• DOLAR 32.393
  • EURO 35.087
  • ALTIN 2326.28
  • ...
Üniversite Adayları İçin Şimdi Tercih Zamanı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Enes Durmaz/ İSTANBUL

On iki yıllık eğitimin ardından YGS ve LYS adlı zorlu iki sınavı geride bırakırken öğrenci ve veliler için belki de en zor etaba geldik. Evet tercihler… Yıllardır üniversitelere öğrenci yetiştiren bir öğretmen ve tercih alanında uzman olan Eğitimci Hamdullah YILDIZ ile öğrenciler tercih yaparken nelere dikkat etmeleri gerektiğini konuştuk. Tercihlerle ilgili önemli ipuçları verecek röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

Evet, Sayın Hocam, öğrencilerimiz tercih yaparken nelere dikkat etmelidir?

Tercih yapmak, üniversiteye yerleşmenin en son ve en zor basamağıdır. Son basamak olması hasebiyle de beraberinde ayrı bir zorluğu getiriyor. Zira son olanın telafisi mümkün olmaz. Bunun da telafisi mümkün olmadığı için en zor basamak diyoruz. “Tercih kurbanı” kavramı hiçbirimizin yabancısı olmadığı bir kavram…

Öğrenciler ne yapmalı?

Her öğrencinin mutlaka idealinde bir meslek vardır. Yalnız öğrencilerin bu idealleri çoğu zaman idealden ziyade çevreden etkilenmeyle olur. Dolayısıyla öğrencilerimizin çoğunda ayağı yere basmayan tercihlerle karşılaşmaktayız. Öğrenciler tercih yaparken bölümün geleceğini en azından beş yıl sonrasını hesaba katmalı, mezun olduktan sonra çalışma alanları, iş bulma olanaklarını iyice incelemelidir. Hititoloji, Sümeroloji, Arkeoloji, Sanat Tarihi bölümlerini tercih edenler hobi niyetiyle yazıyorlarsa ve bu bölümleri zevkine okuyacaklarsa söylenecek bir söz yok. Ancak iş bulma umuduyla okuyorlarsa boşuna kürek sallamanın bir anlamı yok. Çoğu öğrenci gelecekle ilgili hiçbir hesap yapmadan bölümün geçmişten gelen bir ağırlığından dolayı bazı bölümleri yazıyor.

Mesela?

Mesela öğrenci “Kamu Yönetimi ” veya “Uluslarası İlişkiler” bölümünü yazarken, “Neden bu bölüm?” diye bir soru yönelttiğimizde ‘’kaymakam olabilirim, vali olabilirim…” gibi hayalini kurduğu bir sürü meslek sıralar. İyi de İşletme, İktisat, hatta Açık Öğretim Fakültesinin aynı bölümlerini bitirdiğinizde de yine kaymakam, vali olabilirsiniz. Ancak çevrenizde ‘’Bu bölümleri bitirip kaymakam veya vali olan var mı?’’ diye bir soru yönelttiğimizde genelde sorumuz cevapsız kalır.

Öğrencilerin özellikle yazmasını istediğiniz bölüm veya bölümler var mı?

Öğrenciler, şayet iş garantili bölüm arıyorsa sağlık alanındaki bölümleri tercih etmelerinde fayda var. Yine pek bilinmeyen bazı bölümler var. Bu bölümler, puanı düşük öğrencilere tavsiye edilebilir. Zaten puanı yüksek öğrenci, tercihte pek zorlanmaz. Düşük puan alan öğrenciler tercih yapmakta zorlanır. YGS puanıyla yerleşmek isteyen öğrencilerin birkaç üniversitede “Güvenlik” “Emlakçılık”, yine Kocaeli Üniversitesinde “Nalbantlık” gibi pek bilinmeyen bölümleri tercih etmelerinde fayda vardır.

Hukuk, tıp, rehberlik ve psikolojik danışmanlık gibi bölümler için üniversite pek fark etmez. Eğer bir öğrenci bu bölümlerde okumak isterse il veya üniversite adına takılmasın. Çünkü bu bölümleri hangi üniversitede bitirirse bitirsin kendi bireysel çalışması onu meslektaşlarından farklı kılar. İşin gerçeği bütün bölümler için de bu ifadeyi kullanabiliriz, yani iddiamızı genelleştirebiliriz. Öğrenci mezun olduğu ilk yıllarda “hangi üniversiteyi bitirdin” sorusuyla muhatap olacaktır, ancak işe başladıktan iki üç sene sonra soru “nerelerde çalıştın” şekline dönüyor.

Mühendislik fakülteleri için aynı şeyi söyleyemem. Mühendislik fakültelerinde ilk yıllarda üniversitenin adı ve akademisyen kadrosu çok çok önemlidir. Ancak birkaç yıl sonra onda da aynı durum başlar.

Uluslararası ilişkiler, Kamu Yönetimi gibi bölümleri yazmamalarını öneririm. Anadolu’da okuyan öğrenciler, eğer bulundukları yerden uzak bir şehir yazacaklarsa hangi bölüm olursa olsun büyükşehirleri –özellikle İstanbul’u - yazmalarını öneririm.

Peki, sayın hocam öğrencilerin merakla beklediği bir soru var, puanlar düşecek mi?

Öğrenciler tercihlerini yaparken kesinlikle kendi puanlarına veya bölüm puanlarına bakmasınlar, zira tercihler puanlara göre değil başarı sırasına göre yapılmalıdır. Kendi başarı sıraları eğer; İlk 10 binin içinde ise kendi sıralarının üç dört bin öncesini,

20 – 30 bin içinde ise beş/altı bin,

30 – 50 bin içinde ise sekiz/on bin

50 – 80 bin içinde ise on/on beş bin

80 – 120 bin içinde ise 0n beş/yirmi bin

Öncesini yazmalarında fayda vardır. Kontenjanlar %10 arttığı için kırk bininci olan bir öğrenci 37/38 binlik bir yere kesin yerleşir diyebiliriz. Dolayısıyla bu da puanlarda bir düşme anlamına geliyor. Ancak bölümden bölüme, üniversiteden üniversiteye değişir.

Şimdiye kadar konuştuklarımız reel tercihlerdir. Ancak her öğrenci bir ya da iki hayali tercih de yapmalıdır. Yirmi tercih yapacak bir öğrenci, üç veya dört tercihini uçuk yani kendi gerçeğinden uzak; on - on iki tercihini gerçekçi, son üç veya dört tercihini de boşta kalmayacak şekilde ayarlamalıdır. Ancak okumak istemediği “yazıyorum, ama inşallah gelmez” dediği bölümü kesinlikle yazmamalıdır. Çünkü yazdığı bölümü kazandığı takdirde kayıt yapmasa dahi bir sonraki sene sınava girdiğinde puanı kırılacaktır. Puanı kırılan öğrenci de bir önceki senenin puanını yakalayamaz.

Peki, hayal kırıklığı yaşayan öğrenciler var, mesela hayatı boyunca hukuk okumak istemiş, ancak ilk otuz bine girememiş, dolayısıyla hukuk yazamıyor. Bu öğrenciler tercih yapmadan gelecek seneyi beklesin mi?

Hukuk aşkıyla yanan bir öğrenci dört yıllık bir bölüm yazıp Açık Öğretim Fakültesi’nden de “Adalet Yüksekokulu” bölümünü okuyarak hukuk bölümüne dikey geçiş yapabilir. Çünkü bir öğrenci, kazandığı örgün bir bölümle birlikte Açık Öğretim Fakültesi’nden bir bölüm de okuyabilir. Bu arada kendi çalışma performansına güvenen öğrencilerin istemedikleri bir bölümde okumaktansa beklemelerinde fayda olabilir.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Öğrencilerimiz için hayırlı olanını Allah’tan dilerim. Ciddi anlamda tercihte zorlanan olursa sizin aracılığınızla sınav sonuçlarını, telefonlarını ve yaptıkları tercih listelerini mail adresime atsınlar, sıralama için kendilerine dönmeye çalışırım.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir