• DOLAR 32.58
  • EURO 34.924
  • ALTIN 2430.468
  • ...
`israil, Yeni Yerleşim Yerleri Dini Stratejik Amaçlıdır`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Yeni yerleşimler kurma kararının Filistin birlik hükümetine tepki amacını taşıdığını belirten Hamburg`daki GİGA Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü uzmanlarından Maren Koss, ortak hükümette teknokrat bakanların yer almasına rağmen, israil`in, Hamas ile işbirliği yapılmasını teröre taviz vermek olarak algıladığını ifade ediyor. Yerleşim projelerinin Filistinliler açısından provokasyon anlamına gelmesi bakımından muhtemel barış görüşmelerini de tehlikeye soktuğunu belirten Ortadoğu uzmanı israil`in yerleşim politikasıyla neyi amaçladığı şeklindeki sorumuzu şöyle yanıtladı: “Yerleşim projeleri israil hükümet ortakları arasında da tartışılan bir konu. Adalet Bakanı Livni kararı diplomatik bir hata olarak değerlendiriyor. Ancak israil`in siyasi ve dini nedenli stratejik amaçları da var. Yerleşim birimleri Batı Şeria`yı adeta yamalı bohçaya çevirdiği için iki devletli çözüme ulaşılması daha da zorlaşıyor. Koalisyonda yer almayan aşırı dinci partiler gibi hükümetin milliyetçi kanadı da israil yüzölçümünün yeni yerleşim birimleriyle genişletilmesini istiyor.”

`İki devletli çözüm şansını azaltıyor`
Aynı zamanda siyaset bilimci ve islam ilahiyatı uzmanı da olan Maren Koss, israil yönetiminin barış için Filistinlilere taviz vermeye gerek görmediğini ve milliyetçi kanadın lideri Naftali Bennett`in Batı Şeria`nın ilhak edilmesi için koalisyon ortağı Netanyahu`ya baskı yaptığını dile getirdi. Koss DW`ye verdiği mülakatta imar bakanının yerleşimci kanattan geldiği israil hükümetinin barış görüşmeleri için Filistin`e taviz vermesi durumunda koalisyonun dağılacağını belirtti. israil`in Filistin topraklarındaki varlığını arttırma girişimleri karşısında iki devletli çözüm şansının azaldığını belirten Maren Koss sözlerini şöyle sürdürdü: “Batı Şeria`nın sürekli bölünüp küçültülmesi iki devletli çözüme varılmasını zorlaştırıyor. Bu topraklarda ya Filistinlilerin, ya Filistinliler ile birlikte yerleşimcilerin ya da sadece israillilerin sözünün geçtiği yerler var. israil denetimi altındaki bölgeler en geniş olanı. Ayrıca israil, Filistin özerk bölgesi üzerinde de söz sahibi. Dilediği gibi polis operasyonları düzenleyebiliyor. Pratikte bölgeye tek bir devlet görünümü kazandırmış olan israil`in iki devletli çözüm formülüne ilgi göstereceğini sanmıyorum. Aksi takdirde Batı Şeria`daki bütün yerleşim birimlerinin kaldırılması gerekecek. Bazı yerleşimciler daha dar bölgeleriyle yetinmeye hatta hükümetin tazmin etmesi şartıyla yerleşim yerlerini terk etmeye hazır olduklarını söylüyorlar. Tabii aralarında bütün bölgeyi israil toprağı olarak gören radikaller de var. Bu bakımdan yerleşimciler de bölünmüş durumdalar.”

`Baskı artıyor`
Hamburg`lu siyaset bilimci Maren Koss israil`in dış dünyadaki imajıyla ilgili olarak da mikrofonlarımıza şunları söyledi: “israil üzerindeki baskı artıyor. ABD gibi Almanya da şimdiye kadar görülmeyen sertlikte yerleşim politikasını eleştiriyor. Filistinlilerin birlik hükümeti kurmasıyla israil üzerindeki baskı daha da artmış oldu. ABD ve Avrupa Birliği, Gazze Şeridi`nde seçimi kazandığı için Hamas ile bütün ilişkileri kestikleri 2006 yılındaki hataya yeniden düşmek istemiyor. Washington ve Brüksel`e göre birlik hükümeti Hamas`ın yer almadığı teknokrat bakanlardan oluşuyor. israil`in itirazlarına rağmen Filistin bölgelerine yapılan yardımlar sürecek. AB yerleşim bölgelerinde üretilen malları boykot ediyor ve gümrük muafiyeti de tanımıyor. Boykot yerleşimcilere zarar verdiğinden hükümet üzerindeki baskı içte de artıyor.”

dw türkçe

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir