• DOLAR 32.6
  • EURO 34.776
  • ALTIN 2520.753
  • ...
Rahman’ın Has Kulları
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Seda Arslan / Nisanur Dergisi
 
Rahman Suresi’nde üstün özellikleri sıralanan kullar, belirtilen iyi özellikleri dolayısıyla Allah’ın rahmet ve sevgisini kazandıkları için O’nun Rahman ismine izafe edilerek “İbadurrahman” olarak anılmışlardır. Allah’ın sevdiği kulların üstün nitelik özellikleri zikredilerek bir nevi hidayet ehli ile delalet ehlinin arasındaki farkın karşılaştırılması yapılmaktadır.

Evet, işte onlar; Rahman’ın kulları, Rahman’ı tanıyorlar, Rahman’a kul olmaya hak kazanıyorlar. İşte onlar, İslam’ın istediği cemiyetin ve sağlam terbiye metoduyla oluşturmak istediği ruhların pratik canlı bir örneği ortada bulunuyorlar. Ve işte onlar ki Allah’ın ilgisine mazhar oluyorlar, inayetine vasıl oluyorlar ve buna hak kazanıyorlar. Hâlbuki bütün insanlık Allah’ın onlarla ilgileneceği kadar bir ehemmiyet ifade etmez. Şayet aralarında bu Rahman’ın kulları olmasaydı ve şayet bunlar dua ederek, yalvararak Allah’a teveccüh etmeselerdi bütün beşeriyet Allah’ın alakasına mazhar olacak bir değer ifade etmezdi. Kâinatı yaratan Allah, biz insanların Rahman’ın has kulları olmamız için biz aciz kullardan bazı özelliklere sahip olmamızı istemiştir.

Gelelim bu özelliklerin ne olduğuna. Bunun cevabını en güzel şekilde Kur’an’da buluruz. Furkan Suresi 63’ten başlayıp 69’a kadar süren ayetler bu noktada bizler için ‘yol işareti’ olmaktadır. Hakeza bizler mümin olarak Kur’an’ı inceleyip hayatımıza uygularsak bu özellikler zaten kendiliğinden oluşacaktır.

İşte Rahman’ın kullarının birinci özelliği:

“O Rahman’ın kulları yeryüzünde tevazuuyla yürürler ve cahiller kendilerine laf attığında ‘selametle’ derler.” ( Furkan / 63)

Hane – yehunu = fiilinin mastarı olarak gelen “hevnen” kelimesi yumuşak, kolay olmak, ağır başlılık, sekinet, vakar, tevazu anlamlarını barındırıyor.

O Rahman’ın kulları, yani zikri ve şükrü bilerek yalnız Rahman’a kulluk eden o bahtiyarlardır. Onlar yeryüzünde tevazuuyla yürürler. Burada Rahman’ın kulları her biri bir zühreyi andıran sekiz sınıfla nitelendirerek İslam ahlakının, medeniyet ve idealinin bir özeti yapılmıştır.

Birincisi ahlakını gösteriyor. Rahman’ın kulları öyle kimseler ki her şeyden önce gidişleri, yeryüzünde yürüyüşleri ve hareket tarzları yumuşaktır. Zorbaca, mağrurane, kibirli, saygısız, kaba haşin değil; sakin, vakarlı, alçak gönüllü, edepli, nazik ve yumuşak yürürler. Çevrelerini rahatsız etmez, eza vermez, sendeler gibi gitmezler.

Hz. Ali (RA) şöyle diyor; “Resulullah (SAV) yürüdüğü zaman yukarıdan iniyormuş gibi salına salına yürürdü. Bu azim, kudret ve şecaat erbabının yürüyüşüdür.”

Bir başka rivayette Ebu Hureyre (ra) şöyle diyor; “Resulullah (SAV)’tan daha hızlı yürüyen birine rastlamadım. Sanki önünde yer bükülür gibiydi. Biz kendimizi zorlardık, O ise hiç zorlanmadan çabucak yürürdü.”

Mümin bir insan her hareketiyle ve yürüyüşüyle kendini gösterir. Kendinin bu dünyaya geliş amacını bilen insan zaten yürürken bile etrafındakilere kendini belli eder. Kendinden emin dik bir şekilde fakat ‘bu dünya benden sorulur’ havasında değil. Takvalı, bilinçli bir Müslümana yakışacak şekilde. Zavallı, kendine güveni olmayan, korkak bir şekilde değil. Müminler hesaplı, saygılı, merhamet tavrıyla, güvenlik ve asayiş sağlayarak giderler, tıpkı Efendimiz (SAV) gibi (bilgisizler kendilerine laf attıklarında ‘selametle’ derler).

Bu davranış onların zayıflıklarından değil, yüceliklerinden, acizliklerinden değil; üstünlüklerindendir. Şerefli ve kerim bir kişi edepsizlerle meşgul olup vakit harcayacağına daha önemli, daha yüce değerlere vakit ayırır.

Gerçek kullar, hakkın gerçeğin düşmanlarının işkencelerine cesaretle göğüs geriyor ve yeryüzünde Allah kanunları yerleşmesi mücadelesinde kararlı ve azimli davranıyorlar! İçten, korkusuzca ve dünyevi kayıp ve mahrumiyet konusunda hiçbir endişe taşımadan Allah’ın emirlerini yerine getiriyor şeytanın ve nefsin her türlü isyanlarına karşı duruyorlar. Rahman’ın kulları bu değerli amaçlarla meşgul olmakla cahillerin onlara karşı söyledikleri sözleri önemsemeden hareket ederler. Onlarla çatışmaya tenezzül etmezler, tahammül ederler.

“O Rahman’ın kulları öyle kimselerdir ki; gecelerini rableri için kıyama durarak ve secdeye vararak geçirirler.” (Furkan / 64)

O Rahman’ın has kulları secde ve kıyam ederek gecelerler. Onlar gece vakitlerinin değerlendirilmesi gereken bir vakit olduğunu iyi bilirler. Çünkü gece yapılan ibadetler herkesten uzak riyasız olur. Gece yapılan ibadetler Allah ile olan rabıtayı daha çok güçlendirir. Tevekkül etme anlayışı daha çok artar. Nefsin eğitiminin onu istenilen yöne yönlendirmesi daha...
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir