• DOLAR 32.602
  • EURO 34.879
  • ALTIN 2498.367
  • ...
Mısır`da 17 Grup Büyükelçilik Saldırısını Üstlendi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mısır ile İsrail arasında devrim sonrası İsrail’in ülke topraklarına girip fütursuzca Mısır askerlerini öldürmesinin ardından giderek gerilen ilişkiler, geçtiğimiz Cuma gecesi Mısır halkının İsrail büyükelçiliğine saldırısı ile doruk noktasına ulaşmış, Mısırlı gençler bu saldırılarıyla İsrail büyükelçisini ülkesine göndermeyi başarmıştı.

Ülkede sayıları önce 21 olarak açıklanan daha sonra aralarından dördü farklı bir bildiri yayınlayarak ortak bildiriye katılmadıklarını açıklayan 17 siyasi hareket ve parti bu saldırıların tam sorumluluğunu üstlendi. Gruplar bunu ülkenin onur ve prestijini geri kazandırmak için yaptıklarını ifade ederek Siyonist varlığı ülkelerinde görmek istemediklerini vurguladı.

Mısır’da 21 siyasi hareket ve parti geçtiğimiz Cuma gecesi (9 Eylül) Kahire’deki İsrail büyükelçiliği saldırısından tamamen sorumlu olduklarını ilan etti. Gruplar bunu, kısmen de olsa devletin prestijini ve vatanın onurunu geri döndürmek için yaptıklarını ifade ettiler.

Geçtiğimiz Çarşamba günü gazeteciler sendikasında düzenlenen basın toplantısında açıklama yapan gruplar yayınladıkları bildiride 9 Eylül gününü Mısır halkının Mısır topraklarında Siyonist varlığın hayatını sürdürmesini reddettiklerini kaydettikleri tarihi bir gün saydılar.

Gruplar aynı şekilde bu ırkçı varlığın meşruiyetini tanımadıklarını vurguladı.

Devrim onur ve bağımsızlığın kazanılması içindi

Bildiride 25 Ocak Devrimi’nin Mübarek’in ve rejiminin sembollerinin şahsına yönelik değil aksine içinde bulunulan tüm koşullara karşı ve onurun, vatan bağımsızlığının geri kazanılması için gerçekleştiğine işaret edildi. Ardından: ‘Bu nedenle Siyonist düşmanın Mısır topraklarına girip 6 askerini öldürmesine ve özür dilemeyi dahi reddetmesine karşılık olarak bu cevap geldi’ denildi.

Bildiride protesto çığlıklarının Ramazan ayı boyunca sürdüğü, sonra kahraman Ahmet El- Şehhat’ın İsrail bayrağını indirmesi ve boyun eğmeyi reddettikleri mesajının ulaştığına emin olduktan sonra durulduğu belirtildi.

Devrimciler bildirilerinde ayrıca Bakanlar Kurulu ve Askeri Konsey’e Mısır’ın onurunun çiğnenmesi, devletin alçak görülmesi ve askeri güçlerinden evlatlarının kanının akıtılmasına karşılık vermesi için 9 Eylül’e kadar mühlet verdiklerini ancak onların cevabının Siyonist Bayrağı tekrar göndere çekmek ve düşmanın büyükelçiliğini korumak için duvar inşa etmek olduğunu açıkladı.

Bildiride Mısır Halkı’nın kısmen de olsa devletin prestijini, vatanın onurunu düşmanın büyükelçiliğini yıkıp, büyükelçisini ve diplomat heyetini kovarak geri kazandırmaya karar verdiğine, yenilgi ve kırılma zamanının artık geçtiğini ilan etmek istediğine işaret edildi.

Bildiriye imza atanlar büyükelçiliği saldırısında şehit düşen, tutuklanan ve suçlananlara ortak olduklarını, bu saldırının tüm mesuliyetini üstlendiklerini beyan etti. Aynı zamanda göstericilere saldırılmasını, güvenlik güçleri ve ordu tarafından üzerlerine kurşun sıkılmasına karşı olduklarını, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasını kabul etmediklerini vurgulayarak bağımsız kesimler tarafından göstericilerden öldürülenler adına soruşturma yapılmasını talep ettiler.

‘Nil topraklarına dönmeye kalkma’

Bildiriye ortak imza atan gruplar daha sonra düzenledikleri protesto duruşunda Siyonist çetelerle tüm ilişkilerin koparılmasını, Camp David ve Barış Anlaşması’nın iptal edilmesini, Siyonist Varlığa gaz ihracatının hemen kesilmesini ve özellikle Filistin’de olmak üzere düşmana karşı Arap-İslami direnişin desteklenmesini talep etti.

Protestocular ‘Ey domuzların büyükelçisi sakın Nil topraklarına döneyim deme’, ‘Abdunnasır zamanında demişti… Siyonistlerin aşağılanması gerekir’, ‘Ey Siyonist sabret sabret! Mısırlı sana kabrini kazdı’, ‘Evlatlarımızın kanı özgürlük için, hırsız çeteleri için değil’, ‘büyükelçiyi devrim ve özgürlük kovdu’ gibi sloganlar attı.

Ortak bildiri yayınladıkları ilan edilen 21 gruptan dördü daha sonra bahsi geçen bildiriye katılmadıklarını açıkladı. Bu dört grup yayınladıkları başka bir beyanla ortak bildiriye imza atmamalarına karşın bunun bildirinin içeriğini ret ya da kabulleri anlamına gelmediğini vurguladı.

Timetürk

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir