• DOLAR 32.589
  • EURO 34.815
  • ALTIN 2506.106
  • ...
Bu Mevsimde Bizim Oralarda Olmak Lazım
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Muhammed Şakir / İnzar Dergisi

Rahmet ve bereket mevsimine girmişken birçok kimsenin yaptığı gibi ben de şu bizim beldelere doğru bir yola çıkayım dedim. Rahmet ve bereketten feyizlenmek, ilim, irfan ve hikmetten nasiplenmek gerek. Bu yüzden yolculuk şart… Ama bir müşkülüm var; beni oralara götürecek maddi araçlarım yok. Dolayısıyla yolculuğum madden değil, hayali, fikri, tasavvuri, daha aşina olduğumuz bir ifadeyle manevi olacaktır. Maddi imkânlardan yoksunluğum, kayd ve kuyudlara vurulmuş olduğumdandır.

Siz de iyi biliyorsunuz ki bu mevsimde bizim oralar bir başka güzel oluyor. İlahi rahmeti tadan her memlekette güzel olur, buna diyeceğim yok; onların güzel olmadığını demek istemiyorum. Ama gerçekten bizim beldeler çok daha güzel, çok daha rana oluyor. Hangi tarafına bakarsanız, öyle... Bir kez daha bir kez daha baksanız, yine öyle… Dağlarından vadilerine, vahalarından meralarına, bağ ve bahçelerinden pınar ve sularına kadar hepsi öyle… Biri diğerinden daha hoş, daha latif, daha güzel…

Tamam… Bahardır, nisandır, gülandır, bulutlar olur, rüzgârlar eser, yağmurlar gelir doğru; fakat bizim oralara sadece yağmurlar gelmiyor ki… Yağmurla beraber bulut bulut salavatlar, sağanak sağanak dualar, taat, ibadet ve hüsn-ü ahlakta müsabakalar da gelir. Başka beldelerin toprağı yalnızca yağmurla su alıp yeşerme kabiliyetini gösterirken, bizimki öyle olmaz, bizim oranın münbit toprağı münzel vahiyle, tatbiki siyerle, nebevi ve lahuti bir şuurla yeşerip dirilir ve insanlarımız buradan kuvvet bulur ve cem’ olma kabiliyetini gösterip harekete geçer.

Bu mevsim her geldiğinde bizim şehirlerde semavattan salavatlar eşliğinde salih amellerle rahmani ordular nazil olur yeryüzüne. İnsanlar evlerinde ve meydanlarda bu irfani hisleri tamamen yaşarlar. Şehirlerimiz ve kasabalarımız bunlar için hoşamedi meydanları açarlar. Vaiz ve hatiplerimiz irşad için güzel ve beliğ söz söylerler. Tekbir ve tahmid sedaları altında musafaha merasimleri tertip edilir ve meydanlarımızdan semalara doğru salatlar, dualar, yakarışlar yükseltilip yollanır. O zaman artık berrak his ve duygularımız kâmilen kontrolden çıkar ve siz irfani bir ruhun tesiri altına girerek rabbani bir kokuyu, nebevi bir havayı ve lahuti bir lezzeti bütün benliğinizle hissedersiniz.

Sonra siz henüz bu muhteşem iklimi aşmamışken bir anda ve bir şimşek hızında Cenab-ı Hakk’ın Cemal ve Kemal isimleriyle bütün bir mahlûkata birden kâmil bir nizam ve ihtaşam içinde tecelli etmekte olduğunu görüverirsiniz. O anda canlı-cansız bilumum eşyaya nazar ediniz. Rabbani bir halin, bir örtü ve libasın onları ağuşuna alıp nasıl da ihata ettiğini göreceksiniz. Bunu ayne’l-yakin göreceksiniz. Derken his ve duygular galeyana gelip coşar ve nefisler gözyaşlarıyla adamakıllı yıkanıp temizlenir. Peşi sıra gaflet ve ülfet çaputları yırtılır ve basiretler üzerindeki kalın perdeler zir u zeber olup ortadan yok olur, gider. Bu mevsimin tam da bu makamında artık siz Cenab-ı Hakk’ın Kadir isminin muazzam nüfuz ve tecellisine kendiliğinizden şahidlik edeceksiniz.

Evet. Görüp kabul edeceksiniz ki bu mevsim her geldiğinde hususen bizim oralarda, Cenab-ı Hakk, yeniden bir haşri, hem de haşr-i cismani gibi bir haşri teşkil, teşhir ve tebşir eder Arasat’ta. Bunu ya aynen ya gayren ya da benzer şekilde yapar. Ama bilesiniz ki bu Arasat gayb âleminin değil, gözlerinizle görüp müşahede ettiğiniz şehadet âleminin Arasat’ıdır. Orada gözlerinizle mahlûkatın yeniden dirilişe geçtiğini göreceksiniz. İmanın, teslimiyet ve taatın şaha kalktığını ve Uhud dağı kadar büyüdüğünü göreceksiniz. Şehitleri, şehideleri göreceksiniz… İşte böyle, bu mevsim her geldiğinde şehir ve kasabalarıyla, köy ve mezralarıyla, cadde, sokak ve meydanlarıyla bizim oraları kuşatıp gider. Bizim oralar bahar her geldiğinde, nisan ve gülan her geldiğinde böyle olur. O yüzden diyorum oralara gitmek, gidenlerle beraber yollara düşmek gerek…

Başka beldeleri çok bilmiyorum ama bizim oralarda adettendir, misafirliğe giderken ellerinde hediye türünden şeyler alıp götürürler. Giderken ben de öyle yapayım dedim. Ama tabi götüreceğim şey her ne ise mevsimin ruhuna ve...

MAKALENİN TÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir