• DOLAR 32.538
  • EURO 35.005
  • ALTIN 2436.154
  • ...
Bu gecenin kadrini iyi bilelim
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
"Şüphesiz biz, (Kuran`ı) Kadir gecesi indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sana bildiren nedir? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve ruh (Cebrail), Rabbi`nin izni ile her iş için o gece iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.``

Peygamber Efendimiz (sav) bir Hadis-i Şerif`inde buyuruyor ki: "Her kim, imanından dolayı ve mükâfatını yalnız Allah`tan umarak Kadir Gecesi`ni ihya ederse, geçmiş günahları affedilir"

 Yüce kitabımız Kur`ân-ı Kerim bu gecede ilk olarak dünya semasına indirilmiştir. Daha sonra ise ihtiyaca göre âyet âyet veya sûreler halinde nazil olmuştur.

Biz Müslümanlara düşen bu bin aydan daha hayırlı olan mübarek Kadir gecesinin kadrini iyi bilmemizdir. Daha çok ibadet etmeli, daha çok Kur`an okumalıyız.

Bu geceyi dua, zikir ve ibadetle geçiren kişi, ancak seksen üç sene dört aylık gibi uzun bir ömürde kazanabileceği ecir ve sevabı bir gecede elde etme bahtiyarlığına ermiş olacaktır.

Geçmişteki salih kimselerin bir ömür boyu kazandıkları manevi mertebeyi bir gece içinde elde etme fırsatıdır. Bir rivayete göre; "Resulullah (sav) sahabilere İsrailoğullarından bir kimsenin Allah yolunda bin ay boyunca silâhlı olarak cihat ettiğini anlatmıştı. Sahabiler bunu duyunca şaşırdılar ve kendi amellerini az gördüler. Bunun üzerine Kadir Suresi indirildi." Başka bir rivayette ise; "Peygamber Efendimiz, Sahabilere İsrailoğullarından dört kişinin seksen sene boyunca hiç günah işlemeden ibadet ettiklerini anlattı. Sahabiler bunu hayretle karşıladı. Cebrail Aleyhisselâm geldi, `Yâ Muhammed, ümmetin o birkaç kişinin seksen sene ibadetinde hayrete düştüler. Allah sana ondan daha hayırlısını indirmiştir` diyerek Kadir Suresi`ni okudu. `İşte bu senin ve ümmetinin hayran kaldığından daha hayırlıdır` buyurdu." Diğer bir rivayette ise "Peygamber Efendimize bütün ümmetlerin ömürleri gösterilmiş. Kendi ümmetinin ömrünü kısa görünce, ömrü uzun olan ümmetlerin amellerini düşünmüş. Kendi ümmetinin bu kısa ömürlerinde yaptıkları amellerle onlara ulaşamayacakları endişesi içinde üzülmüş. Yüce Allah da Habibine, bu üzüntüsüne mukabil Kadir Gecesi`ni vererek diğer ümmetlerin bin yılından daha hayırlı kılmış. Kadir Suresi bu hadiseler üzerine nazil olmuştur. Bu sure, Sahabilerin üzüntüsünü hafifleten bir suredir.

"Kadr" kelimesinde "tazyik" manası vardır. Buna göre o gece yeryüzüne o kadar çok melek iner ki, dünya onlara dar gelir. Bir hadis-i şerifte, "O gece yeryüzüne inen meleklerin sayısı çakıl taşlarının sayısından çok daha fazladır" buyurularak buna işaret ediliyor.

Kadir Gecesi`nin Ramazan`ın hangi gecesine rastladığı hususunda pek çok rivayet olmakla birlikte, Ramazan`ın son on gününde aranması tavsiye edilmiştir. Bazı hadis-i şeriflerden de 27. gecesine denk geldiği bildiriliyor. "Onu yirmi yedinci gecede arayınız" mealindeki hadis bu hususa işaret etmektedir.

Şunu bilmemiz gerekir ki, Ramazan ayı fırsatlar ayıdır. Ramazanın son gününe kadar bu imkâna sahibiz. Önümüzde bin aydan daha hayırlı mübarek bir gece, Kadir Gecesi vardır ki, Ramazan dahi asıl değer ve itibarını bu geceden kazanmaktadır. “Ramazan’ın kıymet ve değeri Kadir Gecesinden, Kadir Gecesinin de değeri Kur’an’ı Azimuşşan’dan ileri gelmektedir.” Ana mihver Kur’an’dır. Bunlar, Kur’an sayesinde değer ve anlam kazanabiliyorlar.

Kur’an-ı Kerim, bu gecede nazil olmaya başlamıştır. Mademki Kur’an-ı Kerim bu mübarek gecede nazil olmuş, o halde ilahi hitaba mazhar olduğunun idrakine varmak, Kur’an’ın iniş zamanına hazırlık yapmak elzemdir. Abdullah bin Mes’ud’dan rivayetle Resulullah (sav) buyurdu ki: “Şüphesiz bu Kur’an-ı Kerim, Allah-u Teâla’nın bir ziyafetidir. Onun bu ziyafetinden gücünüz yettiği kadarını öğrenin. Muhakkak bu Kur’an-ı Kerim, Allah’ın ipidir. Apaçık nur odur, faydalı şifa kaynağıdır. Ona sımsıkı sarılanın koruyucu sığınağıdır. Ona uyanların kurtuluşudur. O, eğilip bükülmez ki doğrultulsun. Sapıp eğilmez ki, hoşlanılacak hale getirilsin. Onun hayret verici özellikleri bitip tükenmez. Çokça müracaattan dolayı eskiyip yıpranmaz. Onu okuyunuz. Çünkü Allah, onu okumanız sebebiyle her bir harf karşılığında size on hasene verir. Ben sizlere elif, lam, mim tek harftir demiyorum. Fakat elif, bir harf; lam, bir harf; mim bir harftir diyorum.” (Tirmizi, Hâkim)

Ramazan Ayı’nda yeryüzü tam bir Mescid hükmüne girer. “Ramazan Ayı ki, onda Kur’an indirildi” (Bakara Suresi: 185) ayet-i kerimesi nurlu bir halde kendisini gösterir. Zira bu ayda âlemin her bir köşesinde Kur’an bülbülleri kıraatleriyle o ilahi hitabı işittiriyorlar. Ramazanın, Kur’an ayı olduğunu ispat ediyorlar. Okunan her bir ayet, verdiği kuvvet ve lezzet ile beraber maneviyatı kemalat noktasında zirveye doğru götürür. Bu ayda Kur’an-ı Kerim’e olan yoğun teveccüh ve tilavet, adeta yeni nazil oluyormuş gibi bir atmosfer yaşatır.

Malum olduğu üzere her bir iyiliğe on sevap yazılır. Özel ay, gün ve gecelerde bu, kat kat ziyadeleşir. Hadis-i Şerif’te ise bu sevap katlamalı olarak binlere varır. “Bin aydan daha hayırlı” olarak vasfedilen Leyle-i Kadir’de ise bir harfin hasenesi, otuz bin iyilik sayılır. Ramazan Ayı Kur’an tilaveti ile güzel bir şekilde değerlendirilirse, baki meyveler neticesini verir. Bunun idrakinde olmayanların veya kıymetini bilmeyenlerin ne kadar hasaret içerisinde oldukları aşikârdır.

Kur’an-ı Kerim, Cebrail (as) vasıtasıyla bu mübarek ayda nazil olmaya başlanmıştır. Cebrail (as) ile Peygamber Efendimiz (sav), her Ramazan Ayı’nda Kur’an’ı mukabele etmişlerdir. Peygamberimizin vefatından önceki Ramazan Ayı’nda ise mezkûr mukabele iki defa yapılmıştır. Kur’an-ı Kerim’in tilaveti çok hayırlar barındırdığından ve de Allah Resulü (sav)’in sünneti olması hasebiyle Müslümanlar Ramazan Aylarında Kur’an tilavetine ağırlık vermişlerdir. Bizler de aynı bilinçle hareket edip bu sünneti ihya etmeliyiz ki, Allah (cc)’ın rahmetine gark olabilelim. Nitekim Ebu Hureyre (ra)’den rivayetle Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “… Bir topluluk Allah’ın evlerinden birisinde Allah’ın kitabını kendi aralarında okuyup öğrenecek olurlarsa, muhakkak üzerlerine sekinet (huzur, sükûn ve vakar) iner. Rahmet onları kuşatır, melekler etraflarında toplanır. Allah onları kendi nezdindekiler arasında anar…” (Müslim)

Kur’an, kari’lerinin ve tilmizlerinin derecelerinin yükseltilmesi için Allah (cc)’a talepte bulunur. Bu mevzuda Ebu Hureyre (ra)’den rivayetle Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur. “Kıyamet Günü’nde Kur’an-ı Kerim gelir ve ‘Rabbim, (ona) bir hulle giydir’ der. O kişiye şeref tacı giydirilir. Daha sonra yine, ‘Rabbim, ona ihsanını artır’ der. Bu sefer ona şeref ve üstünlük hullesi giydirilir. Sonra; ‘Rabbim, ondan razı ol’ der. Allah ondan razı olur. Ona ‘Oku ve yücel’ denilir. (Okuduğu) her bir ayet karşılığında ona bir hasene arttırılır.” (Tirmizi)

Kur’an-ı Kerim okumasını bilmeyen Müslümanlar, bu mübarek ayı fırsat olarak telakki etmelidir. İhlâslı bir şekilde gayret gösterilirse, Ramazan Ayı’nın bereketiyle öğrenmeye muvaffak olunacaktır.Hz. Aişe (r. anha) validemizden rivayetle Resulullah (sav) buyurdu ki: “Kur’an-ı Kerim’i maharetle okuyan kimse, şerefli, iyi elçi meleklerle birliktedir. Kur’an’ı zorlana zorlana okuyan ve okurken sıkıntı çeken bir kimse için de iki ecir vardır.” (Müslim)

Feyzullah Zerey / İnzar Dergisi
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir