• DOLAR 32.576
  • EURO 34.935
  • ALTIN 2431.492
  • ...
Suriye’de Dertler Elvan Elvan…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MÜCAHİD TEMEL, ERKAM YAVUZ / İSTANBUL

Kültür, hukuk, eğitim ve insani yardım alanında faaliyet gösteren Şam-ı Şerif Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet El Ahmet ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Ahmet, “Şam’ın doğusunda bulunan Ğuta Şarkiye ve güneyindeki bölgelerin ağır kuşatma altında olduğunu, halkın bu yüzden bir parça ekmek dahi bulamadıklarını” söyledi.

Gelinen aşamada Suriye’de halkın durumu nedir? Açıklayabilir misiniz?

Suriye devrimi dördüncü yılına girdi. Orada halk çok şiddetli sıkıntı ve acılar içerisinde, muhtaç bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlar. Halk asli yaşam ihtiyaçlarını temin etmekte zorlanıyor. Yiyecek bir parça ekmeğe, suya muhtaç durumdadır. Yine tedavi amaçla kullanılacak ilaçlar bulunmuyor. Eğitim yönünden de sıkıntı yaşanıyor, çocuklar cahil bırakılıyor. Bundan dolayı uzmanlar, Suriye’de yaşanan durumu tarihin ve asrın musibeti olarak değerlendiriyor.

SURİYE’DE 600 BİN ÇOCUK YETİM KALDI

Diğer taraftan devrimin yaşandığı günden buyana 250 bin kişi şehid oldu. 200 bin kişi rejim zindanlarında esir edildi. 5 milyon kişi Türkiye, Lübnan, Mısır, Libya, Avrupa ve başka ülkelere iltica etti. Yine 7 milyon kişi Suriye’nin içinde başka şehirlere göç etmek zorunda kaldı. Ayrıca 600 bin çocuk yetim kaldı. 150 cami yıkıldı. Bunların bir kısmı yerle bir oldu. Bir kısmı da büyük zararlar gördü.

Sizce bu savaş ne zamana kadar sürer?

Kimse bu savaşın ne zaman biteceğini tahmin edemez. Çünkü devrim başladığı zaman Suriye halkı yönetime karşı savaşıyordu. Yani mazlum halk, zalim rejime karşı cephe almıştı. Ancak şuan uluslararası güçlerin savaş sahası durumuna geldi. Rusya’nın, İran’ın, Amerika’nın ve Körfez ülkelerinin savaşı haline geldi. Bunların hepsi şuan Suriye’de savaşıyor. Ancak öldürülen, bedel ödeyen, yerlerinden edilen halk oluyor. Bunun için kimse savaşın ne zaman biteceğini kestiremez.

Siz hangi bölgelere yardım yapıyorsunuz?

Biz, Şam-ı Şerif derneğini yaklaşık iki buçuk yıl önce Türkiye’de resmi olarak kurduk. O günden sonra Suriye’de sıkıntı olan bütün bölgelere yardım götürüyoruz. Şam’ın doğu kapısı Ğuta Şarkiye ve güneyinde bulunan Yermuk Mülteci Kampında, Hicira’da, Bebbila’da ve Sıpıne’de birer büromuz bulunuyor. Yine Halep’te iki yerde, İdlib’te, Cebeluz Zaviye’de, Lazkiye’deki Cebelu Ekrat’ta ve Humus’ta birer büromuz bulunuyor. Ayrıca Suriye’deki mülteci kamplarında da bürolarımız bulunuyor. Biz bu yerlerin hepsine yardım götürüyoruz.

ŞAM’IN GÜNEYİ VE DOĞUSU KUŞATMA ALTINDA…

Yermuk Kampı’nda insanların açlıktan öldüğüne dair haberler çıkıyor? Peki, Yermuk benzeri başka yerler de var mı?

Evet, gerçekten de Yermuk kampı, rejim tarafından çok şiddetli bir şekilde kuşatılmış durumdadır. Orada oturanların çoğu Filistinlidir. Orası Şam’ın güneyinde bulunuyor. Aynı bölgede bulunan Hicira, Bebbila ve Sıpıne’de de kuşatma sürüyor. Aynı şekilde Şam’ın doğu kapısı olan Ğuta Şarkiye’de durum Yermuk’tan farklı değil, orası da bir buçuk seneden beri kuşatılmış durumdadır. Ğuta Şarkiye, Cober, Erbin, Zebalka, Herasta, Duma bölgelerinden oluşuyor. Buralarda da insanlar bir parça ekmeğe muhtaç durumdadır. Kuşatma altında bulunan bölgelere hiçbir şey bırakılmıyor. Ancak rejimle anlaşmalı bazı tacirler çok pahalı fiyatlarla oraya gıda götürebiliyorlar. Bunlar aklın alamayacağı derecede, su ve gıda fiyatlarını yükseltiyorlar. Örneğin bu bölgelerde, bir kilo pirinç 7 bin Suriye lirası (100 TL), şekerin kilosu 100 TL, ettin kilosu yaklaşık 120 TL ve diğer eşyalar aynen bu şekilde uçuk fiyatlarla satılıyor. Bunun için kimse bir şey alamıyor. İş imkânları zaten yok. Okullar tatil edilmiş, kuruluşlar tatil edilmiş, çalışma alanların hepsi ya yıkık ya da tatil edilmiş durumdadır. Yine insanların çoğu ya tutuklu ya da hicret etmiştir. Yermuk mülteci kampında yaşananların aynısı diğer bütün bölgelerde yaşanıyor.

Peki, hocam bu bölgelerde yaşayanlar yiyecekleri nereden temin ediyor ve nasıl yaşıyorlar?

Dediğim gibi şuan Suriye’de iki bölge kuşatma altındadır. Bunlardan bir tanesi aralarında Yermuk kampının da olduğu Şam’ın Güney Bölgesi, Diğeri de Ğuta Şarkiye’dir. İkisinde durumlar biraz farklıdır. Güney tarafı Yermuk Kampı’nın olduğu bölgede tarım yapılmıyor. Bölge, binalar, dükkânlar ve caddelerden oluşuyor. Orada insanlar çok sıkıntı çekiyor ve fiyatlar çok pahalıdır. Ğuta Şerkiye’de ise, kuşatma biraz daha sıkı tutuluyor ve oraya bir buçuk yıldan beri hiçbir şey girmedi. Rejim hiçbir şekilde oraya yiyecek, içecek ve tıbbi malzemenin girmesine müsaade etmiyor. Ve sürekli gece gündüz bombardıman yapıyorlar. Ancak burası tarıma elverişlidir. Halk tarlalarına çeşitli şeyler ekiyor. Sonra yardım kuruluşları mahsulleri satın alıp, halka bedava dağıtıyorlar. Çeşitli sebzeler yetiştiriliyor. Bunun dışında da yardım kuruluşları kazdıkları tünellerle bazı ihtiyaçlarını bölgeye sokabiliyor.

KUŞATMA ALTINDA BULUNAN YERDE HALK AÇLIKTAN ÖLÜYOR

Siz Suriye’de yardım ederken ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz? Yardımları yaparken herhangi bir gruptan destek alıyor musunuz?

Derneğimizin asıl amacı eğitim ve yardımdır. Bu çalışmalarımızın %90’ını Suriye’de yapıyoruz. Yardım çalışmalarımızın hepsi Suriye’deki halkımıza yönelik yapılıyor. Eğitim çalışmalarımızı ise, Türkiye’de de yapıyoruz. İstanbul, Urfa ve Antakya’da eğitim çalışmalarımız sürüyor. Bu yardımlarımızın yanına eğitim hizmetini almamızın nedeni Suriye’de eğitim verilmemesi. Suriye’de bulunan 4 bin okulun bir kısmı yıkılmış, bir kısmı da yardım kamplarına dönüştürülmüştür. Bunun için milyonlarca öğrencinin eğitimi aksıyor. Çocuklarımızın cahil kalmaması için biz ve bizim dışındaki dernek ve yardım kuruluşları eğitim alanını da göz ardı etmiyor. Derslikler hazırlanıyor, kitaplar temin ediliyor ve öğretmenlere maaşlar verilerek, eğitim programını sürdürüyoruz. Bu yaklaşık 10 bölgede yapılıyor. Yardım yaptığımız yerlerde aynı şekilde eğitim çalışmaları da yapıyoruz.

Türkiye’nin sınırında bulunan, Suriye’nin kuzey bölgesi yani Halep, İdlip, Lazkiye ve Humus’un bir kısmına yardım götürmek kolaydır. Ancak Şam’da kuşatma altında bulunan Ğuta Şarkiye ve Şam’ın güney bölgelerinde yollar kapalıdır. Oraya bebekler için bir kutu süt bile götürülmeye izin verilmiyor. Ancak biz ve bazı yardım kuruluşları kazdığımız tünellerle cüzi de olsa bazı yardımlar geçirebiliyoruz. Sadece Ğute Şerkiye’de bir milyon insan kuşatma altındadır. Bir buçuk yıldan beri kuşatılıyorlar.
İki gün önce derneğimizin bir görevlisi beni aradı. Bana ağlayarak şunları söyledi: “Bir adam ve çocuğu sokakta açlıktan ağlıyordu. Bir parça ekmek istiyorlardı. Ancak kimse onlara bir parça ekmek veremiyordu. Çünkü herkes aynı durumdadır.” Ğute Şerkiye ve Güney Şam’da halkın durumu budur. Kimse yiyecek bir şey bulamıyor. Düşünün oraya bir buçuk yıl boyunca hiçbir şeyin girilmesine izin verilmiyor.

Sizler yardımda bulunurken, sizi etkileyen bir hatıra yaşadınız mı?

Suriye’de herkes muhtaç olduğu halde insanlar fedakârlık yaparak birbirlerine yardım ediyorlar. Az bir yiyecek temin eden, komşusuyla paylaşıyor. Kendisi doymasa da aç olan komşusunu doyurmak için uğraşıyor. Geçenlerde bazı kardeşlerimiz yardım olarak bebek sütü dağıtıyorlardı. Bir eve gittiler. Onlara süt vermek istedi. Ancak onlar, “Geç kaldınız eğer bir saat önce gelseydiniz çocuğumuz kurtulabilirdi.” dediler. Çocuk orada kötü beslenmeden dolayı vefat etmişti.

Şam-ı Şerif Derneği olarak yetimlere de sahip çıkıyoruz. Şuan bin yetim bizim sorumluluğumuz altındadır. Ancak Suriye’de yetimlerin sayısı çok fazladır. Şuan Suriye’de 600 bin yetim bulunuyor. Hayır derneklerinin bunlara sahip çıkması gerekir. Yoksa düşmanımız yetimlerimize sahip çıkarak, onları bize karşı yetiştiriyorlar. Avrupalılar ve diğer Batılı ülkeler binlerce yetimi kendi memleketlerine götürdüler. Bunları çeşitli isimler, çocukları koruma vb. isimler atlında götürdüler. Orada yetiştirip, 20 yıl sonra bize karşı düşman olarak geri göndereceklerdir.

Ramazan programınızdan da bahsedebilir misiniz?

Suriye’de halk oruç tutuyor bunun için yemeğe ihtiyaç vardır. Şuan Suriye’de halkın çoğunluğu bir öğün yemeğe alışmışlar.

Bizim birçok programımız bulunuyor. Bunlardan bir tanesi 100 – 150 TL değerinde yardım paketleri dağıtacağız. Bu paket bir ay boyunca ailelere yetecektir. Bu paket yardımları muhtaç olan şehit ailelerine, tutuklu ailelerine ve yetimlerin bulunduğu ailelere dağıtacağız. Yine başka bir programımız daha bulunuyor. Ramazan sofraları kuracağız. Bu sofralar yılın her günü kuruluyor. Ancak Ramazan’da bu sofraların sayısını artırmak işitiyoruz. 500 kişiye verilen yemeği, Ramazan’da 5 bine çıkarmak istiyoruz. Ya da bu sofraların sayısını artırmak istiyoruz. 4 -5 sofra olan yerlerde, bu sayıyı 10 -15’e çıkarmak istiyoruz. Yine içme suyu azdır. Kuyular kazıyoruz ki, su elde edebilelim.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir