İSTANBUL- Türkiye Müslümanları tek bir yürek oldu ve Mavi Marmara şehitleri için yürüdü. Yürüyüşe katılanlar arasında bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, Türkiye’nin dört bir tarafından gelen yüzbinlerin Filistin’in yanında olduğuna ve davalarına sahip çıktıklarını ifade etti.

Dili ve rengi farklı olsa da yüzbinlerin yürüyüşteki sesi tekti. Mavi Marmara katliamının dördüncü yıldönümünde Sultanahmet Meydanı’nda buluşan farklı ülkelerden ve illerden yüzbinlerce insan hep bir ağızdan Mavi Marmara katliamını anarak İsrail’e lanetler okudu.

Türkiye “Gazze” için tek yürek oldu

Yürüyüşe katılanlar arasında bulunan Hür Dava Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin gördüğü manzara karşısında çok duygulandığını ifade ederek, “ Mavi Marmara katliamının yıldönümü bugün. Oradaki kardeşlerimizden on kişi en son şehadete kavuşan Uğur Süleyman Söylemez ile beraber şehit edildi. Kendilerini Filistin’e Kudüs davasına adayan kardeşlerimizin şehadet yıldönümü. Bu münasebetle Türkiye’nin dört bir tarafından gelen katılımcıların, yoğun bir şekilde iştirak ettikleri etkinlikte çok güzel manzaralar ile karşılaştık. Bu yönü ile etkinlik çok güzeldi. Ben şahsen çok duygulandım. Yani ülkenin en uzak yerlerinden Van’dan, Hakkâri’den, Diyarbakır’dan, Gaziantep’ten, Batman ve Karadeniz’den buraya insanlar akın etmiş. Burada bu davaya sahip çıkıyorlar. Filistinli kardeşlerinin yanında olduklarını, Gazze’nin derdiyle dertlendiklerini, ablukanın kalması için akıtılan kana verdikleri canlara sahip çıkıyorlar. Bu açıdan beni duygulandırdı burada olmak” dedi.

Yüzbinler akıtılan kanlara sahip çıkıyor

Yürüyüşteki atmosferin çok olumlu olduğunu ama bunun yanında bu etkinliklerin altının da doldurulması gerektiğine dikkat çeken Şahin, “Her yıl sahip çıkılacak mahiyette ülkenin bütün halkına teşmil edilmesi lazım. Unutulmaması lazım çünkü kanlar hala yerdedir. Hala dava devam etmektedir. Son günlerde alınan mahkeme kararı çok önemli dört Siyonist komutan hakkında tutuklama kararı çıkarıldı mahkemece. Türkiye’de alınan bir karar olması nedeniyle belki icrası noktasında çok anlam ifade etmeyebilir. Ancak Türkiye’nin dünü ile bugünü kıyas edildiği zaman bugün alınan bu karar yargı noktasında önemlidir. Bununla birlikte dışarıda da bu insanların suçlu olarak haklarında verilmiş bir karar olması cihetiyle psikolojik bir baskıdır.  İsrail’in mahkeme kararı ile suçlu olarak tescillendiği bir karar olması açısından önemlidir. Ancak bu hem mahkemeler nezdinde hem toplumsal organizasyonlarla sahiplenilmesi gereken bir davadır” dedi.

Gazze ablukası kalkmadan herhangi bir antlaşma olmamalıdır

Hükümet ile İsrail’in yapacağı antlaşmada sadece tazminat ile sınırlı kalmaması gerektiğine vurgu yapan Şahin, “Buradan aslında son dönemlerde gündemde olan el altından hükümetin de İsrail’le barış anlaşmasının zeminini oluşturduğunu gerçeğini göz önünde bulundurursak, halkın bu konuya duyarlı olması, özellikle Müslüman kesimlerin şahsiyetlerin tüm Müslümanların ülke içi ülke dışı bu konuya duyarlı olması ve kesinlikle Filistin’deki Gazze ablukası kalkmadan ve bu insanlara sadece tazminata bağlanacak mahiyetteki bir anlaşma ile bu davanın üstünün örtülmesi, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi kesinlikle kabul edilmemesi gereken bir durumdur. Bunun için de bu bilincin oluşturulması ve duyarlı olunması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Temennimiz Müslümanlar arasındaki vahdetin oluşmasıdır

Üye ve gönüllüleriyle yürüyüşe destek veren Özgür Kudüs Platformu’nun Başkanı Mehmet Eşin de, vahdet çağrısında bulunarak, “Mavi Marmara katliamının dördüncü yılında tekrardan İsrail’i lanetlemek üzere burada toplandık. Mavi Marmara gemisi Kudüs ve Mescidi Aksa’nın bir bereketidir. Bunun sonucudur. Herkesin bildiği üzere İsrail’in katliamında on şehit onlarca da yaralı verildi. Şehit kardeşlerimizin kanlarının bereketini burada hep birlikte müşahede ediyoruz Elhamdülillah. Normalde bir programda bu kadar büyük bir kalabalığı toplamak pek mümkün değildir. Ama aradan dört yıl geçmesine rağmen şehitlerimizin kanlarının bereketini görüyoruz. Temenni ve umudumuz, Mescidi Aksa’nın, Kudüs davasının ve Mavi Marmara şehitlerinin kanlarının bereketiyle Müslümanların bir araya gelmesi, Müslümanlar arasında vahdetin, birliğin ve beraberliğin oluşmasıdır. Biz Özgür Kudüs Platformu olarak üye ve gönüllülerimizle bu yürüyüşe katıldık. Bu yürüyüşe katılan kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. İnşallah bundan sonraki Mavi Marmara etkinliklerinin yıldönümlerinde de burada olacağız” dedi.

Kudüs’ün ve Mescidi Aksa’nın özgürlüğü yakındır İnşallah

Filistin ve Kudüs’ün özgürlüğünün yakın olduğunu ifade eden Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Abdullah Aslan ise, “Bugün Mavi Marmara katliamının yıldönümü burada gerçekten mahşeri bir kalabalık var. Bu kalabalık bu kadar müruru zamana rağmen İsrail’e karşı olan öfkenin dinmediğini gösteriyor. Siyonistlere olan öfke bu muhteşem tablo ile bir defa daha belgelendi. Bundan önce de Türkiye mahkemelerinde alınan karar da çok önemli. Katil sözde komutanların yakalama kararları ile ilgili verilen hüküm önemliydi. Bunun bir an önce yerine getirilmesi gerekir. Nasıl Filistin Siyonist İsrail’in işgali ve ambargosu altındaysa, aynı şekilde alınan bu kararla ve daha başka alınacak kararlarla İsrail de dünyada tam bir abluka altına alınmalıdır. Onların şu anda Filistinli mazlum ve Mustazaflara uygulamış olduğu baskı ve ambargonun kendilerine dönmesi gerekir. İnşallah o günler de gelecektir. Filistinli kardeşlerimizin, Kudüs’ün, Mescidi Aksa’nın özgür olacağı günler inşallah yakın zamanda nasip olacaktır. Buradaki ihtişam o günlerin yakın olduğunu gösteriyor. Sizin vesileniz ile bir defa daha ilen ediyoruz ki, Siyonistler bu zulümlerinden kesinlikle vazgeçmelidirler. Vazgeçmedikleri takdirde Türkiye halkını, dünya halklarını, insanlığı kendine şiar edinmiş insanları karşısında bulacaktır” diye ifade etti.

Yürüyüşe katılan diğer vatandaşların düşünceleri de şöyle;

Din Kültürü Öğretmeni Faruk Telci,

Şu an burada muhteşem bir atmosfer var. Müslümanların az da olsa birlik olunca neler yapabildiklerini görüyoruz. Rabbim bu vahdeti, bu birliği daim eylesin. Sultanahmet Meydanı’ndan buraya kadar farklı sesler olarak ama yekvücut, tek yürek olarak Müslümanlar buraya akın ettiler. Yine aynı şekilde Türkiye’nin farklı illerinden, dünyanın farklı ülkelerinden gelenler vardı. İnşallah bu birlik ruhu devam eder. Bu da herhalde İsrail’e ve onun destekçilerine, madden olsun manen olsun destekleyenlere bir mesajdır. Halkın duygularını anlamak isteyenler için de bir mesajdır. Belki şu an farklı yerlerde cam çerçeve inerken buradaki insanlar bir karıncayı dahi incitmeyen ve Allah korkusu taşıyan insanlardır. 

Sümeyra Sultan Akar,

Ben İsrail’in Filistin’den bir an önce gitmesini istiyorum. Orada olmamalarını temenni ediyorum.

Muhammed Emin Yıldırım,

Bu yürüyüş için Gaziantep’ten geldim. Şehit olan abilerimizi anmaya anlamaya geldik. Buradaki duyguyu yaşamak çok güzel. Ailelerin çoğu çoluk çocuk bura gelmiş.

Şahabettin Aytan,

Yürüyüşe Diyarbakır’dan katılıyorum. İslam ümmetinin birleştiği noktada bulunmaktan şeref duyuyorum. Bu duygularla kilometrelerce uzaklardan buraya geldik. Allah niyetimizi halis bir şekilde kabul etsin. Temennimiz odur ki düşmanlarımız Mavi Marmara olayında olduğu gibi her zaman zelil düşsün İnşallah. (Enes Durmaz- Erkan Yavuz/ İLKHA)