• DOLAR 32.552
  • EURO 35.05
  • ALTIN 2427.63
  • ...
PKK Eylemleri ve Barış Süreci
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

M.Müfit Yaray / Doğruhaber / haber-yorum

Büyük umutlarla başlayan çözüm süreci ağır aksak da olsa devam ediyor gözüküyor. Ancak ilk günden bazı Türk ve Kürt milliyetçileri ısrarla bu sürecin devam edemeyeceğini ve asla başarılı olamayacağını dile getiriyorlar. Onlara göre diyalog başlamış olsa da taraflar eninde sonunda bir gün yine savaşmaya başlayacaklar. Bu düşüncenin sahipleri her iki tarafın şahinleri aslında. Bunlar, çözüm için ne söylenirse söylensin, hangi adım atılırsa atılsın yukarıda zikrettiğimiz kesin görüşlerinden vazgeçmiyorlar. Bu cephenin tek bir fikri var. O da; “tek yol savaş” söylemidir.

Son bir ayda meydana gelen gelişmeler şahinlerin bu fikirlerini destekler mahiyette gelişiyor. Çünkü son bir ayda PKK onlarca silahlı eylem gerçekleştirdi. Perde arkasından tarafların birbirleriyle kıran kırana bir pazarlık yaptığının ve ilişkilerde bir sıkıntının olduğunu gösteren bu eylemler “Öcalan’ın savaş kartını tekrar göstererek masadaki konumunu güçlendirmeye çalıştığı” şeklinde yorumlanıyor. Aslında çözüm sürecinin başladığı günden itibaren bölgede PKK’lilerin devletin güvenlik güçleri dışında bölgede kendilerine muhalif gördükleri oluşumlara yönelik, baskı ve sindirme çabaları hiçbir zaman durmadı. Bu çerçevede son bir yıl içinde sadece Hüda Par’a yakınlığı ile bilinen kişi ve kuruluşlara PKK’lilerin 200’den fazla taşlı, sopalı, Molotoflu saldırı düzenlemesi bu iddianın en önemli ispatı. Ancak son bir ayda PKK’nin silahlı eylemlerinin hedefinde artık resmen devlet güçleri var. İsterseniz ilk önce PKK’nin son bir ayda yaptığı silahlı eylemleri kısaca hatırlayalım, sonra da sebep ve sonuçları üzerinde birkaç değerlendirme yapalım.

26 Mart 2014 tarihinde Şırnak’ın Silopi ilçesinde PKK’nin yaptığı molotoflu saldırıda polis memuru Zeynep Özçelik yanarak ağır yaralandı.

28 Mart 2014, Bingöl’ün Adaklı ilçesinde silahlı 4 PKK’li önce köylülere zorla siyasi propaganda yaptı, ardından 7 köylüyü kaçırdı.

02 Nisan 2014,Tunceli`nin merkez Sütlüce Köyü`nde yeni yapılan jandarma karakolu binasına giden karayoluna tuzaklanmış 30 kilo bomba bulundu.

06 Nisan 2014, KCK, İmralı görüşmelerinin yasal çerçeveye oturtulmasının yanlış olacağını söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan’ı tehdit etti.

7 Nisan; Şırnak`ın Güçlükonak ilçesine bağlı Çevrimli köyünde yaylaya çıkan 1`i geçici köy korucusu 3 köylü bir grup PKK`lı tarafından kaçırıldı.

09 Nisan 2014, Cizre`de bir grup PKK örgütü yandaşları, çoğunluğunun İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin kaldığı özel bir yurda el yapımı patlayıcı ve molotof bombalarıyla saldırdı.

11 Nisan 2014, Emniyet ve Jandarma istihbarat birimlerince hazırlanan ‘Çözüm Süreci/PKK Raporu’nda süreçle birlikte örgüte 2 bin civarında yeni katılımın olduğuna dikkat çekilerek, Havalar ısındı, silahlarla dönüş hareketi var, denildi.

14 Nisan 2014, PKK’liler, Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki 11’inci Komando Bölüğü unsurlarına DOÇKA ve Bixi gibi ağır makineli silahlarla saldırdı.

15 Nisan 2014, Şırnak`ın Güçlükonak İlçesi`nde yol yapımında çalışan 3 işçi sabah saatlerinde PKK`lılar tarafından kaçırıldı.

17 Nisan Diyarbakır`ın Dicle ilçesine bağlı Kurşunlu köyü yakınlarında aralarında Elazığ`ın Arıcak ilçesinin Bükardı beldesi eski Belediye Başkanı Abit Doğruer`in de bulunduğu 4 kişi, PKK militanları tarafından kaçırıldı.

25 Nisan Lice İlçesi kırsalında, baz istasyon kurma çalışması yürüten GSM firmasına ait 7 kişi, akşam saatlerinde, silahlı PKK`lılar tarafından kaçırıldı.

26 Nisan Diyarbakır`da 23 Nisan günü Lice ilçesine götürülen ve burada PKK`ya katıldığı ortaya çıkan lise öğrencisi 15 yaşındaki Sinan Böçkün`ün ailesi ve akrabaları eylem başlattı.

27 Nisan HAKKARİ`nin Şemdinli İlçesi`nde Irak sınırında bulunan Kale Tepe Mevkii`ndeki askeri birliğe PKK`lılar tarafından taciz ateşi açıldı.

27 Nisan 2014, Diyarbakır`da PKK sempatizanı bir grup, akşama doğru Bingöl - Diyarbakır yolunu kapattı, 2 jandarma uzman erbaşı kaçırdı.

28 Nisan Şırnak`ın Beytüşşebap İlçesi`nde PKK`lılar, askeri birliğe kum taşıyan 2 kamyonu ateşe verip yaktı.
30 Nisan Tepe Jandarma Karakol Komutanlığı`na giden askeri helikoptere PKK`lılar tarafından açılan ateş sonucu, 4 kurşunun isabet etti.

Evet olaylar kısaca böyle. Görüldüğü gibi son bir ay da onlarca eylem var ortada. Hükümet kanadında bu eylemlerle ilgili ses seda yok. Belli ki Hükümet her şeyi sinesine çekerek her şeye rağmen süreci devam ettirme niyetinde.
PKK tarafına gelince;

Kandil, sürecin başından beri PKK adına yukarıda bahsettiğimiz şahinler rolünü oynuyor. Sık sık sürecin ilerleyişinden rahatsızlığını dile getiriyor. Son eylemler de zaten Kandil’in talimatıyla gerçekleşiyor. Ancak Kandil’in sürecin bütünü ile ilgili tavrı dikkate alındığında, sürecin kendisine karşı olmadıkları da hemen görülüyor.

Peki, bu son eylemlerde amaç ve hedef ne?

Kandil’in bu gerilim siyaseti ve eylemlerden birkaç şeyi hedeflediği anlaşılıyor.

Masadaki Öcalan’ın elini ve dolayısıyla pazarlık payını güçlendirmek.

Öcalan çözüm süreci için yasal güvence istiyor. Aslında söylentilere göre BDP seçimden önce bu konuyla ilgili bir yasa teklifini hükümete iletti, ancak hükümet henüz bu konu ile ilgili bir adım atmadı.

Yine Öcalan cezaevi koşullarının iyileştirilmesini, adaya gazetecilerin gelmesini ve kendisiyle görüşmesini istiyor.

Öcalan’ın bu talepleri yanında Kandil de, hâlen sürmekte olan karakolların yapımının durdurulmasını ve özerklik ile ilgili adım atılmasını istiyor.

Ancak hükümet Gezi Parkı ve 17 Aralık sürecinden sonra, girilen seçim atmosferinde PKKve Kandil’in beklediği adımları atmadı.

Sonuç olarak, PKK’nin son bir ayda yaptığı silahlı eylemlerin arkasında bu hedeflere ulaşmak için Hükümet’e silahların hala bir seçenek olarak ortada olduğunu gösterme arzusundan ibaret olduğunu söyleyebiliriz. Yoksa çatışmaların yeniden başlaması PKK’nın de işine gelmiyor aslında. Çünkü PKKsilahlı güçlerinin büyük çoğunluğunun halen Rojava bölgesinde olduğu bilinen bir gerçek. Onların Türkiye’ye kaydırılması Rojava’daki kazanımlarını ciddi manada tehlikeye atmak olacağından şu anda Türkiye’de geniş kapsamlı bir hareketlenme beklenmiyor.

Bu da çözüm sürecinin hala bitmediğini ve bir süre daha ağır aksak da olsa süreceğini gösteriyor.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir