• DOLAR 32.376
  • EURO 34.98
  • ALTIN 2325.22
  • ...
Filistinlilerin unutulan kanları
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mısırlı düşünür ve yazar Fehmi Hüveydi, Filistinlilerin öldürülmesinin medya organlarında ve halkta oluşturduğu tepkisizliğe dikkat çeken yazısında şunları dile getirmektedir; Bir müddet önce 11 Filistinli israil güçleri tarafından katledildi. Ertesi gün bu haberi Mısır’da yayınlanan altı ayrı gazetede aradım. Bütün bunlardan sadece iki tanesinin iç sayfalarında olayın küçük bir haberle geçiştirildiğine şahit oldum. Diğer dört gazete ise olaya hiç değinmemişti. O günlerde revaçta bulunan Suriye ve Libya ile ilgili gelişmeler ve Mısır’daki siyasi gruplar arasındaki çekişmeler gündem konusunu oluşturuyordu.

Aynı şekilde diğer basın organlarında da Filistin olayı ve israil’in saldırılarıyla ilgili haberlere rastlamadım. Bu gelişme Filistinlilerin katledilmesinin sadece Mısır’da değil bütün Arap dünyasında sıradan bir olay durumuna geldiğini gösteriyordu.

Sanki herkes Filistin halkının öldürülmek için yaratıldığına inanmıştı. Herkesin teveccühünü celbeden ve yansıma kabiliyeti olan haber ise Filistinlilerin canlı kaldıklarını bildiren haberler türüydü. Caddelere yığılan cenazeler askeri bir vaziyetin tabii sonuçları olup her gün cereyan eden sıradan bir vakıa gibi algılanmaya başlanmış gibiydi.

Arap dünyasında öncelikli olan olaylar önceliklerini yitirdiğinden beri Mısır barış denkleminden uzaklaşmış, herkes kenara çekilmiş gibi Filistin’in artık Arapların öncelikli ve asli bir sorunu olmaktan çıktığı gibi bir görüntü veriliyor gibiydi. Bütün bunlardan Filistin ile ilgili haberlerin tedrici olarak önceliğini kaybettiği ve gazetelerin iç sayfalarına çekildiğine şahit oluyoruz. Bazen de unutkanlık denizinde tamamıyla unutulmaya terkedildiğini görüyoruz.

Bu arada Arap Baharının herkesi kendisiyle meşgul ettiğini düşünüyorum. Arap dünyasındaki olaylar ve bunların yansımaları dikkatleri başka noktalardan uzaklaştırmaktadır. Bu arada Sudan parçalanmakta, bu ülkenin güneyi kuzeyinden ayrılmakta, oysa Arap aleminde ciddi hiçbir tepkiye rastlanmamaktadır. Irak’ın kaynaklarının sömürülmesi ve bu ülkenin parçalanması herkesin gözü önünde cereyan etmektedir. Bütün bunlara rağmen Arap Alemini kuşatan gafletten suistifade eden israil’in Filistin halkının başına çöreklenmesi ise devam ediyor.

Bunların içinde en ilginci ise, Ramallah’ta, Gazze’de ve Batı Yakası’nda 1967’de işgal edilen topraklarla ilgili Filistin hükümetinin ciddi bir şeyler söylemekten kaçınması, bu konuda suskunluğu tercih etmesidir. Güya Filistin devletinin kuruluşuyla ilgili rekabet sona ermiş, Filistin’de bağımsız bir devletin kurulmasıyla ilgili proje Birleşmiş Milletlere sevk edilecek ve sadece ülkenin % 20’sini teşkil eden bu topraklarda –burası sadece Batı Yakası’nın elif bölümünden müteşekkil bir alandır- Filistin bayrağı dalgalandırılacak.

Bu geriye gidiş, 1975 yılında imzalanan, Mısır’ın bu aşağılık anlaşmayla denklemin dışına çıkışıyla başladı. Filistinlilerin ve Arapların saflarını zaafa uğratan, israillileri iyi bir konuma getiren bu anlaşmadan cesaret alan israil, Filistin dosyasını tamamıyla kapatmak için çabalamaya başladı. Bu krizin doruk noktası ise Mısır’ın anlaşılması güç sükutuna hayret eden israil’in Gazze’ye saldırmasıydı. Herkesin bildiği gibi Gazze kuşatmasında zilleti tercih eden Mısır, israil’e yardım etmiş, böylece saldırılara ortak olmuştu.

Filistin olayı karşısındaki duyarsızlık ve gaflet, Araplara ait basın organlarını ve aynı şekilde aydınları içine alıp önceliklerini değiştirdi. Artık siyonist işgalcilerin işledikleri cinayetlerden yeterince haberdar olma ve bunları izleme gibi öncelikler terkedilmişti. Bu, sadece Filistinlileri tehdit eden tehlike ile ilgili bir uyarı değil, aynı zamanda Mısır’ın güvenliğini ve bütün bölgenin barışını tehdit eden büyük bir tehlikedir.

Bizim bu meseleye bakışımız halkların uyanması, özellikle de Mısır halkının uyanması çerçevesinde olmalıdır. Mısır askerlerinin israil tarafından öldürülmesi üzerine bu rejimin cinayetlerine karşı harekete geçen Mısır halkının cadde ve sokakları doldurması, halkın zirveye vuran öfkesi, Mısır halkının israil’e karşı nefretinin derinliğinin göstergesiydi. Bu duygulardan dolayı Nikbet gününde siyonist rejimin elçiliğinin önünde toplanan Mısırlı gençler, bu rejime tepki gösterip aleyhinde sloganlar attılar. siyonist rejime ait elçiliğin kapatılmasını ve bu rejimin elçisinin derhal ülkeden kovulmasını istediler.

israil’in Gazze’ye yaptığı hava saldırılarındaki müspet nokta, israil’in Filistin’deki işgali devam ettikçe, Gazze’nin sokak ve caddelerinde Filistin halkının kanları döküldükçe Arap Baharının eksik kalacağını aklımıza getirmektedir. Sadece istibdadın Arap topraklarını tehdit etmediğini, bu toprakları tehdit eden diğer bir tehlikenin devam eden işgal olduğunu bizlere hatırlatmaktadır.

Kaynak: İslam El-Yevm

Çeviren: Hanefi Aydın / doğruhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir