BATMAN- Peygamber Sevdalıları Platformun’a üye derneklerden Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği (Hira Der), her hafta Cuma günü yatsı ezanından sonra yaptığı seminerlere halk tarafından yoğun ilgi gösteriliyor. Bu hafta ki Cuma sohbetini Doğruhaber Gazetesi Yazarı Eğitimci Abdulkadir Turan yaptı. 

Halkın yoğun ilgi gösterdiği program da konuşma yapan Abdulkadir Turan, topluma hâkim bazı ilahi kanunların olduğunu söyleyerek, “Nasıl ki güneş bir yere vurduğunda orası ısınıyorsa, güneş oradan uzaklaştığında orası soğuyorsa, toplumunda bazı kanunları yani Sünnetullah vardır. Bu sünnetullah’ın bir gereği olarak daima bir hak-batıl çatışması var ve daima musibetler vardır. Ve yine daima müsibetlere boyun eğen var. Musibetler karşısında eğilip bükülenler var. Yine müsibetlere karşılık koyanlar vardır. Hz muhammed (sav)’den sonraki en büyük musibet şüphesiz ki iltidat vakasıdır. Bu büyük bir musibettir.” dedi. 

İnsanların vasıflarından bir tanesi de tercih yapmak gerektiğini belirten Turan, “İnsanlar iki şey arasında kaldıklarında ikisinin arasında kıyas yapıp, o şeylerin fikrine göre, kuran ve sünnete göre, aklına göre kıyaslayıp iki fikrin arasında ki tercihi birbirinden ayırt etmelidir. Yani İnsanların vasıflarından biri de hakkı batıldan ayırt edebilmelidir. Çocuklarımızı bizden alıp kendilerine köle yapmaya çalışıyorlar ve biz buna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Çocuklarımızı ilmen dinen eğitip üzerlerinde çok durmalıyız. Çocuklarımızı en güzel şekilde eğitmeli onları kendimizden daha iyi seviyelere getirmeliyiz. Onları resulullahın, ashabelerin, sıddıkların ve şehitlerin yolunda büyütmemiz gerekir.. Ya onların yolundan giderler ya da nefret ettiğimiz kâfirlerin yolundan giderler Allah muhafaza etsin.” ifadelerini kullandı. 

“Selahaddin Eyyübi Haçlılara karşı cihad hareketini başlattı”
Selahaddin Eyyübi’nin Turan, tâkib ettiği siyâsetin diğer bir yönü de Haçlılara karşı cihâd hareketinin başlatılması olduğunun altını çizen Turan,  “Bilindiği gibi bu yüzyılda Haçlılar iki defa Anadolu’dan Kudüs’e kadar gitmişler ve geçtikleri yerlerde kan ve gözyaşından başka bir şey bırakmamışlardı. Hattâ bu zâlimler, kendi dindaşları ve ırkdaşlarının kalplerinde bile derin bir nefret uyandırmışlardı. Kutsal şehir Kudüs, yıllardır bu zâlimlerin elinde bulunmaktaydı. Nitekim Selâhaddîn’in Haçlılara karşı tesirli bir şekilde başlattığı cihâd siyâseti, bütün İslâmî gayret ve heyecanı onun etrâfında birleştirdi. Türk ve Arab ordularının aynı gâye etrâfında toplanmasını sağladı.” diye konuştu. 

Turan, konuşmasının sonunda şunları kaydetti: “Heppimimz birer Selahaddin gibi olmalıyız, daima onun gösterdiği mücadeleyi yapmalı, onun birer varisi olmalıyız. Biz Selahaddin Eyyübi’nin torunlarıyız diyen her Müslüman kendi hayatına Selahaddi’nin hayatını koymalıdır. O bütün zalimlere, kâfirlere meydan okudu, ‘Ben sizin zihniyetinizi kabul etmem’ dedi. Bizde zalimlerin ve kâfirlerin zihniyetine boyun eğmeyelim hayır asla kabul etmiyoruz diyelim.” (Yasir Oğuz-İLKHA)