• DOLAR 32.475
  • EURO 34.917
  • ALTIN 2427.792
  • ...
ABDULKADİR HOCA
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Gazetenin kapısından içeriye girer girmez biranda sevincim ikiye katlanıyor; çünkü namaz vakti olduğundan gazete ve dergimizin bir birinden değerli yazarlarını bir arada görmenin sevincini yaşayarak yazarlarla bir bir musafahalaşırken bakışlarındaki samimiyetlerini yüzlerinden okurken içimden :”Allah’ım! Beni böylesi halisane Müslümanlarla beraber kıldığın için sana ne kadar şükretsem azdır” diyorum.  

Namazı kıldıktan sonra herkes dağılıp yerlerine çekilirken Abdulkadir hoca ile ayaküstü bir şeyler konuşmaya başladım. Bunun üzerine Abdulkadir hoca tebessüm ederek : “O zaman şöyle oturup da öyle konuşalım” deyince sevinçten başım göklere erip hiç itiraz etmeden:  “Olur hocam!” diyerek oturup Kürtlerle ilgili yaptığı çalışmalardan başlayarak sorular sormaya başladım.

Abdulkadir hoca derin ilmiyle sorularımı cevaplayıp örneklerle pekiştirince gözümü kırpmadan O’nu dinlerken felsefi, tarihi konulardaki bilgilerden de istifade ederek en son olarak: ”Hocam! Gazetedeki resminizi çoğu arkadaşımız tarafından çok sert bir ruh halinizi yansıttığını söyleyip, fotoğrafınızı değiştirmenizi istiyorlar” dediğim zaman hoca gülmekten kendini alamayıp aynı yumuşak ruh hali içinde : “Bizim sert bakışlarımız kâfirlere karşı Müslümanlara değil” dedi.

Evet, bir ilim deryası olan hocamızla defalarca konuşup sohbet ettim. Hocadan güzellikten başka tek bir kelime söylediğine de şahit olmadım. Kendilerini iktidar sarhoşluğuna kaptırmış olanlar her seçimden önce bu topraklarda ezanların susturulduğunu insanları suçsuz yere zindanlara doldurup hayatlarının heba edildiğini,  zulümlerin kendilerinin kaldıracaklarını özellikle dindar olduklarını imajını vererek oy toplayanlar tekrardan başa geldiklerinde bunları unutup dinsiz bir hayatı kendine rehber edinen Nazım Hikmet’in mezarını Türkiye’ye getirmeye içki, kadın, isyan şarkılarını dilinden düşürmeyen Ahmet Kaya’nın mazlumluğunu(!) anlatmaya, “Kürt sosyalistiyim” diyerek genç beyinleri içi boşaltılmış bir nefis ilahlığı kuran Kemal Burkay’ı Türkiye’ye getirtip adeta bir kurtarıcı imajını verenler geleceklerini sağlama alıp paşaları bir bir içeriye atarlarken hocamız gibi nice mustazaf Müslüman havadan sudan bahanelerle yakalanıp demir parmaklıkların ardına hapse edilirken neden hiç birinin sesi çıkmıyor? Ya: ”Tek bir gayemiz var o da Müslümanların sesi olmak” diyen İslami basın ve medya nerede kaldı?... Bu ve bunlar gibi soruları tespih taneleri gibi sıralayıp düşünürken hepimizin aklına şu müjdeli hadis geliyor olmalı: ”İslam garip olarak başladı tekrar garip olacaktır. Gariplere ne mutlu”                                                 

CUMA KARAKOÇ / doğruhaber

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir