• DOLAR 32.565
  • EURO 35.006
  • ALTIN 2431.773
  • ...
Peki, Suçlu Kim?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğruhaber/ Şükrü Gündüz

Kayseri ve İstanbul’da yaşanan vahşi cinayetlerden sonra başlayan idam tartışmalarını değerlendiren Cemal Çınar Hoca, “İslami kurallar toplumda çiğnendiği için bu tür olayların yaşanabileceğine dikkat çekerek dönüşü İslam’da görmeyenlerin kurtuluşu asla mümkün değildir” dedi.

Toplum ve siyaset dünyası idam cezasının geri getirilmesini tartışmayı sürdürüyor. Kayseri’de üç çocuğun bayram şekeri toplamak için gittikleri evde hunharca öldürülmesinin ardından idam cezası tekrar dillendirilmeye başlandı.

“Çocuklara karşı şiddetin cezası idam mı?” tartışması siyasileri böldü. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, idamı desteklerken, Meclis Başkanı Şahin, “Geri gelmesi zor” dedi. MHP ve BBP Kuzu’yu desteklerlerken CHP  “İdam da vahşettir” dedi.

BDP Kuzu’yu kınadı. İdam tartışmaları ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz Tüm İlahiyat Fakültesi ve Yüksek İslam Enstitüleri Mezunları (TİYEMDER) Başkanı Selahattin Yazıcı, “Bugünkü sistem idam maddesini hep siyasi yönde kullanmıştır. Adli suçlar yönünde hiçbir zaman kullanmamıştır.

Tekrar siyasal anlamda eskiden 146/1 madde vardı. Devletin temel nizamlarını dini temeller üzerinde oturtmak da bu maddenin kapsamına giriyordu. 

Böyle bir düşünceniz olsa bile idamla yargılanırdınız. Bu ülkede İskilipli Atıf Hocalar bu şekilde idam edildi. İdam maddesi siyasi tehdit aracı olarak rejimi koruma amacıyla kullanılmıştır ya da bir demoklesin kılıcı gibi sürekli milletin başının üstünde sallandırılmıştır. Onun için bu sistemde idam kanunundan söz etmek yersizdir” dedi.

KISASTA HAYAT VARDIR

“İslami anlayışa göre kısasta hayat vardır. Herhangi bir cezanın caydırıcılığı yoksa o ceza, ceza değil mükâfattır” diyen Yazıcı, “Meselenin İslami boyutunu oturup konuştuğumuz zaman şunu göreceğiz: İslam’da her suçun caydırıcı bir karşılığı vardır. Ceza hukukunda suçun karşılığında konulan müeyyidenin caydırıcı olması gerekir. Tek başına caydırıcı ceza koymak da yeterli olmaz. Sitemi eğitim, ekonomi ve siyasi boyutuyla da tepeden tırnağa değiştirmeniz gerekiyor. Bir iki yamayla bu iş olmuyor” şeklinde konuştu.

İDAM DİNDARLARI SİNDİRMEK İÇİN KULLANILDI

“Adalet mülkün temelidir. Ama siz adaleti siyasal boyutuyla tecelli ettirip de diğer boyutuyla ertelerseniz ya da bir sistem düşünün, yargının en tepesindeki adam ‘vicdanımla cüzdanım arasında kalıyorum’ diyorsa o zaman adaletten söz etmek mümkün olabilir mi?” diye soran Yazıcı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan dolayı meselenin sistem boyutunda tartışılması gerektiğini düşünüyorum.

Bu sistem içerisinde idam özellikle dindar insanları sindirmek için kullanıldı. Bir kanalizasyonun neresinden bir şişe su alırsanız alın tahlil sonuçları hep pisliktir. Bu bir sistem meselesidir, meseleyi berraklaştırmak istiyorsanız oturup tepeden tırnağa değerlendirip bu sistemi değiştireceksiniz yoksa bu iş yamamakla olmuyor”

KURTULUŞ İSLAM’DADIR

Bu tür çirkin olayların önüne geçilmesi için imanlı ve Allah’tan hakkıyla korkan iyi bir nesil yetiştirilmesi gerektiğini ifade eden TİYEMDER Başkanı Yazıcı, “Ahlaki temellerin ona göre oturtulması lazım, bilinç temellerinin ona göre oturtulması lazım. Herkesin kalbinde, gönlünde ve beyninde Allah korkusu olması lazım.

Herkesin omuzlarında taşıdığı Kirâmen Kâtibîn’den haberdar olması lazım. Şimdi bütün bunların hiçbir tanesi toplumda yok, bu değerler bu sistem tarafından öğütülüp yok edildi. Şimdi böyle bir olay yaşandıktan sonra kalkıp damdan düşer gibi şöyle yapalım, diyorlar. Bunlar günü geçiştirici, insanların morallerin düzeltici şeylerdir.

