İSTANBUL - Mısır’da aralarında İhvan-ı Müslim’in yönetici ve üyelerinin bulunduğu 529 kişiye verilen idam cezaları Fatih Saraçhane Parkında protesto edildi. Özgür-Der’in çağrısıyla yapılan protesto eylemine İslami STK’ların temsilcileri ve Müslümanlar destek verdi. Darbe karşıtı gösteriler nedeniyle hiçbir hukuk tanımaksızın verilen idam kararları atılan sloganlarla kınandı.

Eylemde, “İki Celsede 529 İdam: Sisi’nin Zulmü, Dünyanın Utancı!”, “Cuntanın İdam Kararları İslami Direnişi Yıldıramaz!” ,“İşte Mısır’da Darbe Hukuku: 529 İdam!”, “İslami Hareket Engellenemez!”, “Dünyanın Sessizliğine Rağmen Susmayan, Cuntanın Katliamlarına Karşı Yılmayan, Direnen Mısır Halkına Bin Selam!” yazılı pankart ve dövizlerin taşındığı görüldü.

Bu karar zulmün ve darbecilerin gitmesine vesile olacaktır
Eylemde bir konuşma yapan gazeteci yazar Ahmet Varol, Mısır cuntasının İslami hareketlere yönelik baskı ve zulümlerini artırarak İhvan’ı topyekûn yok etmeyi amaçladığına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Mısır’da darbeci cuntaya bağlı yargıçların 529 Müslüman hakkında verdiği idam cezası Müslümanlara açılmış bir savaştır. Bu kesinlikle bir yargılama değildir. Yani 529 insan hakkında 15 dakika içerisinde idam kararı verilmesi, zulüm rejimi tarafından yargı eliyle verdirilmiş bir karardır. Zaten bu kadar kısa bir süre içerisinde kararın verilmesi ancak bu şekilde izahı mümkün olabilir. Başka türlü yargıyla, hukukla, mahkemeyle açıklanması mümkün değildir. Bu resmen bir savaş kararıdır. Açıktan açığa yürütülen bir imha operasyonunun açıklamasıdır. Fakat bunlar bu tür saldırılarla, bu tür imha operasyonlarıyla, bu tür katliamlarla direnişi ortadan kaldırabileceklerini zannediyorlarsa tamamen yanılgı içerisindedirler. Kesinlikle bu kararlar oradaki zulme karşı sürdürülen direnişi ortadan kaldıramayacak. Bilakis bu direnişin kendine daha çok güvenir bir şekilde zulmün ve darbecilerin üzerine gitmesine vesile olacaktır. Biz buna inanıyoruz."
 

“Sözde demokratik ülkeler üç maymunları oynuyor”
Özgür-Der yöneticilerinden Hamza Türkmen, burada yaptığı konuşmada, herkesi Rabia direnişini sahiplenmeye ve darbeye karşı direnen Mısır halkını yalnız bırakmamaya davet etti. Türkmen, sözlerine şöyle devam etti: "Cunta ordusu Frenkleşmiş devşirilmiş kitlelerin alkışları altında tanklarla, uçaklarla, keskin nişancılarla kanlı bir darbe yaptılar. Binlerce kardeşimizi öldürdüler. Binlerce kardeşimizi tutukladılar. Mısır’daki darbe karşısında sadece Türkiye, Katar ve Afrika Birliği tarafından yaşanan bu kanlı ihtilale kimse darbe diyemedi. En başta ümmet coğrafyasında konuşan diktatörlerin ağzı kekemeleşti. Sözde demokratik ülkeler darbe karşısında üç maymunları oynadı.”
 

“Bizlere düşen kardeşlerimizin yanında olmaktır”
Müslümanlara verilen idam cezalarının vahşet olduğuna dikkat çeken Türkmen, “Mısır’da İhvanı Müslim’in mümtaz lideri Muhammed Bedi’yi Adeviye Meydanında bu darbe karşısında Sümeyyeler, Yasirler, Hasan El-Benna’lar ve Seyyid Kutuplar olarak direnişe hazır olduklarını ilan ettiler. Muhammed Bedi esarete asla teslim olmayacaklarını direnmeye devam edeceklerini, akıtılan kanlarıyla özgürlüklerini geri alacaklarını ilan ediyordu. Ve darbeciler Mısır’ın birçok alanında, İhvan'ın yöneticilerinin bizzat erkek ve kız çocuklarını katlettiler. Yöneticilerini ve birçok üyesini tutukladılar ama onların kimliklerini teslim alamadılar. Çünkü onlar ıslah ekolünün taşıyıcılarıydı. Onlar Kur’an ahlakıyla ahlaklanmışlardı. Bu ahlaktaki insanlar onurlu direnişlerine hala devam ediyorlar. Bu onurlu direnişçilerden 529 kişi hakkında idam kararı verildi. Tamamen yalan ve uydurma bahanelerle 20 dakikada 529 Müslümanı idama mahkum ettiler. Bu bir vahşet, insanlık bunun karşısında susuyor. Bizlere düşen kardeşlerimizin haklı davalarında onların yanlarında yer almamızdır. Onların haklılıklarına tanıklık yapmalıyız. Yerel ve küresel zalimlere karşı bu kardeşlerimiz gibi darbecilere La demeliyiz.” şeklinde konuştu.  (Erkan Yavuz - İLKHA)