Muhabbetle Gelen Hased!
Hased Yani çekememezlik, kıskançlığın en ileri derecesi, Allahın bir kuluna murat ettiğine dayanamamak Kadir-i Mutlakın takdirine razı ol(a)mamak, Onun ikramına mazhar olmuş birinin peşine düşmek Yani şerli olmak
Reyhan Çelebi / Nisanur Dergisi
Bismillahirrahmanirrahim…
“Hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden Allah’a sığınırım.” (Felak /5)
Hased… Yani çekememezlik, kıskançlığın en ileri derecesi, Allah’ın bir kuluna murat ettiğine dayanamamak… Kadir-i Mutlak’ın takdirine razı ol(a)mamak, O’nun ikramına mazhar olmuş birinin peşine düşmek… Yani şerli olmak…
Hased, özellikle birbirlerini tanıyanlar arasında görülen tedavisi zor kalb-i bir hastalıktır. Öyle ki sahibinin gecesini gündüzünü kuşatır, kişiyi iyilik yapmaktan alıkoyar. En yakın akrabalar arasında olabileceği gibi, bazen hased duyulan bir komşu, bir arkadaş ya da daha vehim olanı bir kardeş de olabilmektedir. Çok küçük yaşlarda kardeşler arasında baş gösteren kıskançlık duyguları önlem alınmadığı taktirde hasede dönüşebilir ve kişiyi dünya/ahiret kaybına uğratabilir.
İbn-i Mesud (RA) anlatıyor; Resulallah (AS) buyurdular ki; “Şu iki kişi dışında hiç kimseye gıbta etmek caiz değildir; biri, Allah’ın kendisine verdiği hikmetle hükmeden ve bunu başkasına da öğreten hikmet sahibi kimse. Diğeri de Allah`ın kendisine verdiği malı hak yolda sarf eden zengin kimse.”
Hadis-i şeriften anlaşılacağı üzere, gıptaya izin vardır, ancak bu izni her yerde kullanmak da caiz değildir. Her şeyde olduğu gibi bundan da belirlenen sınır işin hikmetine binaendir. Mesela sürekli çarşı-pazarda dolaşan komşusuna gıpta eden bir kimse bu duygusundan hiçbir şekilde fayda görmez… Gıpta ile başlayan bu duygular zamanla yerini kıskançlığa sonrasında hasede bırakır. Fakat yukarıdaki hadis-i şerifte belirtilen o iki kısım insana gıpta edilmesi zarar değil fayda getirir. Şu şekilde ki kişi infak eden bir kardeşine benzemek ister ve bunun için dua ve eylemde bulunur. Kendi gücü nispetinde iyiliklerde bulunur, Allah’ın rızasını aramaya koyulur.
Allah’a karşı gösterilen ilk isyan hased yüzündendir ki; bunu ilk yapan da iblistir. Hz. Âdem (SA)’e duyduğu hasetten dolayı sonunun cehennem olacağını bile bile Allah’a isyan etmiş ve ebedi olarak lanetlenmiştir. Sadece bu hakikat bile hasedin ne kadar korkunç bir hastalık olduğunu ortaya koymaktadır.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi hased bazen kardeşler arasında da olabilmektedir. Bunun ilk örneğini de Hz. Âdem (AS)’in çocuklarında, yani Habil ve Kabil’de görüyoruz. Habil’de bulunan üstün ahlak, Kabil’in hased duymasına sebep oldu ve yeryüzünün ilk cinayeti böylece işlenmiş oldu.
Bu bağlamda anne olarak çocuklarımızı bu hastalığa karşı nasıl koruyabiliriz?
Yukarıdaki hadis-i şerifi ele alarak çocuklarımıza iyilik adına adım atmaları hususunda nasıl yardımcı olabiliriz?
Öncelikle hased duymak ile gıpta etmenin arasındaki farkı çocuklarımıza anlatalım. Onların birbirine karşı ancak gıpta edebileceklerinin, gıptanın da hangi türden insanlara duyulabileceğinin altını çizelim. Bu konuda bildiğimiz kıssalar da işimizi kolaylaştıracaktır. Hasedin kötülüğü, gıpta etmenin ise faydalarını davranışlarımızla anlamalarını sağlayalım.
Malumdur ki anneler çocuklarına karşı şefkat, merhamet ve sevgi duygularıyla kuşanmışlardır. Ancak bu duygularda bazen farklılıklar baş gösterebilir. Şöyle ki, her anne için tüm çocukları bir olsa dahi, kardeşlerine göre ahlakı güzel, anne-babaya saygı ve hürmette kusur etmeyen evlat her zaman daha çok sevilmektedir. Bu istek dışı gerçekleşen ve gelişen bir duygudur. Burada anne-babaya bir suçlama yapılamaz. Ancak evlatlar arasında bir tek evlada olan sevgi diğerlerinin kıskançlığına yol açacak türden bir yaklaşım olmamalı. Ahlakı iyi olan çocuk diğerlerine göre daha çok seviliyorsa ve bu her fırsatta dile getiriliyorsa; kardeşler bu sevginin güzel ahlaktan ileri geldiğini de bilmiyorsa diğer çocuklarımızın kalplerine zararlı tohumlar ekiyoruz demektir.
Ahlakı iyi olan çocuğumuza karşı olan muhabbetimiz, bizi çoğu kez...
“Hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden Allah’a sığınırım.” (Felak /5)
Hased… Yani çekememezlik, kıskançlığın en ileri derecesi, Allah’ın bir kuluna murat ettiğine dayanamamak… Kadir-i Mutlak’ın takdirine razı ol(a)mamak, O’nun ikramına mazhar olmuş birinin peşine düşmek… Yani şerli olmak…
Hased, özellikle birbirlerini tanıyanlar arasında görülen tedavisi zor kalb-i bir hastalıktır. Öyle ki sahibinin gecesini gündüzünü kuşatır, kişiyi iyilik yapmaktan alıkoyar. En yakın akrabalar arasında olabileceği gibi, bazen hased duyulan bir komşu, bir arkadaş ya da daha vehim olanı bir kardeş de olabilmektedir. Çok küçük yaşlarda kardeşler arasında baş gösteren kıskançlık duyguları önlem alınmadığı taktirde hasede dönüşebilir ve kişiyi dünya/ahiret kaybına uğratabilir.
İbn-i Mesud (RA) anlatıyor; Resulallah (AS) buyurdular ki; “Şu iki kişi dışında hiç kimseye gıbta etmek caiz değildir; biri, Allah’ın kendisine verdiği hikmetle hükmeden ve bunu başkasına da öğreten hikmet sahibi kimse. Diğeri de Allah`ın kendisine verdiği malı hak yolda sarf eden zengin kimse.”
Hadis-i şeriften anlaşılacağı üzere, gıptaya izin vardır, ancak bu izni her yerde kullanmak da caiz değildir. Her şeyde olduğu gibi bundan da belirlenen sınır işin hikmetine binaendir. Mesela sürekli çarşı-pazarda dolaşan komşusuna gıpta eden bir kimse bu duygusundan hiçbir şekilde fayda görmez… Gıpta ile başlayan bu duygular zamanla yerini kıskançlığa sonrasında hasede bırakır. Fakat yukarıdaki hadis-i şerifte belirtilen o iki kısım insana gıpta edilmesi zarar değil fayda getirir. Şu şekilde ki kişi infak eden bir kardeşine benzemek ister ve bunun için dua ve eylemde bulunur. Kendi gücü nispetinde iyiliklerde bulunur, Allah’ın rızasını aramaya koyulur.
Allah’a karşı gösterilen ilk isyan hased yüzündendir ki; bunu ilk yapan da iblistir. Hz. Âdem (SA)’e duyduğu hasetten dolayı sonunun cehennem olacağını bile bile Allah’a isyan etmiş ve ebedi olarak lanetlenmiştir. Sadece bu hakikat bile hasedin ne kadar korkunç bir hastalık olduğunu ortaya koymaktadır.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi hased bazen kardeşler arasında da olabilmektedir. Bunun ilk örneğini de Hz. Âdem (AS)’in çocuklarında, yani Habil ve Kabil’de görüyoruz. Habil’de bulunan üstün ahlak, Kabil’in hased duymasına sebep oldu ve yeryüzünün ilk cinayeti böylece işlenmiş oldu.
Bu bağlamda anne olarak çocuklarımızı bu hastalığa karşı nasıl koruyabiliriz?
Yukarıdaki hadis-i şerifi ele alarak çocuklarımıza iyilik adına adım atmaları hususunda nasıl yardımcı olabiliriz?
Öncelikle hased duymak ile gıpta etmenin arasındaki farkı çocuklarımıza anlatalım. Onların birbirine karşı ancak gıpta edebileceklerinin, gıptanın da hangi türden insanlara duyulabileceğinin altını çizelim. Bu konuda bildiğimiz kıssalar da işimizi kolaylaştıracaktır. Hasedin kötülüğü, gıpta etmenin ise faydalarını davranışlarımızla anlamalarını sağlayalım.
Malumdur ki anneler çocuklarına karşı şefkat, merhamet ve sevgi duygularıyla kuşanmışlardır. Ancak bu duygularda bazen farklılıklar baş gösterebilir. Şöyle ki, her anne için tüm çocukları bir olsa dahi, kardeşlerine göre ahlakı güzel, anne-babaya saygı ve hürmette kusur etmeyen evlat her zaman daha çok sevilmektedir. Bu istek dışı gerçekleşen ve gelişen bir duygudur. Burada anne-babaya bir suçlama yapılamaz. Ancak evlatlar arasında bir tek evlada olan sevgi diğerlerinin kıskançlığına yol açacak türden bir yaklaşım olmamalı. Ahlakı iyi olan çocuk diğerlerine göre daha çok seviliyorsa ve bu her fırsatta dile getiriliyorsa; kardeşler bu sevginin güzel ahlaktan ileri geldiğini de bilmiyorsa diğer çocuklarımızın kalplerine zararlı tohumlar ekiyoruz demektir.
Ahlakı iyi olan çocuğumuza karşı olan muhabbetimiz, bizi çoğu kez...