Türkiye üç Çeçeni koruyamadı…
Daha önce iki Çeçen komutanın daha şehid edildiği İstanbul`da geçtiğimiz hafta üç Çeçen daha şehid edildi. Rus kuklası zalim Kadirov`un zulmünden dolayı Türkiye`ye sığınan Çeçenlerin, içinde bulundukları zor şartlar ve dışlanmışlıkların yanı sıra misafir kaldıkları Türkiye`de yabancı ajanlarca katledilmesi, insanlık ve adaletten dem vuran hükümete ayıp olarak yeter…
Mehmet Özcan/Analiz
Geçtiğimiz Cuma günü üç Çeçen Müslüman Zeytinburnu’nda cuma namazı sonrası evlerine giderlerken hunharca şehid edildiler. Berg-Khazh Musaev, Rustam Altemirov ve Zavrbek Amriev isimli bu üç Çeçen, Rus işgaline karşı direnirken yaralanmış ve aileleriyle birlikte Türkiye’ye sığınmışlardı. Gerçekleştirilen bu cinayet şüpheye mahal vermeyecek derecede profesyonellikle işlenmiş olup, İstanbul’da daha önce şehid edilen ve halen aydınlatılamayan Çeçen komutanlar Ali Osaev ve İslam Canibekov cinayetler serisinin devamı niteliğini taşıyor.
Çeçen mültecilerle dayanışma halinde faaliyetlerine devam eden İmkân-Der Başkanı Murat Özer, şehid eşlerinin de katıldığı bir basın açıklaması yaparak bu vahşi cinayetin Rus istihbaratı tarafından gerçekleştirildiğini belirtirken, Türkiye devletini geçmişte Çeçen suikastlarını aydınlatmadığı gibi Çeçenlere karşı gerçekleştirilen son vahşet için de gerekli önlemleri almamak ve Çeçenlere sahip çıkmamakla suçladı. Nitekim İmkân-Der başkanının Rus istihbaratını adres göstermesi onu haksız çıkarmadı. İstanbul polisinin yaptığı operasyonda olayda kullanılan silah ve bir de gece görüşlü dürbün ele geçirilirken, Garo A. isminde 55 yaşındaki Rus uyruklu olduğu belirlenen saldırganın ise kaçtığı belirtildi.
AVUSTURYA’DAKİ SUİKASTTE RUS-KADİROV İŞBİRLİĞİ
Çeçenistan’ı işgal ederek 250 bin masum insanı katleden Rusya ise, cinayetlerini dünyanın farklı coğrafyalarına taşımaya devam ediyor. 2004 yılında Katar’da Çeçenistan 2. Cumhurbaşkanı Zelimhan Yandarbiyev, 2009 yılında da Avusturya’da Umar İsrailov uğradıkları silahlı saldırılar sonucu katledilmişti.
Viyana’da 13 Ocak 2009’da katledilen Umar İsrailov adlı Çeçen direnişçi cinayetini araştıran Avusturya polisi, cinayetin arkasında Çeçen Devlet Başkanı Kadirov’un olduğunu, Avrupa’daki Çeçen Kültür Derneklerine sızan Kadirov’un adamlarının, muhalifler hakkında istihbarat toplayıp, Berlin’den yönlendirilen infaz timleri aracılığıyla katledildiğini belirtmişti. Avusturya İç İstihbarat Teşkilatı ASİO ve Dış İstihbarat Servisi ASİS, bir süre önce Çeçenlere yönelik infazlar için 6 timin bulunduğu ve bu timlerin Avrupa’da eylemler yaptıktan sonra Berlin’e döndükleri yolunda bilgiler ele geçirmişti. Zengin bir Rus işadamının finanse ettiği bu organize cinayet şebekesi, Türkiye’de işlenen suikastların da irdelenmesi halinde açıklığa kavuşturulabilir.
KADİROV’U TÜRKİYE’DE MEŞRU GÖSTERME ÇABALARI
Diğer yandan Türkiye’de bazı kişi ve çevreler, Rusya’nın Kafkasya’daki işgalini ve işbirlikçi Kadirov’u ve yönetimini meşrulaştırmak için yoğun bir faaliyet yürütüyor. Bu kişi ve çevreler turlar düzenleyerek Çeçenistan’da her şeyin normale döndüğü yalanını yayıyor, işgalin ve direnişin bittiği şeklinde yalan haberler ve dezenformasyon amaçlı propagandalar yapıyor.
