• DOLAR 32.602
  • EURO 34.803
  • ALTIN 2499.882
  • ...
Seçimlerin Ardından
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Bu seçimler yerel olmasına rağmen yerel olmaktan çıktı ve güç odaklarının ulusal ve uluslar arası güçlerin satranç tahtasına dönüştü. Bu durum haliyle seçmeni de etkiledi. İl, ilçe ve beldesine belediye başkanı seçmesi gereken seçmen, bu oyun ve entirikaların pençesinde kaldı. Hal böyle olunca bu oyunların dışında olanlar varlık gösteremedi.

Ülke gündemi 17 Aralık’tan bu yana Hükümet-Gülen grubu arasındaki savaşa kilitlendi. Siyasetin ustası Başbakan Erdoğan da gerçekten usta bir şekilde “paralel yapı” meselesini 4 ay boyunca dilinden düşürmedi ve bunu seçimde çok iyi bir şekilde kullanarak seçmeni her zaman olduğu gibi etkiledi. Artık yerel seçimlerde oy kullanacak seçmen parti ve adaylar ve projelerinden çok, 17 Aralık Operasyonu ve arkasındaki güçleri konuşmaya başladı. Durum bu olunca; parti ve adayların o şehirle ilgili projesinin bir anlamı kalmadı.

Bölgemize dönecek olursak; yıllardır seçmenin iradesine ipotek koyan BDP ve Ak Parti’nin dışında seçime dışardan dahil olmak isteyen Hüda Par’a şans verilmek istenmedi. Yıllardır adeta yazılı olmayan bir anlaşma varmış gibi iki parti arasında pek bir sorun yaşanmadı. Kimisi aldığı belediyelerle övünüp avunurken, kimisi de bölgeden çıkardığı Kürt Milletvekili sayısı ile övünüp avundu. Şimdi bu durum çözüm süreci ile iyice perçinleşti ve iki parti adeta oyuna dışardan dahil olmak isteyen Hüda Par’a meydan vermemek için kıyasıya yarıştı.

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) kurulduğu ilk günden beri sürekli anti propagandaların hedefi oldu. Kendisi dışındakiler hep kendisine rol biçip “şöyle yapacaklar, böyle yapacaklar…” diyerek toplumu yönlendirmeye çalıştılar. Seçime girmeye karar verdiğinde onun için kimisi “Kürtlerin oyunu bölecek, AK Parti’ye yarayacak bu durum” derken, kimisi de, “dindarların oyunu bölecek bu durum BDP’ye yarayacak” gibi birbirine zıt iki değerlendirmede bulundu.

Seçimler yaklaşırken bu defa da Hüda Par’a yönelik fiili saldırılar artarken, bir taraftan da Ak Parti cenahından, “Hüda Par son hafta seçimlerden AK Parti lehine çekilecek” propagandası yapıldı. Tabi, bu da seçmenin kafasını karıştırdı ve epey etki gösterdi. Bu progagandaların hiçbirinin doğru olmadığı ortaya çıktı ancak çoktan yalan-yanlış propagandalarla toplum kanalize edilmişti.

Diğer taraftan Hüda Par ve çevresine yönelik aylardır devam eden saldırılar seçim yaklaştıkça artmasına rağmen ne hikmetse hiçbirinin failinin bulunmaması akıllarda çözüm süreci nedeniyle Hükümet ve BDP arasındaki ilişkileri getirdi. Bunun yapılan anlaşmanın bir sonucu olup olmadığı sorulmaya başlandı. Öyle ya; Hüda Par saldırıya uğruyor, faillerin yakalanmaması bir yana polis veya asker olay yerine ya gelmiyor veya geç geliyor.

Dahası Urfa’da polisin Hüda Par bürosunun duvarına PKK yazısı yazması neyin nesi oluyor. Bununla ne amaçlanıyordu.

Saldırılar gösterdi ki; yapılan bu saldırılar 3-5 ipsiz sapsızın bilinçsiz saldırıları değil. Aksine bu saldırıların planlı bir stratejinin ürünü saldırılar olduğu ortaya çıktı. Bu saldırılarla ilk olarak Hüda Par’a gözdağı verilerek seçime girmesi engellenmek istendi. Bu olmadığı takdirde bununla Hüda Par’a oy verecek seçmene ve halka mesaj verildi. Bu saldırılarla güç gösterisi yapılarak baskı ve zorbalıkla seçmen ve halk sindirilmek istendi.

Hüda Par’ın seçimde beklenen sonucu alamamasının bir sebebi de, partileri hakkındaki entrika, oyun ve fiili saldırılara karşın sağduyuyu elden bırakmamasıdır. Çünkü halk maalesef sağduyulu davrananları değil, ortamı germeye çalışan ve güç gösterisi yapanları destekliyor. Bir başka sebep de Hüda Par’ı kimse görmek istemedi. Ne BDP ne de AK Partililer ne de merkezi basın Hüda Par’ı görmek istemedi. Hep yokmuş gibi davranıldı.

BDP’liler Hüd a Par’ın güçlenmesinin ilerde kendi siyasetleri için iyi olmayacağını biliyor olacaklar ki; sürekli olarak “seçimler bizimle Ak parti arasında geçecek” diye bilinçli propaganda yaptılar. Eğer gerçekten buna inanmış olsalardı, o halde neden saldırılarınızı Hüda Par’a yönelttiniz diye sormak lazım.

Batman için konuştuğumuzda Hüda Par’ın aldığı 13 bin civarındaki oy beklenen oy olmamasına rağmen, “3-5 bin oy ancak alırlar” diyerek küçümseyenlere de bir ders oldu.

Bu konuyla ilgili olarak Vatan Gazetesi Yazarı Ruşen Çakır’ın 31 Martta, “Gülen kaybetti, Erdoğan güldü” başlıklı yazısından bir bölümü aşağıya alalım ve yazımızı bitirelim. Çakır yazısında şunları söylüyor: “Güneydoğu denince, daha yeni kurulmuş ve ilk kez seçime giren Hüda-Par`ın Batman, Diyarbakır başta olmak üzere bazı seçim bölgelerinde belli bir orana ulaşmış olmasına dikkat çekmeliyiz.

Oranlar az görünebilir ama bu haliyle bile, Hizbullah`ın yasal uzantısı olarak görebileceğimiz bu parti BDP ve AKP`den sonra üçüncü siyasi güç olarak kendini gösterdi. Nasıl AKP`nin muhtemel krizi İç ve Doğu Anadolu`da MHP`ye yararsa, benzer bir durumda Güneydoğu`da Hüda-Par`ın kârlı çıkacağını öngörebiliriz.”
Dogruhaber - Veysi Demir / Batman

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir