Varlığı şimdi dahi benimsenemeyen, İslamın odak noktasına uzak düşen bu yeni sistemin kendi halkına yapmış olduğu zulmü, bu güne kadar başka hiç kimseye yaptığı görülmemiştir. Bu zulüm bir çok kötü neticeye sebebiyet vermiş, halkı insan olma kriterleri de dahil olmak üzere, insanı her alanda mahva uğratmış ve uğratmaya da devam etmiştir. Size iki olayı anlatmak istiyorum böylece zulmün farklı bir boyutunu da ortaya koymuş olacağız.
 

1.) 1985 yılında Mardin\ Derik\Karaca köyünde ikamet eden bir kadın ki adı da biliniyor komşu evine ziyarete gider. Ev sahibesi misafirleri oturma odasına alır. Bir süre sohbet ettikten sonra ev sahibesi bir iş için dışarı çıkar. Kadın odada yalnız kalır birden gözüne daha önce hiç görmediği televizyon ilişir. Dikkatlice izlemeye başlar. Televizyondaki oyuncu bir ara silahı çekerek kameraya doğru yürür. Odada yalnız başına bulunan kadın birden bağırarak ellerini yukarı kaldırır. "ben bir şey yapmadım. Benim bir suçum yok. Ev sahibesi ben değilim. Ev sahibesi dışarıda" deyip odadan kaçar...

2.) Diyarbakır\Karacadağ da bir grup köylü şehre inip bir traktör alırlar. Traktör kullanmayı bilmedikleri için traktör satıcısı, köylerine kadar traktörü getirir. Adam gittikten sonra köylüler hemen traktörün başına büyük bir ip geçirerek onu bağlarlar: "bu hayvanı bağlayalım ki sahibinin peşinden gitmesin."derler. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bakarlar ki traktörde bir hareketlilik yoktur." Susamıştır" diyerek önüne bir su kovası koyarlar. İçmediğini görünce bu sefer" Belki de acıkmıştır" diyerek topladıkları otları önüne koyarlar. Traktör yine hareketsiz yine sessiz. "Bu hayvan şehirden gelmiştir ot yemez saman getirin." derler. Fakat onu da yemez. "Gidin arpa getirin onu kesin yer."derler. Onu da yemediğini görünce içlerinden biri:"Vallahi ben biliyorum senin amacın nedir, sen kaçmaya çalışıyorsun ama biz seni bırakmayız."
 

Biz bu hale gülelim mi ağlayalım mı karar vermek zor. Bu halkı fakirleştirmeye, bu halkı mağdur etmeye, onları Allah`ın nimetlerinden mahrum bırakmaya ne hakkınız var? Siz bir yana bahar bahçe sunup diğer yana da kara kışı getirirseniz varlığınız pek uzun sürmez. Bunu ben değil tarih söylüyor. Ve o tarihin çöplüğünde size de bir yer elbette bulunacaktır...

Oktay İzollu / Tarsus – Yaş: 22

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.