Harama ve Ahlaki Yozlaşmaya Karşı Teyakuzda Olalım!
Netice olarak tehlikenin boyutu çok büyüktür. Harama ve günaha götüren yollar çoktur. Kadın, erkek, evli, bekâr, genç, ihtiyar her bir Müslüman bu konuda birbirine yardımcı olmaz, birbirini kontrol etmez, ihmalkâr davranırsa çok kötü hadiselerle karşı karşıya kalabilir, çok kötü haberler duyabiliriz.
“Mü`min erkeklere söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir. Gerçekten Allah, yaptıklarından haberdârdır.” (Nur: 30)
“Mü`min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından veya babalarından veya oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kendi kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından veya Müslüman kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçiler ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah`a tevbe edin ey mü`minler, umulur ki felah bulursunuz." (Nur: 31)
Yazılarımızda, tavsiyelerimizde ve hatırlatmalarımızda üzerinde sürekli olarak durduğumuz konulardan biri de; her annenin, babanın ve çocuğun tehlike içinde olduğu veya tehlike ile karşı karşıya bulunduğudur. Her genç kardeşimizin bir tehlike içinde olduğu veya tehlike ile karşı karşıya olduğudur. İçinde bulunduğumuz şartlarda tehlike deyince fiilli ve fiziki müdahale gibi bir tehlikeyi kast etmiyoruz. Başka coğrafyalarda ve bazı İslam ülkelerinde fiili ve fiziki tehlike ön plana çıkıyor. Bizdeki tehlike ise genellikle haram ve günaha bulaşarak ahlaki bir yozlaşmaya sürüklenmektir.
Günümüzde İslami nesli harama ve günaha bulaştırarak iğfal eden birçok şart ve ortam oluşturulmuş durumdadır. Mobil telefon, televizyon, internet (e–mail, facebook, twitter) bu ifsat ortamlarını oluşturan araçlardan bazılarıdır. Bu tür araç gereçlerin ölçüsüz olarak kullanılması Müslüman nesli ifsada götüren yolu aralamaktadır.
İslami bir kurumun başında da olsa, İslami bir çalışmanın içinde de olsa, çevresinde Müslüman şahsiyetli biri olarak da bilinse; şehirlisi, köylüsü, işçisi, memuru, işsizi, iş sahibi bütün Müslümanlar bu anlamda tehlike içindedirler veya bu tehlike ile karşı karşıyadırlar. Zira bu tehlike tek taraflı bir tehlike değildir. Sen kendine göre tedbirlerini alırsın ama planlı ve programlı bir şekilde kız ve erkek çocuklarımızı, genç kardeşlerimizi iğfal eden insi ve cinni şeytanların hileleri, oyunları ve tuzakları, gittikçe yayılan fitne ortamları, sosyal çevre vs. onları bu tehlikeye bulaştırıyor veya bu tehlike ile karşı karşıya getiriyor.
Tehlikenin boyutunu tesbit ettikten sonra başta Allah (cc)’a karşı, daha sonra çocuklarımıza ve topluma karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek için bu tehlikeleri bertaraf etmemiz gerekmektedir. Buna gücümüz yetmiyorsa, kendimizi ve çocuklarımızı bu tehlikeden korumak için kalkan olmamız hatta tehlikenin şekline göre taarruz pozisyonuna girmemiz gerekir.
Anne babalar; “Çocuğum namaz kılıyor, kitap okuyor –kız çocuksa– örtülüdür…” diyerek, çocuklarının tehlikeden emin oldukları zehabına kapılmamalıdırlar. Herkes mutlaka çocuğunu yakından takip ederek davranışlarının ve hayatındaki değişikliklerin farkında olmalıdır. Anneler, her nedense, çocuklarının –özellikle kız çocuklarının– olumsuzluklarını eşlerinden bile saklamaya çalışırlar. Hiçbir Müslüman bacı böyle bir yanlışa girmemeli, bilakis çocuklarında gördüğü hataları eşi ile paylaşmalıdır. Babalar da, çocuklarının böyle bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarını veya olabileceklerini başta eşi ile konuşarak, sonra da çocuklarına işin dünya ve ahiret boyutunu hikmetli bir şekilde anlatarak onları korumaya çalışsın. Bu da yeterli olmuyorsa anne ve babalar, içerisinde bulundukları camianın kendilerine yakın olan muteber şahıslarına bu sorunlarını anlatmalı ve sorunlarının giderilmesi için onlardan yardım talep etmelidir. Ki bu camia ve elemanları, arkadaşlarının çocuklarını kendi çocuğu gibi gören, kendi çocukları üzerindeki hassasiyeti arkadaş ve dostlarının çocukları için de gösteren bir duyarlılığa sahiptir.
Her genç kız ve erkek kardeşimiz tehlikenin boyutunun farkında olmalıdır. İslami kitaplar okuyor, İslami bir camia içinde bulunuyor, kendince helal haram noktasına dikkat ediyor olsa bile iğfal olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu unutmamalı, bu konuda gafil olmamalıdır. Sadece haramın kendisinden değil, harama ve günaha götüren bütün yollardan ve ortamlardan uzak duracaksınız. Şeytan ve dostları en yakınınızdaki biri üzerinden bile sizi harama bulaştırabilir. Bundan, herkese karşı ön yargılı olmamız gerektiği, anlamı çıkarılmasın. Ama en yakınlarınızın bile tavır, davranış, söylem ve ilişkileri harama götüren özellikler taşıyorsa, başta kendinizi sonra da en yakınlarınızı korumak için bu gidişata bir dur demelisiniz. Nefsi hastalıklarınızı ve zaaflarınızı, bir gaflet anında sizi haram ve günaha götüren ve çağıranları anne ve babalarınıza mutlaka söyleyin. Olmazsa; kendi çocuklarını, arkadaşlarının çocuklarını bütün Müslümanların çocuklarını koruma cehd ve gayreti içinde olan, zaafınızı deşifre etmeyecek arkadaşlarınıza, yakınlarında olduğunuz ağabeylerinize anlatın ki korunmanın yolları üzerinde konuşulsun ve tedbirler alınsın.
İslami hizmette bulunan, Müslümanların sıkıntı ve dertlerine imkânları dâhilinde yardımcı olma gayreti içinde olan kardeşlerimiz! Her birinizin, bünyesinde çalıştığı İslami yapı ve kurum içinde bazı sorumlulukları ve görevleri olabilir. Bunu en güzel bir şekilde yerine getirmekle birlikte, beraber bulunduğunuz veya bünyenizde çalışan arkadaşlarınızla kendi çocuklarınızın durumunu konuşun, dertleşin ve birbirinize hatırlatmalarda bulunun. Çocuklarımızın ve gençlerimizin içinde oldukları veya karşı karşıya bulundukları tehlikeleri ve bunlardan korunma yollarını konuşun ve işin takipçisi olun. Hepimizin kendi sorumluluk alanları içinde el birliği ile bu tehlikeye karşı danışarak ve yardımlaşarak karşı koymamız gerekmektedir. Aksi halde hiç birimiz kendisini bu tehlikeden koruyamaz.
İslami hizmet içinde olup çocuklarını bu anlamda ihmal edenler kendilerini vebal altına girmekten kurtaramazlar. Bu, kendi işlerini ihmal etmeleri anlamına gelmez. Her bir Müslüman geçimi için uğraştığı iş ve yaptığı İslami hizmetlerle birlikte kendi çocuklarına da zaman ayırabilir. Yeter ki planlı ve programlı hareket etsin, zamanını israf etmesin, rahatından biraz feragat etsin.
Bütün Müslümanlara ve onların çocuklarına karşı sorumluluklarımız vardır. Ama kendimize, kendi çocuklarımıza, yakın akrabalara, onların çocuklarına, dostlarımıza ve çocuklarına karşı sorumluluklarımız önceliklidir. Yakından uzağa sıralaması İslami bir ölçüdür.
Anne babaların zaman zaman, harama bulaşan ve ahlaki yozlaşma içerisine girenlerle ilgili çevrelerinden bazı haberler duyduklarını biliyoruz. Aynı tehlikenin kendileri için de olabileceğini unutmamalıdırlar. Toplum içinde yaşanan bu tür vukuatların bir kısmı deşifre olup yayılsa da ortaya çıkmayan daha birçok hadisenin olduğu unutulmamalıdır.
Netice olarak tehlikenin boyutu çok büyüktür. Harama ve günaha götüren yollar çoktur. Kadın, erkek, evli, bekâr, genç, ihtiyar her bir Müslüman bu konuda birbirine yardımcı olmaz, birbirini kontrol etmez, ihmalkâr davranırsa çok kötü hadiselerle karşı karşıya kalabilir, çok kötü haberler duyabiliriz.
Rabbim bizleri, çocuklarımızı, genç kardeşlerimizi her türlü şer ve kötülüklerden korusun.
Allah’a (cc) emanet olun.
Başyazı / İnzar Dergisi – Haziran 2014 (117. Sayı)
“Mü`min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından veya babalarından veya oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kendi kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından veya Müslüman kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçiler ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah`a tevbe edin ey mü`minler, umulur ki felah bulursunuz." (Nur: 31)
Yazılarımızda, tavsiyelerimizde ve hatırlatmalarımızda üzerinde sürekli olarak durduğumuz konulardan biri de; her annenin, babanın ve çocuğun tehlike içinde olduğu veya tehlike ile karşı karşıya bulunduğudur. Her genç kardeşimizin bir tehlike içinde olduğu veya tehlike ile karşı karşıya olduğudur. İçinde bulunduğumuz şartlarda tehlike deyince fiilli ve fiziki müdahale gibi bir tehlikeyi kast etmiyoruz. Başka coğrafyalarda ve bazı İslam ülkelerinde fiili ve fiziki tehlike ön plana çıkıyor. Bizdeki tehlike ise genellikle haram ve günaha bulaşarak ahlaki bir yozlaşmaya sürüklenmektir.
Günümüzde İslami nesli harama ve günaha bulaştırarak iğfal eden birçok şart ve ortam oluşturulmuş durumdadır. Mobil telefon, televizyon, internet (e–mail, facebook, twitter) bu ifsat ortamlarını oluşturan araçlardan bazılarıdır. Bu tür araç gereçlerin ölçüsüz olarak kullanılması Müslüman nesli ifsada götüren yolu aralamaktadır.
İslami bir kurumun başında da olsa, İslami bir çalışmanın içinde de olsa, çevresinde Müslüman şahsiyetli biri olarak da bilinse; şehirlisi, köylüsü, işçisi, memuru, işsizi, iş sahibi bütün Müslümanlar bu anlamda tehlike içindedirler veya bu tehlike ile karşı karşıyadırlar. Zira bu tehlike tek taraflı bir tehlike değildir. Sen kendine göre tedbirlerini alırsın ama planlı ve programlı bir şekilde kız ve erkek çocuklarımızı, genç kardeşlerimizi iğfal eden insi ve cinni şeytanların hileleri, oyunları ve tuzakları, gittikçe yayılan fitne ortamları, sosyal çevre vs. onları bu tehlikeye bulaştırıyor veya bu tehlike ile karşı karşıya getiriyor.
Tehlikenin boyutunu tesbit ettikten sonra başta Allah (cc)’a karşı, daha sonra çocuklarımıza ve topluma karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek için bu tehlikeleri bertaraf etmemiz gerekmektedir. Buna gücümüz yetmiyorsa, kendimizi ve çocuklarımızı bu tehlikeden korumak için kalkan olmamız hatta tehlikenin şekline göre taarruz pozisyonuna girmemiz gerekir.
Anne babalar; “Çocuğum namaz kılıyor, kitap okuyor –kız çocuksa– örtülüdür…” diyerek, çocuklarının tehlikeden emin oldukları zehabına kapılmamalıdırlar. Herkes mutlaka çocuğunu yakından takip ederek davranışlarının ve hayatındaki değişikliklerin farkında olmalıdır. Anneler, her nedense, çocuklarının –özellikle kız çocuklarının– olumsuzluklarını eşlerinden bile saklamaya çalışırlar. Hiçbir Müslüman bacı böyle bir yanlışa girmemeli, bilakis çocuklarında gördüğü hataları eşi ile paylaşmalıdır. Babalar da, çocuklarının böyle bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarını veya olabileceklerini başta eşi ile konuşarak, sonra da çocuklarına işin dünya ve ahiret boyutunu hikmetli bir şekilde anlatarak onları korumaya çalışsın. Bu da yeterli olmuyorsa anne ve babalar, içerisinde bulundukları camianın kendilerine yakın olan muteber şahıslarına bu sorunlarını anlatmalı ve sorunlarının giderilmesi için onlardan yardım talep etmelidir. Ki bu camia ve elemanları, arkadaşlarının çocuklarını kendi çocuğu gibi gören, kendi çocukları üzerindeki hassasiyeti arkadaş ve dostlarının çocukları için de gösteren bir duyarlılığa sahiptir.
Her genç kız ve erkek kardeşimiz tehlikenin boyutunun farkında olmalıdır. İslami kitaplar okuyor, İslami bir camia içinde bulunuyor, kendince helal haram noktasına dikkat ediyor olsa bile iğfal olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu unutmamalı, bu konuda gafil olmamalıdır. Sadece haramın kendisinden değil, harama ve günaha götüren bütün yollardan ve ortamlardan uzak duracaksınız. Şeytan ve dostları en yakınınızdaki biri üzerinden bile sizi harama bulaştırabilir. Bundan, herkese karşı ön yargılı olmamız gerektiği, anlamı çıkarılmasın. Ama en yakınlarınızın bile tavır, davranış, söylem ve ilişkileri harama götüren özellikler taşıyorsa, başta kendinizi sonra da en yakınlarınızı korumak için bu gidişata bir dur demelisiniz. Nefsi hastalıklarınızı ve zaaflarınızı, bir gaflet anında sizi haram ve günaha götüren ve çağıranları anne ve babalarınıza mutlaka söyleyin. Olmazsa; kendi çocuklarını, arkadaşlarının çocuklarını bütün Müslümanların çocuklarını koruma cehd ve gayreti içinde olan, zaafınızı deşifre etmeyecek arkadaşlarınıza, yakınlarında olduğunuz ağabeylerinize anlatın ki korunmanın yolları üzerinde konuşulsun ve tedbirler alınsın.
İslami hizmette bulunan, Müslümanların sıkıntı ve dertlerine imkânları dâhilinde yardımcı olma gayreti içinde olan kardeşlerimiz! Her birinizin, bünyesinde çalıştığı İslami yapı ve kurum içinde bazı sorumlulukları ve görevleri olabilir. Bunu en güzel bir şekilde yerine getirmekle birlikte, beraber bulunduğunuz veya bünyenizde çalışan arkadaşlarınızla kendi çocuklarınızın durumunu konuşun, dertleşin ve birbirinize hatırlatmalarda bulunun. Çocuklarımızın ve gençlerimizin içinde oldukları veya karşı karşıya bulundukları tehlikeleri ve bunlardan korunma yollarını konuşun ve işin takipçisi olun. Hepimizin kendi sorumluluk alanları içinde el birliği ile bu tehlikeye karşı danışarak ve yardımlaşarak karşı koymamız gerekmektedir. Aksi halde hiç birimiz kendisini bu tehlikeden koruyamaz.
İslami hizmet içinde olup çocuklarını bu anlamda ihmal edenler kendilerini vebal altına girmekten kurtaramazlar. Bu, kendi işlerini ihmal etmeleri anlamına gelmez. Her bir Müslüman geçimi için uğraştığı iş ve yaptığı İslami hizmetlerle birlikte kendi çocuklarına da zaman ayırabilir. Yeter ki planlı ve programlı hareket etsin, zamanını israf etmesin, rahatından biraz feragat etsin.
Bütün Müslümanlara ve onların çocuklarına karşı sorumluluklarımız vardır. Ama kendimize, kendi çocuklarımıza, yakın akrabalara, onların çocuklarına, dostlarımıza ve çocuklarına karşı sorumluluklarımız önceliklidir. Yakından uzağa sıralaması İslami bir ölçüdür.
Anne babaların zaman zaman, harama bulaşan ve ahlaki yozlaşma içerisine girenlerle ilgili çevrelerinden bazı haberler duyduklarını biliyoruz. Aynı tehlikenin kendileri için de olabileceğini unutmamalıdırlar. Toplum içinde yaşanan bu tür vukuatların bir kısmı deşifre olup yayılsa da ortaya çıkmayan daha birçok hadisenin olduğu unutulmamalıdır.
Netice olarak tehlikenin boyutu çok büyüktür. Harama ve günaha götüren yollar çoktur. Kadın, erkek, evli, bekâr, genç, ihtiyar her bir Müslüman bu konuda birbirine yardımcı olmaz, birbirini kontrol etmez, ihmalkâr davranırsa çok kötü hadiselerle karşı karşıya kalabilir, çok kötü haberler duyabiliriz.
Rabbim bizleri, çocuklarımızı, genç kardeşlerimizi her türlü şer ve kötülüklerden korusun.
Allah’a (cc) emanet olun.
Başyazı / İnzar Dergisi – Haziran 2014 (117. Sayı)