Yoksa bu sorunu temelinden çözecek şeyler değildir. İnsanların yaşadıkları topraklar üzerinde işleyen kanunlar İslami olmadıkça oranın duvarlarına çarpmaktan kurtulamayacaklar. 

Sıkıntılardan ve ızdıraplardan kurtulamayacaklardır. Bu işin çözümü İslam’dadır. Kurtuluş İslam’dadır başka bir yerde ilaç aramanın manası yoktur. Bu ilacı bütün kâinatı ve insanları yaratan koymuştur. Başka bir ilaç da göndermemiştir ve yoktur. Beşeri anlayışlar yalnızca sarhoşluktan ibarettir” diye konuştu.

NİYE BAŞIMIZA  BU OLAYLAR GELİYOR?

Kur’an-ı Kerimin meselelere yaklaşım tarzını insanlar anlamadığı müddetçe, bu sorunlara çözüm bulamayacağına dikkat çeken Cemal Çınar Hoca, “Eğitim kurumlarında, toplumun ahlaki kurallarında, insanların birbirleri ile olan ilişkilerinde İslam’ın getirdiği şeylere tam olarak uyarsak böyle olaylar yaşanmaz. Bu konu çok önemlidir.

Bu işin ciddi manada ele alınıp çözülmesi lazım. İnsanlar bir çare arıyorlarsa bu çare Kur’an-ı Kerim’in eğitime verdiği önem, hayâ ve edebi muhafaza etmede koyduğu ölçüler doğrultusunda hareket etmekle çözülür.

İslam’ın mahkûm edildiği Kur’anî adabın dışlandığı, insanların dünyevileştirildiği ve maneviyatın yok edildiği bir ortamda insanların bu yaşanan olayın sebebi nedir diye sorması doğru değildir. Niye başımıza bu olaylar geliyor diye toplumun kendisini sorgulaması ve suçumuz nedir diye kendisini hesaba çekmesi lazım” dedi. 

SORUNUN ASIL TEMELİNE BAKMAK LAZIM

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana sudan bahanelerle Müslümanlar idam edildiğini fakat toplumu ifsat eden insanlara çok ciddi toleranslar tanındığını ifade eden Çınar Hoca, “Düşüncesi İslami olmayan insanlar sokak ortasında polise tokat bile atsalar onları ceza verilmiyor.

Fakat siz Allah’a inanıyorsanız bir yerde İslam’ın ‘İ’ sinden bahsettiğiniz zaman siz potansiyel suçlu kabul ediliyorsunuz, hakaretlere ve baskılara uğruyorsunuz. İslam’dan bilerek uzaklaştırılan toplumun kültür ve ahlakıyla oynandığı bir yerde işlenen cinayetin sebebi nedir diye soruluyor.

Ama kimse sorunun asıl temeline nereden çıktığına bakmıyor. Çıkış noktası belli olmayan bir ok nereye varabilir diye bir soru sorulursa insana, buna ne cevap verilebilir” şeklinde konuştu.

KUR’AN DIŞINDA  BİR ÇÖZÜM YOKTUR

İslami kurallar toplumda çiğnendiği için bu tür olayların yaşanabileceğine dikkat çeken Çınar Hoca, “Bu insanların suçsuz olduğunu söylemek doğru olmadığı gibi o insanın bu hale gelmesine sebep olan sistemin de suçu vardır. İslami ve insani duyarlılığı olan insanlar bir araya gelip İslam’ın bu tür olayların yaşanmaması için sunduğu çözümlere bakmalıdırlar.

Gerek kılık kıyafette, gerek eğitim sahalarından tutun mahkemelerdeki kaide ve kurallara kadar toplumun birbirleriyle olan ilişkilerinde Kur’an-ı Kerim’de bununla ilgili kurallar vardır. İnsanın insanlarla, insanın nefsiyle, insanın toplumla ve kainatla olan ilişkilerinde Kur’an dışında bir çözüm arayanlar tarihte hep perişan olmuşlardır.

Dünya tarihi ve günümüzde yaşanan olaylar bunun en iyi örneğidir. Dönüşü İslam’da görmeyenlerin kurtuluşu asla mümkün değildir. 

Kainat bir fabrikadır, bu fabrikayı kuran mühendis onun nasıl çalışacağını herkesten çok iyi biliyor. Siz onun koyduğu kurallar dışında bu fabrikayı çalıştırmaya çalıştıkça hem batarsınız, hem bozarsınız” ifadelerini kullandı.

İki vahşet, iki acı tablo

Türkiye’de son günlerde ortaya çıkan cinayetler insanın kanını donduruyor. Cinayete maruz kalanların çocuk olması ve dehşet verici bir şekilde katledilmeleri adeta insanın tüylerini ürpertiyor.

Bu haberler de ilginizi çekebilir