Mesut Barzani ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Erbil’deki IKBY başbakanlık binasındaki görüşmeden sonra ortak basın toplantısı düzenledi.

Barzani, Ban Ki-moon ile Kürt bölgesine gelen Iraklı ve Suriyeli sığınmacılara yönelik yardımları görüştüklerini söyledi. Kürtlerin, Irak`taki geleceğine değinen Barzani, "Kürt halkı, kendi kaderi hakkında karar verme yetkisine sahiptir. Geleceği belli olmayan bir durumu bekleyemeyiz. Ban Ki-moon`un gelmesiyle, Irak`taki siyasi taraflar arasında en kısa zamanda sorunların çözülmesi için bir yol haritası ortaya koymalıdır" diye konuştu.

Ban da konuşmasında, "Irak`ta yaşanan güvenlik olayları nedeniyle çok endişeliyiz. Çatışmalardan dolayı bir milyon insan yer değiştirdi. BM olarak yaşanan süreci kaygıyla takip ediyoruz" ifadesini kullandı.

Irak`ın karşı karşıya olduğu sorunların ciddiyetine dikkati çeken Ban, şöyle devam etti:
"Irak`taki tüm siyasi partiler, anayasal çerçevede bir hükümet kurup, var olan güvenlik sorununu çözmelidir. Her gün arasında kadın ve çocukların bulunduğu onlarca insan hayatını kaybediyor. Yakınlarını kaybedenlere ve ölen peşmerge ailelerine başsağlığı diliyorum."

Ban, IŞİD`in tehditlerine ve şiddetine maruz kalan azınlıkların durumuna ilişkin çok endişeli olduklarını ifade ederek, özellikle Musul`daki azınlıkların can güvenliklerinin tehlikede olduğunu bildirdi.

IŞİD`in, Musul`daki Hristiyanlara yönelik yayımladığı bildiride, "ya din değiştirin, vergi verin ya da ölümü bekleyin" şeklindeki tehditlerinin kaygı verici olduğunu vurgulayan Ban, "Türkmen, Yezidi ve Şebaklara yönelik saldırılar Hristiyanlara ait evlerinin işaretlenmesi çok üzücü bir durum. Tüm siyasi partilere ve kesimlere uluslararası normlara uyma çağrısında bulunuyorum. Buna sebep olan her kimse mahkeme önünde hesap verecektir" şeklinde konuştu.

Ban, konuşmasının sonunda Irak cumhurbaşkanı seçilen KYB politbüro üyesi Fuad Mahsum`u tebrik etti.
Bir süredir çatışmaların ve otorite boşluğunun yaşandığı Irak`ta, IŞİD öncülüğündeki silahlı gruplar, Musul ve Tikrit gibi bazı kentlerde kontrolü ele geçirmiş, çatışmalar yüzünden yaklaşık 1 milyon sivil, bölgeden göç etmek zorunda kalmıştı.