MEHMET ÖZCAN / DOĞRUHABER

Mısır’da cunta yönetiminin Başbakanı Hazım el-Biblavi’nin istifa etmesinin ardından gayrimeşru Cumhurbaşkanı Adli Mansur tarafından görevlendirilen İbrahim Mihleb, cuntanın sadece birkaç ay ömürlük hükümetini kurmak için çalışmalara başladı. Çünkü yapılması öngörülen seçimler birkaç ay içerisinde olacak ve seçilecek yeni Meclis yeni hükümeti kuracak. Ancak bu birkaç ay daha dayanamayan Biblavi hükümetinin istifa ettirilmesinin cuntacıların çok zor bir durumda olduklarının kanıtı olarak gösteriliyor. Özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen milyar dolarlarca mali desteğe rağmen istifa eden Biblavi hükümeti ekonomide iyileşmeyi bir türlü sağlayamadı. Çünkü Arap rejimlerinden gelen paranın ülke ekonomisinin iyileştirilmesinde değil büyük bir bölümünün cunta üst kademesi arasında paylaştırıldığı herkesin malumu. Bu durumda para musluğunu kesmekle tehdit eden Arap rejimlerine ekonomik iyileşmenin olamamasının tek sorumlusunun Biblavi hükümeti’ni istifa ettirerek inandıran cunta şimdilik biraz daha ömrünü uzatmış görünüyor. Uzmanlar ise, gayrimeşru hükümeti 3 ana problemin beklediğini ve bu problemlerin de; yol haritasının tamamlanması, geçiş sürecinin yönetimi ve güvenlik sorunları olduğunu belirtiyor. Ancak halkın gözünde kredisi sıfırlanmış Biblavi hükümetinin başarısızlığının yeni Başbakan İbrahim Mihleb’te de aynı akıbetle son bulacağı ve sonuç itibariyle cunta rejiminin yönetimi çok uzun süre elinde tutamayacağı şimdiden öngörülüyor.

Mısır’da Biblavi hükümetinin istifası ve ülkedeki son gelişmeleri gazetemize değerlendiren İhvan Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye temsilcisi Dr. Eşref Abdülgaffar önemli açıklamalarda bulundu. Darbecilerin eliyle kurulan hükümetin başarılı olmasının mümkün olamayacağını dile getiren Dr. Abdülgaffar, “Mısır’da okullar tatilde, fabrikalar kapalı, çöpler toplanmıyor, hırsızlık-gasp almış başını gidiyor, geniş çaplı grevler var ve ülkede tam manasıyla bir kaos durumu hakim” diye konuştu. Ancak tüm bu olumsuzluklara karşın halkın cuntaya karşı isyan durumunda olduğunu ve kıyamın darbeciler devrilinceye kadar devam edeceğini söyledi. İşte Dr. Eşref Abdülgaffar’ın sorularımıza verdiği cevaplar…

CUNTA ÜLKEYİ KAOSA SÜRÜKLÜYOR

Darbe hükümetinin istifa etmesini nasıl yorumluyorsunuz ve bunun ne gibi sonuçları çıkabilir?

Tabi bu hükümet başından beri başarısız bir hükümetti. Aslında bu hükümetin başarılı olma şansı da yoktu. Çünkü darbecilerin emriyle kurulmuş olan bir hükümetti. İlk zamanlarda hükümet bazı vaatlerde bulundu. Vatandaşlara ekonomik anlamda bazı iyileştirmeler yapacağını vaadetti. Ancak geçen zaman içinde görüldü ki hükümet hiçbir iyileştirme yapmadığı gibi sorunlar daha da kökleşti, daha da büyüdü. Örneğin, Cumhurbaşkanı Mursi zamanında elektrikler günde sadece iki-üç saat kesiliyorken, bu hükümet döneminde kesinti 6 saate çıktı. Benzin fiyatları arttı. Güvenlik sorunları had safhada. Yani bu hükümet sözde teröristlerle! mücadele ettiğini söylüyor ama öte yandan hırsızlık faaliyetleri, çetecilik, gasp almış başını gidiyor. Mısır toplumunda artık bu olayların önü alınamıyor. Buna ilaveten ayrıca çok geniş çaplı grevler var. Ülkede ulaşımı, iletişimi felç eden grevler var. Şu anda çöpler ortalıkta duruyor kimse toplamıyor. Tamamen bir kaos var şu anda. Halk arasında bir umutsuzluk ve hayal kırıklığı devam ediyor. Suudiler ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin verdiği yardımın çok az bir kısmı topluma yansıyor. Şu anda Mısır’da hiçbir şey iyi değil. Tabi bu durum da darbecilere yansıyacaktır. Kimse bu olumsuzlukları hükümete mal etmesin. Sonuçta belki darbeciler hükümeti istifa ettirerek böyle bir şey düşünmüş olabilirler. Ama halk bu başarısızlığı doğrudan darbecilere mal ediyor.

DARBE YANLILARI HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMIŞ DURUMDA

Hükümetin istifa etmesi darbe karşıtlarının psikolojileri üzerinde elbette iyi bir etki oluşturmuştur. Peki, darbe yanlılarında nasıl bir etki oluşturmuştur?

Tabiatıyla bu olay darbe yanlılarını ve onların arkasında bir şekilde kandırılmış olanları hayal kırıklığına uğrattı. İnanılmaz bir hayal kırıklığı ve kandırılmışlık duygusu var. Çünkü darbeciler onlara birçok şey vadetmişti. Bazı sorunların yanı sıra birçok şey kullanılarak darbe yapmışlardı. Ancak onların bahane olarak kullandıkları sorunların hiçbirisini çözmediklerini gördüler. Aksine bu sorunların daha da kronikleşmiş durumda olduğunu gördüler. Örneğin; halk uzun gaz kuyruklarından şikayet ediyordu. Şimdi o kuyruklar ikiye üçe katlanmış durumda. Fabrikalar kapanmış, işsizlik artmış. Artık kimse hükümete güvenmiyor, ekonomi çökmek üzere. Şu anda Mısır’da bir iflas duruma var aslında. Buna rağmen işte Arap emirlikleri ile Suudi’nin yaptıkları yardımlar darbecileri şimdilik ayakta tutuyor. Yoksa şu anda Mısır iflas etmiş durumda. Tabi bu hususlar darbe yanlılarını fena halde etkiliyor. Onların maneviyatını morallerini bozuyor. Buna mukabil darbe karşıtlarına ciddi bir moral motivasyon sağlıyor. Zaten Biblavi de istifa etmiş değil görevden alınmıştır. Bu tür rejimlerin tabiatıdır. Daima kullanırlar ve zamanı bitince görevden alırlar.

OKULLAR TATİL, FABRİKALAR KAPALI...

Sayın Abdülgaffar, İhvan olarak bundan sonraki yol haritanızda nedir? Bir değişiklik var mı?

Bizim yol haritamız bellidir. Zaten şu anda sivil bir isyan var Mısır’da. Çünkü okullar, üniversiteler tatil edilmiş durumda, eğitim yok. Fabrikalar kapalı. Grevler devam ediyor. Dolayısıyla Mısır’da tam bir sivil isyan durumu, kıyam durumu var. O bakımdan biz de bunu değerlendireceğiz elbette. Bizim yol haritamız belli, darbeciler devrilinceye kadar direnişi sürdüreceğiz. Şu anda gösteriler, tepkiler devam ediyor. Kesinlikle darbeciler istediklerini elde edemediler. Ve inşallah darbeciler gasp ettikleri yönetimi geri iade edinceye kadar bu böyle devam edecektir.

EBU ZABEL ZİNDANINDA 48 MÜSLÜMAN GAZ SIKILARAK KATLEDİLDİ

Geçen yıl Ebu Zabel zindanında bir katliam meydana gelmiş ve 48 tutuklu Müslüman şehid edilmişti. Cunta ise yalan haberlerle bu katliamın üstünü örtmüştü. Son zamanlarda bu Müslümanların cunta tarafından katledildiğine dair bazı raporlar ortaya çıktı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Ebu Zabel Zindanıyla ilgili The Guardıan Gazetesi bir rapor hazırladı. The Guardıan, batılı bir İngiliz gazetesi. Rapora göre polis ve darbeciler tam manasıyla bir katliam gerçekleştirmiştir. Güvenliğinden sorumlu oldukları tutukları katletmişlerdir. 20 kişinin ancak sığabildiği bir araca 40-50 kişi doldurmuşlar ve o sıcak çöl sıcağında saatlerce bekletmişler. Ve daha sonra bunların üzerine gaz sıkmak suretiyle bunların hayatını kaybetmesine sebep olmuş, katletmişlerdir. Tabi bu tam anlamıyla bir cinayettir. Darbecilerin karakterleri işte bu tür şeylere son derece müsaittir.

PAZARLIK YOK… ASKER KIŞLAYA DÖNMELİ!

Mısır gazetelerinde Kahire Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde öğretim görevlisi olan Hasan Nef’a’nın bir arabuluculuk girişimi olduğunu yazdı. Bu konuda haberler yer aldı medyada. Böyle bir girişimin olması halinde sizin buna karşı tavrınız tepkiniz ne olur, neler söylemek istersiniz?

Biz kesinlikle darbecilerle görüşme taraftarı değiliz. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Bizim taleplerimiz nettir, bellidir. Bunların üzerinde bir pazarlık söz konusu değildir. Biz askerlerin kendi kışlalarına dönmesini istiyoruz. Askerlerin asli görevleri olan ülke sınırlarını korumaya almasını istiyoruz. Bunun dışında Mursi’nin ve anayasanın tekrar geri gelmesini istiyoruz. Bizim bunların üzerinde pazarlık yapmamız söz konusu değildir.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Şunu söylemek istiyorum; kim sabrederse, sabır zafere gider. Biz bu sabrı Mısır halkında görüyoruz. Umudumuz tamdır, sabırlıyız inşallah ve biz en nihayet bu mücadeleyi kazanacağımıza inanıyoruz.

Sayın Eşref Abdülgaffar bize zaman ayırarak sorularımızı cevapladığınız için teşekkür ediyoruz.

Ben teşekkür ediyorum.