Bavé Hesen/ Doğruhaber

Yooooo. Aslında ne şaşacak ne de şaşıracak bir durumdayız. Zira ben bunun çok daha ötesine geçeceklerinin de izlerini görüyorum.

Yıllarca karşısında mücadele ettikleri namazı alenen meydanda kılmaları, hem de alternatif adıyla;

Ya da Marks’la kavga ettirip kendisini mağlup ettikleri zannına kapılarak ahmakça hüküm verdikleri Peygamberin Kutlu Doğumunu kutlamakla,

Veya yıllarca halkın çocuklarını dağlara götürerek KURT’lara kurban etmelerine rağmen KÜRDİSTAN’ı bir hayal olarak görüp siyasetlerini Fırat’ın batısına taşımakla. vs. vs.

PKK/HDP den bahsediyorum.

Her zaman olduğu gibi bu gün de çok şaşırmayacağımız bir ikiyüzlülükleri ile yine karşımızda, kirli bir oyunla yine sahnedeler.

Dün akşam geç saatlerde Diyarbekir’de PKK’nin yan sanayi ürünü YDG-H çetesi, alan hâkimiyeti faaliyetleri çerçevesinde, Diyarbekir polisinin aciz kaldığı bir konuya daha el attı.

Bu güne kadar bölgede ki şer güçlerinin Kürd gençliğini zehirlemek için geliştirdiği projelerden biri olan gençliği uyuşturucu ile zehirleme projesine artık dur demelerinin vaktinin geldiğini düşünen PKK bu işe de el attı nihayet.

Ne adına;

Uyuşturucuyla mücadele ve gençleri uyuşturucudan kurtarma adına,

Peki, gençler bu uyuşturucuyu nerden buluyor dersiniz?

Gökten zembille mi iniyor?

Bu bölgede kime sorarsanız, uyuşturucu trafiğinin PKK’nin elinde olduğunu her kes İslam’ın beş şartı gibi bilir. Hatta belki de İslam’ın şartlarını bilmeyen vardır da bu meseleyi bilmeyen yok gibi.

Daha düne kadar, hatırlayın; Lice’de PKK tarafından ekilen esrar tarlalarının hasadı yapılacak diye başlatılan sözde Kalekol inşaatı protestoları.

Hasat bitti, eylem de bitti.

Bunu bilmiyor mu bu insanlar? Bu kadar mı kör bölge halkı? Yoksa enayi mi zanettiniz bu insanları?

Hayır, herkes her şeyi çok iyi biliyor. Bu davranışları çok da iyi okunuyor. Buna emin olabilirsiniz. Ancak asıl soru şu: Birileri ısrarla bu güruhu bölgede yaşayan Müslüman Kürd halkının temsilcisi olarak göstermek ve alanı onlara terk etmekle neyi murat etmektedir?

Nasıl oluyor da bu çeteler ellerinde silahlar ve yanlarında bombalar ile mahalleleri basarak, kıraathanelere gidip kimlik kontrolü yaparak, orada bulunan insanlara, ‘bu çöplüğün horozu biziz’ mesajı vererek eylem yapabiliyor, bu kadar rahat hareket edebiliyor?

Mardinkapı semtinde sözüm ona devriye gezen bu çeteler kıraathanelere gelerek oturup çay içenleri duvara dayayıp arama yaparken, kaç gram esrar ya da eroin bulmayı düşünüyorlardı acaba.

İnsana bir La hawle çektiren bu tür olaylar karşısında insanın infilak edesi geliyor, ama yine de ya sabır diyoruz ve soruyoruz?

Sizin derdiniz uyuşturucu ile mücadele ise, kurtarılmış bölgeleriniz(!) ve kaleleriniz(!) olan yerlerde bunun rahat üretiliyor ve satılıyor olması o zaman neyin nesi oluyor?

Bırakın güya hâkim olduğunuz alanları, sizin gözetiminiz altında olan Kültür evlerinizde uyuşturucu kullanımının neredeyse zirvesine varılmış bundan habersiz misiniz?

Dernekleriniz uyuşturucu paketleme merkezi haline gelirken sokaklarda uyuşturucu ile mücadele ediliyor süsü vermekle neyi amaçlıyorsunuz?

Hasılı kelam nerede siz varsanız orada insanlığa zararlı olabilecek bir durum söz konusu. Buna rağmen eğer bu toplumun ıslahına da el atmışsanız başta da söylemiştim.

Bi hezar caran Way Lı mınê…