Çeçenistan’da katledilen Çeçen mücahidler ve ailelerinin içinde bulunduğu zor durumun hiçbir basın ve yayın organında çıkmaması için azami dikkat sarf ediliyor. Hatta Kadirov yönetimi, geçtiğimiz birkaç yıl içinde Çeçen mücahidler ile ailelerine yaptığı işkence ve katliamları araştırmak ve deklare etmek isteyen Rus vatandaşı insan hakları aktivistlerine de Çeçenistan’da suikastlar düzenleyerek öldürmekten geri durmamıştı.
ÇEÇEN SUİKASTLERİ KİMİN İŞİNE YARIYOR DERSENİZ…
Sonuç olarak Türkiye’de Çeçen mücahidlere yönelik suikastler en çok kimin işine yarıyor diye bir sorunun cevabı elbette ki Kadirov’a yarıyor olacaktır. Üç yüz kişilik bir Çeçen ölüm listesi hazırlattığı söylenen Kadirov’un gerek Türkiye’de ve gerek diğer ülkelerde gerçekleştirilen cinayetleri Rus istihbaratına yaptırma liyakatine(efendisine sadık kalmak koşuluyla) vardığı rahatlıkla söylenebilir.
Türkiye’ye sığınan Çeçenlerin içinde bulunduğu dramı Şehid Çeçenlerin acılı eşlerinden dinlemek, Çeçen sığınmacıların içinde bulunduğu durumu çok daha iyi anlatıyor. Şehid eşleri, Kadirov zulmünden dolayı Türkiye’ye sığındıklarını ancak Türkiye’nin kendilerine sahip çıkmayarak eşlerinin katledildiğini ağlayarak anlatıyorlardı basın toplantısında.
BU SUİKAST BİR SAVAŞ SEBEBİDİR
Saldırıyı gerçekleştirenin açıklandığı gibi Rus uyruklu bir ajan olduğu varsayımıyla olaya bakarsak, bir ajanın ülkesi dışında başka bir ülkede yaptığı herhangi bir saldırı açıkça bir savaş sebebi sayılabiliyor. Başbakan Erdoğan siyonist israil’in Mavi Marmara baskınının bir savaş sebebi olduğunu ancak sabrettiklerini belirtmişti. Her ne kadar Mavi Marmara’da şehid edilenler Türkiye vatandaşı olsalar da, şehid edilen Çeçenler de Türkiye devletinin misafiriydiler. Türkiye’nin misafiri ağırlama geleneğini hatırlatmama gerek yok sanırım. Acaba Başbakan Erdoğan bu konuyu da sineye mi çekiyor, yoksa görmezden mi geliyor doğrusu merak ediyorum.
ÇEÇENLERİN DIŞLANMIŞLIĞI HÜKÜMETE AYIP OLARAK YETER…
Türkiye’ye sığınmış ve yıllardan beri Yalova, Ümraniye, Fenerbahçe’de kamplarda yaşayan, bir kısmı da duyarlı Müslümanların kısıtlı imkânlarıyla tutulan evlere yerleştirilerek hayatta kalma mücadelesi veren Çeçen ailelerin içinde bulunduğu terk edilmişlik ve dışlanmışlık, büyük bir ayıp olarak adaletten, insanlıktan, mazlumdan yana olmaktan dem vuran hükümete yeter de artar bile…
İNSANLIK, MİLYAR DOLARLIK ANLAŞMALARDAN DAHA DEĞERLİDİR…
Arap dünyasında gerçekleşen halk ayaklanmalarında dikta yönetimleri uyaran, halkların yanında duran bir politika izleyen Ak Parti Hükümeti, yüz binlerce masum insanın katledildiği Çeçenistan’da başa getirilen kukla Kadirov yönetiminin şerrinden dolayı Türkiye’ye sığınmış mazlum Çeçenlere mültecilik statüsü ve çalışma iznini vermeli ve sürdürdüğü bu yanlışından derhal dönmelidir. Türkiye hükümeti ve yetkili birimlerinin, geçmişte işlenen Çeçen cinayetleri sonrasında duyarsız ve işlevsiz kalan tavrının şimdiki olayla sürdürülmemesi gerekir. Rusya ile mevcut bulunan milyar dolarlık anlaşmaların riske girmemesi adına Çeçenlere yönelik yapılan vahşetlerin görmezden gelinmesi ve insani haklardan yararlandırılmaması affedilemez bir durumdur. Bilinmelidir ki insanlık, milyar dolarlık anlaşmalardan çok daha değerlidir…
doğruhaber