bu tesisin kurulabilmesi için akraba ziyaretlerine önem verir. Bu sebeple gerek Kur’ân-ı Kerim’de gerekse hadisi şeriflerde akraba ziyaretlerinden sıkça söz edilir ve yardımlaşmayı, yakınları koruyup gözetmeyi emreder ve bu ilişkilerin kesilmesini de kesinlikle yasaklar. Ancak Allah’ın kesinlikle terk etmemizi yasakladığı sılayı rahimin gün geçtikçe unutulması ve terk edilmesi toplumu bir arada tutan bağları da zayıflatıyor. Bu ayki sayımızda İnsani Hak ve Özgürlükler Platformu Başkanı Molla Cemal Çınar Hoca’ya Sılayı Rahim’in topluma etkisini ve terk edilmesi durumunda doğuracağı sonuçları sorduk.

İşte Molla Cemal Çınar Hoca’nın sorularımıza verdiği yanıtlar

Sılayı rahim nedir?

Sıla Arapça bir kelime olup “Ulaşmak” anlamına gelir. Bugünkü ifade ile “İletişime geçme” de diyebiliriz. Sılayı rahim ise İslami bir kavramdır. İslam kültür terminolojisinde kişinin yakınlarıyla iletişime geçmesi, irtibatta bulunması, irtibatı kesmemesi anlamına geliyor.

SILA EN UZAK HALKAYI DAHİ KAPSAR

Sılayı rahimin hükmü nedir ve bu hüküm altında hangi dereceye kadar akrabalar girerler?

Sılayı Rahim en yakın akrabalardan başlamak suretiyle akrabalık bağlarının en zayıf halkasını kadar tüm akrabaları kapsar. Yani sılayı rahim emri kişinin ulaşabileceği tüm akrabaları kapsar. İslam sılayı rahimi baba, dede, oğul, amca, yeğen diye sınırlandırmaz.

Sılayı Rahimin hükmüne gelecek olursak İslam dini iki hükümden müteşekkildir. Biri hukuki hükümlerdir. Yani “Yap” denildiği takdirde yapılmazsa hem dünyada hem de ahirette yaptırımı olan hükümlerdir. Bir diğeri de ahlaki hükümlerdir. Dikkat ederseniz ailevi ve toplumsal meselelerde daha çok ahlaki kurallar geçerli oluyor. Dolayısıyla sılayı rahim tek ifade ile Kur’ânla delilli, Resulullah (s.a.v)’in bu konudaki hadisleriyle sabit bir hükümdür.

Peki, sılayı rahimi kesen birine İslami bir toplumda veya Şeri hükme göre neler yapılabilir diye sorsam?

Eğer gereksiz bir kopma varsa uyarılmalarından başka bir müeyyidesi yoktur. Ama uhrevi olarak yani işin ahlaki yönüne bakan kısmıyla izah edilecek olursa hem Kur’ân-ı Kerim hem de hadisi şerifler bunun üzerinde çokça durmuşlardır. Örneğin bunlardan biri her Cuma hutbelerde okunan Nahl Suresi’nin 90’ıncı ayeti kerimesidir ki; “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size böyle öğüt verir” buyurmaktadır. Demek oluyor ki İslam’ın ve toplumun temel üç esasından biri de sılayı rahimdir. Yine (alimlerin zayıf olarak belirtmeleriyle beraber) Resullullah, “Berat gecesinde beratı verilmeyen üç sınıf insandan biri de sılayı rahimi kesendir” diye buyuruyor. Dolayısıyla akrabalarıyla bağlarını kesenlerin dua ve niyazlarını Allah kabul etmiyor. Zaten bir toplumda aile bağları koparsa o toplum temelden kopmuş demektir.

HİÇBİR GEREKÇE SILAYI KESMEYE GEREKÇE DEĞİLDİR

İslam bazı bağların korunmasını ısrarla istemiştir bunlardan biri de sılayı rahimdir. Bunun hikmeti nedir?

Ku’ân-ı Kerim’in hükmüne göre her şey tevhid merkezlidir. Yani her işin merkezine Allah’ın varlığı ve birliği konulur diğer tüm hükümler bunun üzerine bina edilir. Allah’ın emir ve yasaklarının temelinde nasıl ki tevhid varsa toplum yapısının da temelinde birlik olma vardır. Birlik ve beraberlik dayanışma ve yardımlaşma toplum olmanın gereğidir. Diğer bir deyişle Dolayısıyla bir insan öz akrabalarıyla olan ilişkilerini düzenleyemiyorsa toplum içerisinde birliği birlikteliği de oluşturamaz. Toplumun birlik olabilmesi için aile bağlarının kuvvetli olması lazım. Çünkü toplum aile bağlarının kuvvetliliği nispetinde birbirleriyle uyum içerisinde olur. Akrabalık bağlarının kopuk olduğu oranda da ayrılık olur.

Özellikle büyük şehirlerde ziyaretleşmek de zorlaşıyor. İş yorgunluğu, yol yorgunluğu derken nefsin de etkisiyle uzakta oturan akrabalarımızı ziyarete gitmektense evde oturmayı tercih ediyoruz. Karşılık almadığımız halde bunu sürdürmeli miyiz? Böyle bir durumda Sıla-i Rahimi terk etmenin hükmü nedir?

Öncelikle bunu belirtmek gerekir ki muhabbet ve sevgi tek taraflı olmuyor. Toplum içerisinde bir deyim var. Deniliyor ki; “Savaşı tek başına ilan edebilirsin ama barışı tek başına ilan edemezsin.” Çünkü karşı tarafın da barış için oturması lazım. Sılayı rahimi kesmeye gelince karşı tarafın olumsuz tavrına karşı olumlu ve yapıcı davranmaya çalışan bir kişi her zaman kazançlı olur. “Karşıdaki kişi gelmiyorsa ben de gitmem” gibi bir durum İslam hukukuna göre sılayı rahimi kesmek için bir mazeret olamaz. Resullullah (s.a.v) miraçtan indiği zaman Allah’ın duasını kabul etmediği kişilerden birinin de akrabayla bağını koparan kişiler olduğunu söylüyor. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus var ki, “Akraba bağları kopmuş kişiler deseydi” sadece karşı tarafı ilgilendiriyor olurdu. Ama burada...
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir