• DOLAR 32.351
  • EURO 35.129
  • ALTIN 2308.823
  • ...
Zina, Harareti Söndürmez, Aksine İnsanın Buz Kesmesine Yola Açar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Abdurrahim Güneş / İnzar Dergisi
 
Hayat ve haya aynı köktendir. Hayat(canlılık) ve hayâ(utanma) insanın varlığının, var olmasının temel unsurlarıdır. “Hay olma durumu” insanın zahiri varlığını, “hayâ” ise manevi varlığını temsil eder ki hayat bu ikisinin toplamıdır.

Ve bugün, sadece insanın hayatı değil, aynı zamanda hayâsı yani ar ve namusu da tehdit altındadır. Dikkat edilirse caniler, hayâyı yıktıktan sonra hayata kastediyorlar. Çocukların hayatına kastedenlerin, aynı zamanda hayâsızca şeyler de yapmış olmaları bunun bir ispatı değil mi? Demek ki, hayatın muhafazası hayânın muhafazasından geçmektedir. Eğer hayâsızlığın yolları açık vaziyette tutuluyorsa insan hayatının doğrudan bir tehdit, büyük bir tehlike altında olmasına göz yumuluyor demektir. Hayâsızlığın yollarının olabildiğince açık olması, insan hayatına karşı ceza olarak da kısasın kabul edilmemesi her yönden insanın büyük bir tehlike altında olması anlamına gelir.

Hayâ, hayatın sadece zahirden ibaret olmadığının delilidir. Hayatı biyolojik bir olgu olarak görenler açısından hayâ mefhumu pek anlaşılmayabilir. Bunlar için hayat sadece bedenseldir. Bu nedenle Kuranı kerim, zina edenlere celde vurulmasını emrediyor.(Nur:2)

Neden zinada bulunanlara vurulan değneğe “celde” adı verilmiştir? Çünkü bunlar girdikleri ilişkide “ciltlerin” temasını esas almışlardır. Bu nedenle cilde vurulan celdeyi hakketmişlerdir. Öyle ya celde, cilde vurulan değnek demektir. Buradaki mesaj şudur; zinakarlar tensel ve ciltsel bir tatmin peşindedir. Oysa kadın erkek ilişkisinin ten ve cilt ötesi boyutları vardır. Bunun hayâya ve hayata dair boyutları, ruha dair yönleri vardır. Böyleyken kalkıp bütün bunları ihmal ederek ve zulmederek ciltlerin temasını yeterli görmek bu işin hayâ yönüne, hayati yönüne büyük bir tecavüzdür.

Şirazeyle birleştirilmiş olan kitap bölümüne “cilt” adı verilir. Bir kitaptan istifade etmek için cildine zarar vermeden içine ve içeriğine bakmak gerekir. İnsanın kitapla olan bu ilişkisi adeta bir nikâh ilişkisidir. İhtiram ve ihtimam ile ve cildine zarar vermeden kitap açılır ve ondan istifade edilir. Kadın ile erkek birbirleri için birer kitaptır. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’de nikâha özel olarak “kitap” ismi verilmiştir(Bakara:235)

Zina, kitabın içeriğine bakmadan kitabın cildini ve şirazesini bozmaktır. Cildi bozulmuş, şirazesi dağılmış olan kitap bir daha bir araya gelemez. İşte kadın-erkek ilişkisinin nikâha dayalı olmasının zorunluluğu buradan kaynaklanıyor. Kadın ile erkek birbirleri için birer kitap hükmündedir. Her ikisi de birbirilerini okumayı bilecek, bundan büyük haz ve mutluluk duyacaktır.

Kitabın cildi vardır. Bu kitabın cildinin her zaman sağlam olması gerekir. Zina ile birbirilerinin ciltlerine zarar verenlere vurulan celde onları yeniden cilt sahibi yapma hedefine yöneliktir. Yani zina ile ciltleri bozulmuş ve deforme olmuş kişilere vurulan celde onların cildini onarır. Yeniden onların bir cilt sahibi olmalarını sağlar. Buna göre...
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir