• DOLAR 32.602
  • EURO 34.831
  • ALTIN 2494.772
  • ...
Kutlu Doğumu Peygamberi Yaşamla İhya Etmek
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Sadullah Aydın / İnzar Dergisi

Kutlu insanın kutlu doğumunu idrak etmeye çalışıyoruz. Bu kutlu iklimde meydanları dolduran peygamber sevdalıları ona olan aşk, özlem ve bağlılıklarını haykırıyorlar. Kutlu insanın kutlu doğumunu idrak eden bizler onu anlamaya ve onun gibi yaşamaya çalışıyor muyuz? Kuşkusuz bunu yapmalıyız. Onun gibi yaşayabilmek için onu anlamaya ihtiyaç vardır.

Peygamber Aleyhisselam İslam’ı nasıl yaşıyordu. İslam, Peygamberin yaşamıyla nasıl ete, kemiğe büründü? Yaşayan Kur’an olan peygamberin yaşadığı İslam’ı onun uygulamalarına bakarak anlayabiliriz ancak. Bu uygulamalardan birkaçına temas edelim isterseniz.

Peygamber, ümmetinin günahkârları için bile gözyaşları döküyordu.

Başına gelen musibetler, çektiği acılar, aşağılanması, horlanması onu rabbine şükretmekten alıkoymuyordu. Yeter ki rabbi, sahibi ondan hoşnut olsun, her şeye katlanmaya hazırdı.

Resul-i Ekrem önüne çıkan her fırsattan istifade edip affetmekten, bağışlamaktan yana tavır alıyordu. Çok mecbur kalmadıkça cezalandırmıyordu. Onun ahlakının temeli sevgi ve merhametti.

Muhammed Aleyhisselam ashabı, ailesi, eşleri için yaşamın, sevincin, mutluluğun kaynağıydı. Eşleri onu paylaşamıyorlardı aralarında. Onun evinde yaşama imkânı bulan bir kimse; bir adam, bir kadın veya bir çocuk ne pahasına olursa olsun bir daha oradan ayrılmak istemiyordu.

Sabır Peygamberiydi o. Sorunlar karşısında yılgınlığa düşmezdi. Umutsuzluk, karamsarlık onun tanımadığı kavramlardı. Dostlarının ‘her şey bitti artık’ dedikleri anlarda dahi, o, etrafına ümit ve kararlılık dalgaları yayardı. Davasını yaymada sabırlıydı. Muhatabı ne kadar inatçı olursa olsun o pes etmezdi. İşi sonuna kadar götürürdü. Aynı adama aynı şeyi gerekirse yüzlerce defa söylerdi. Hiç sıkılmaz ve kesinlikle bezginlik belirtileri göstermezdi.

Peygamber Aleyhisselam; adalet, özgürlük, barış, ilahi ve insani öğretilerin, halkların hayatına hiçbir çileden, acıdan çekinmiyor, fesat odaklarıyla fedakârca savaşa tutuşuyordu.

Nerede zulme ve zorbalığa karşı bir oluşum varsa, Muhammed Aleyhisselam da içindeydi. Risaletten önce de bu böyleydi. Hilf’ul – Fûdul hareketine ilk katılanlardan biriydi.

Peygamber Aleyhisselam kindar bir insan değildi. Nazenin kalbinde kişisel kin ve nefretin yeri yoktu. Nefret edince Allah için nefret eder, sevince Allah için severdi. En azılı düşmanı bile olsa pişman olup Allah’a yönelince ona kucağını açar, muhabbetle bağrına basardı.

Peygamber Aleyhisselamın yardımseverliği, cömertliği dillere destandı. Ondan bir şey isteyeni asla boş çevirmezdi. Üzerindeki elbiseyi, ağzındaki lokmayı çıkarır verirdi. Yanında bir şey yoksa borç alır, yine de...

MAKALENİN TÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir