• DOLAR 32.602
  • EURO 34.803
  • ALTIN 2499.882
  • ...
Batman’dan PKK’ye Sert Uyarı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DOĞRUHABER - BATMAN - M.Sait Çelik, Kenan Önder, M.Enes İmir

Mustazaflar Cemiyeti Batman Şubesi, Diyarbakır’ın Lice ilçesi Darakol köyünde silahlı bir grup PKK`linin, Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) üyesi Mikail Ayık’ı kaçırmak istemesi ve ardından biri kadın 3 kişiyi silahla yaralamasına tepki göstermek amacıyla kitlesel basın açıklaması yaptı.

Saat:17.30’da Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan kitlesel basın açıklamasına HÜDA PAR genel Başkan Yardımcıları İsa Aydın, Cemal Çoban ve Eski İl Başkanı Dr.Aydın Gök, STK temsilcileri, ve kadınlarında aralarında bulunduğu binlerce kişi katıldı.

Çıkacak olan bu yangın herkesi kuşatacaktır

Kur’an’ı Kerim tilaveti ile başlayan basın açıklamasında ilk olarak söz alan Molla Beşir Şimşek, Kürtçe yaptığı konuşmada devlet, Hükümet ve PKK’ye önemli mesajlar ve uyarılarda bulundu.

Şimşek, 90 ‘lı yıllardaki çatışmaları ve devletin geçmişte bu halka yaptığı zulüm ve baskılardan örnekler verdiği konuşmasında, “Bugünde PKK aynı baskı ve zorbalıkları yapıyor.

Bugüne kadar ses çıkarmadıksa halkımızı sevdiğimizden ve fitne tarafı olmamamızdan dolayıdır. Ancak çıkacak olan bu yangın herkesi kuşatacaktır. Kimse Ankara’da, İstanbul’da da olsa kurtulmayacaktır. Devlet devletliğini yapmazsa herkes kendini koruma hakkına sahiptir” şeklinde uyarılarda bulundu.

Sözde çözüm sürecinde kirli kumpaslar ve tezgahlar kuruldu

Basın açıklamasını Mustazaflar Cemiyeti Batman Şube Başkanı Davut Şahin okudu.

Şahin, 16 Mayıs akşamı PKK`lı çetelerin, Lice`nin Kıyı (Darakol) köyünde bir katliam hazırlığı yaptıkları belirtilerek, “Gece yarısı iki araç ile köye gelen eşkıyalar, yıllarca şikayetçi oldukları Jitemvari bir şekilde, dindar bir kardeşimizi evinden alıp kaçırmaya çalışmışlardır.

Bu kardeşimizin karşı koyması ve ailesinin de olaya müdahale etmeleri üzerine, uzun namlulu silahlarla aralarında kadınların da olduğu kardeşlerimizin üzerine rastgele ateş açmış ve saldırı neticesinde üç kardeşimizi yaralamışlardır. Olaydan 1,5 saat sonra ambulans, 3 saat sonra ise güvenlik güçleri gelerek duyarsızlıklarını ispatlamışlardır.

Buradan bu kardeşimize ve ailesine en içten geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, Rabbimizden, Şafi ismiyle şifalar vermesini diliyoruz.” Denildi.

Açıklamanın devamında Şahin, “Adına sözde çözüm süreci denilen bir süreç yaşanıyor. Ancak, bunun pratikteki hiçbir faydasının dindar insanlara yansımadığı, tam aksine İslami çevrelere saldırıların en fazla yoğunlaştığı, kirli kumpasların ve tezgahların kurulduğu, siyasetin adice yapıldığı bir döneme dönüştü. Ortada oynanan kirli bir oyun ve bu oyunun 2 kirli aktörü vardır Devlet ve PKK.” İfadeleri kullanıldı.

Açıklamanın devamında halka seslenen Şahin, “Değerli halkımız; Çok uzaklara değil, yakın geçmiş tarihimize bir bakalım, hatırlayalım. Köyler yakıldı ve insanlar yerlerinden yurtlarından edildi. Irza, namusa el atıldı.

Yüz binlerce insan işkencelerden geçirildi ve binlercesi de öldürüldü. Devletin bu faşist uygulamalarından Müslüman`ından Hristiyan`ına, Kürd`ünden - Türküne, Sünnisinden - Alevisine, solcusundan sağcısına, her kesimden insan etkilendi” dedi.

Hükümetin takındığı tavır çok vahimdir

Bu coğrafyada yaşayan halkın sadece devletten zulüm görmediğine dikkat çeken Şahin, “Bölgede yaşayan dindar insanlar başta olmak üzere birçok kesim, PKK`dan da yıllarca zulüm gördü. PKK, kuruluşundan bu güne kadar sadece ve sadece şiddetten, kandan beslendi. Katil PKK; kuruluş sürecinde kendi fikrinden olan ancak kendisine tabi olmayan diğer yapıları dahi düşman olarak görmüş ve onlara bile tahammül etmeyerek, hepsini tasfiye etmiştir” şeklinde konuştu.

Kana doymak bilmeyen PKK’nin, 90`lı yıllarda ise namlunun ucunu bu sefer dindar Kürtlere çevirdiğine değinen Şahin “‘Ya bize katılacaksınız, ya Kürdistan`ı terk edeceksiniz, ya da sizi öldüreceğiz.’ üçlü dayatmasıyla dindar Kürtlere baskılar uygulamış, ardından da fiili saldırılara başlamıştır ki, bu saldırılar sonucunda aralarında yaşlı, kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce dindar Kürt yaşamını yitirmiştir. Ardından nefsi müdafaa çerçevesinde dindar Kürtlerden de hak ettikleri cevabı almışlardır.

Ancak yine kamuoyunca çok iyi bilindiği gibi PKK ve dindar Kürtler arasındaki çatışma, PKK`nın çatışmayı ısrarla sürdürmek istemesine karşın dindar Kürtlerin sağduyusu sayesinde 20 yıla yakındır son bulmuştur. Bu vesileyle, artık geride kaldığını düşündüğümüz o karanlık dönemdeki acı günleri bir daha yaşatmamasını Yüce Mevlamızdan niyaz ediyoruz.” İfadelerine yer verildi.

PKK`nın yaptıkları karşısında Hükümetin takındığı tavrın çok vahim olduğunu dile getiren Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerçekten de sözlerin kifayetsiz kaldığı bir noktadayız. Hükümet PKK ile başlattığı ‘Kürt açılımı ve barış süreci’ ile kendisini, polis ve askerini güvence altına almaya çalışırken, mazlum Müslüman Kürt halkını PKK`nın insafına terk etmiş ve bir zamanlar hain çete olarak isimlendirdiği PKK`nın önüne yem olarak atmıştır. Bu kuru kuruya bir iddia değildir. Bugüne kadar bu camiaya yönelik yüzlerce silahlı, bombalı, molotoflu, taşlı saldırı olmasına rağmen bunlardan birinin bile failinin yakalanmamış olması bunun en büyük delilidir.”

Jitemin rolünü şimdilerde PKK üstlenmiştir

Eşkıyanın hergün yolları kesip araç yakarken, körpecik çocukları kendi kirli savaşına alet etmek için dağlara kaçırırken, hükümetin ise başını kuma gömen devekuşu misali olayı görmezlikten geldiğini dile getiren Şahin, ”Nasıl olsa ölen polis değil, asker değil. Bin Kürt çocuğu ölmüş kimin umurunda.

Hükümetin şu ana kadar gerçekleştirdiği ve bizzat Başbakan`ın: ‘Artık analar ağlamasın’ diye özetlediği barış sürecinin bölgemize pratik yansıması şu şekilde olmuştur: Eşkiya PKK; İslami STK`ları bombalıyor, hükümet sağır.

Eşkiya PKK; yolları güpegündüz kesip ahkam kesiyor, araç yakıyor, haraç alıyor, hükümet dilsiz. PKK, anaların yüreğine ateş düşürerek dağa çocuk kaçırıyor, köy basıp ihtiyar insanları kaçırıyor, kadın yaşlı demeden uzun namlulu silahlarla tarıyor, hükümet kör.

Zalim PKK, şımarık oğlan rolünde sağa sola saldırıyor, hükümet üç maymunu oynamaya devam ediyor. Tüm kesimlerce iyice bilinmelidir ki bu hain çetenin zulümlerinin bir ortağı da bizzat devlettir” şeklinde tepki gösterdi.

Açıklamanın devamında Şahin, bu saatten sonra bölgede yaşayan hiçbir insanın can güvenliğinin olmadığını belirterek, “Geçmişte devletin, Jitem eliyle evleri basıp adam kaçırmaların rolünü şimdilerde PKK üstlenmiştir.

Katil PKK, 60 yaşındaki bir ihtiyara silah sıkarak, keleş dipçikleriyle döve döve arabalarına bindirerek kaçırmaya çalışıyor. Dün bu işi devlet, polis ve askeriyle yapıyordu. Bugün ise PKK, katil milisleriyle yapıyor.

Ancak işin en trajikomik yönü ise kendi basını aracılığıyla bu olayı, kimliği belirsiz kişilerle Hüda-Par üyeleri arasındaki bir çatışma olarak sunuyor. Yani eğer kaçırma gerçekleşmiş olsa, cenazeyi bir yerlere atacak ve işi faili meçhul halde bırakacaklardı.

Peki sormak isteriz! Devlet bunu yaparken faşistti, terör devletiydi, katildi, caniydi... Şimdi PKK bunu yaparken ne oluyor? Faşist olmuyor mu? Terör örgütü olmuyor mu? Katil ve cani olmuyor mu? PKK, MİT ile yaptığı pazarlıkların akabinde, kendi batıl fikirlerinin dışındaki kimseye yaşam hakkı tanımamaktadır” dedi.

PKK zulümleriyle devletin geçmişteki faşizan zulümlerini aratıyor

Açıklamanın devamında Şahin, PKK’ye şöyle seslendi: “Ey PKK! İnsan hakları adına, lezbiyen ve gey savunuculuğu yaparak, ibnelerle aynı masada oturarak, bölge üzerinde kirli hesaplar yapıyorsun. Kürdistan ve Kürd diyorsun, ancak bölgedeki Kürd Müslümanlarını kaçırmaya, hatta katletmeye çalışıyorsun.

Kadının özgürlüğü adına, onlara ‘Biz kimsenin namusu değiliz’ dedirtiyorsun, öte taraftan kadınları kendi kirli emellerin için her türlü rezilliğe bulaştırıyorsun. Kadın haklarından dem vuruyorsun, diğer taraftan bir anneye acımasızca ateş edebiliyorsun, Van’da olduğu gibi tesettürlü bayanları linç girişiminde bulunabiliyorsun.

Çocuk haklarından dem vurup, dağa çocuk kaçırıyorsun. İsminin başına Demokrasi getiriyorsun, seçim sürecinde köylüleri tehdit edip ‘Bizim istediğimiz parti dışında hiçbir partiye oy çıkmayacak’ diyorsun. Bu zulümlerinle devletin geçmişteki faşizan zulümlerini bile aratıyorsun.”

Hükümete çağrı

Daha sonra Hükümete seslenen Şahin, “Buradan Hükümete Sesleniyoruz! Eğer gerçekten devletsen, hükümetsen hükmün her yerde herkese geçsin. Çözüm süreci safsatasının arkasına saklanarak özellikle bölgemizdeki dindar insanları kendi politik hedeflerine kurban edemezsin” dedi.

STK’lara, Kanaat Önderlerine, Mümtaz Şahsiyetlere ve Basına Çağrı!

Açıklamanın devamında Şahin, STK’lara, kanaat önderlerine, mümtaz şahsiyetlere ve basına seslendi. kendilerine yönelik yüzlerce saldırıya rağmen halen karşı cenaha değil de kendilerine “sağduyu” çağrısında bulunmaya devam mı edeceklerini sorgulayarak sözlerini şöye sürdürdü: “Kardeşleriniz öldürülürken, kadın-erkek, yaşlı-çocuk demeden tehdit edilirken, malları talan edilirken buna ne zamana kadar seyirci kalacaksınız? Bizler camia olarak yıllardır bu hain çetenin saldırı ve iftiralarına sabrettik. Derneklerimize yüzlerce kez saldırılarda bulunuldu sabrettik.

Dernek üyelerimiz, taşlı sopalı saldırıya uğradı sabrettik. Evlerimize bombalı saldırılar gerçekleştirildi sabrettik. Araçlarımız güpe gündüz yakıldı sabrettik.

Etkinliklerimiz sabote edilmeye çalışıldı sabrettik. Kendileri devletle açık bir şekilde işbirliği içinde olmalarına rağmen bize iftiralar edildi sabrettik.

Saldırılara uğramamıza rağmen, defalarca yaptığımız sağduyu çağrılarına da cevap bulamadık. “Zulme karşı susan dilsiz şeytandır.” diyen bir Peygamberin ümmeti olduğumuzu, fitne tohumları ekenlere müdahale etmemenin, hem dünya hem de ahiret sorumluluğu olduğunu unutmayınız.”

İslami Camialara ve Müslüman Halkımıza Çağrımız!

İslami camialar ve halka çağrıda bulunan Şahin , sadece kendilerine değil özellikle bölgedeki hemen hemen tüm İslami camialara yönelik saldırı ve tehditlerin söz konusu olduğunu kaydetti.

İslami yurt ve pansiyonlara, Kuran Kurslarına, dernek ve vakıflara yönelik saldırılarda hangi gruba yönelik yapılamışsa da kendileirne yapılmış gibi kabul ettiklerine işaret eden Şahin, “Bu imanımızın ve insanlığımızın bir gereğidir.

Aynı duyarlılığı ve tepkileri kardeşleriniz olarak sizlerden de beklemeye hakkımızın olduğunu düşünüyoruz.

İyice tefekkür ederseniz bölge şartlarında sizin varlığınız bizim varlığımızla aynı doğrultudadır. Yani birimiz yoksa diğerleri de yoktur! Din, namus, örf, ahlak tanımayan, İslam ve Kur’an düşmanı bu cenahı zaten tanıyorsunuz. Onların bu zulümlerine tepkisiz kalarak bu mesuliyete ortak olmayınız” diye konuştu.

PKK ve onun yan kolları olan tüm birimlerine STK’lara, partilere ve kurumlarına sesleniyoruz;

Açıklamanın sonunda PKK ve onun yan kolları olan tüm birimlerine seslenen Şahin, ”Başınızı iki elinizin arasına alıp bir daha bir daha düşününüz. Sonra aklınızı başınıza almak için ne gerekiyorsa onu yapınız.

Bugüne kadar ki provakasyon ve tahriklerinize gelmemiş ve karşılık vermemişsek bu halkımıza olan düşkünlüğümüzden, sevgimizden ve sizleri hiçbir şey saymamamızdandır. Evet sizleri tanımıyor ve hiçbir kıymet vermiyoruz.

Sizler de, fikriniz de boş ve batılsınız. Kardeşlerimize yönelik baskı, tehdit ve saldırılarınızdan derhal vazgeçiniz. İslami referansımızın bizlere bahşettiği haklarımızın farkında olduğumuzu biliniz. Dini mukaddesata, cana, namusa, ırza ve mala olan saldırılara karşı nefs-i müdafa hakkının hem İslami ve hem de insani bir hak olduğunu sizlere bir kez daha hatırlatıyoruz” şeklinde uyarıda bulundu.

Basın açıklamasında, “Kadınlara ve yaşlılara kurşun sıkmanın adresi PKK”, “Kahrolsun yerli işbirlikçi hain ve zalimler” gibi afiş ve dövizler taşındı.

Sık sık tekbir ve tehlillerin çekildiği basın açıklamasında “Katil PKK Kürdistan’dan defol”, “Jıbo PKK’e biji cehennem (PKK için yaşasın cehennem” ve “Lailhe illallah PKK`ye lanetullah” şekline sloganlar atıldı.

Mustazaflar Cemiyeti Batman Şubesi, PKK’nin Diyarbakır’ın Lice ilçesi Darakol köyünde Hür Dava Partisi üyesini kaçırmak istemeleri ve ardından biri kadın 3 kişiyi silahla yaralamasına sert tepki gösterdi. Mustazaflar Cemiyeti Batman Şubesi, PKK’nin saldırları karşısında Hükümetin sessiz kalmasının çok vahim olduğu belirtilerek, geçmişte devletin, Jitem eliyle evleri basıp adam kaçırmaları rolünü şimdilerde PKK’nin üstlendiğine vurgı yapıldı.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir